loader
Osman Uysal; Başkası Olma Kendin Ol

Osman Uysal; Başkası Olma Kendin Ol

Ne yazık ki bunun gerçekleşmesi bir yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizde hiç bu kadar uzak olmamıştı. Yani toplumumuz hiçbir zaman bugünkü kadar kutuplaşmamıştı.

Osman Uysal; Başkası Olma Kendin Ol
 
Malum: Ülkemiz ister zamanında olsun ister erken olsun en geç bir yıl içinde hayati bir seçime sahne olacak.
 
Bu seçim maalesef sadece devletimizi 5 yıl süreyle yönetecek siyasi kadroları seçmekten ibaret değil. Keşke öyle olsaydı. Yani biz de toplumsal anlaşmasını yapmış, oyunun kurallarını kalın çizgilerle belirlemiş, herkesin diğerlerinin kanunlarla korunmuş hak ve özgürlüklerine saygı gösterdiği  bir devletin vatandaşı olabilseydik. Ne yazık ki bunun gerçekleşmesi bir yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizde hiç bu kadar uzak olmamıştı. Yani toplumumuz hiçbir zaman bugünkü kadar kutuplaşmamıştı. 
 
Tam da bu nedenle önümüzdeki seçimlerde sadece bizi yönetecek siyasi kadroları değil, ülkemizin geleceğini oylayacağız.
 
O nedenle seçimlerde kişiler yerine yönetilmeyi istediğimiz siyasal sisteme oy vereceğiz. Yani aktüel haliyle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli” ile “Güçlendirilmiş Parlamenter” sistem arasında bir seçim yapıp, gelecekte hangi modelle yönetileceğimize karar vereceğiz. Dolayısıyla oy vereceğimiz kişiler ilk defa bu kadar sembolik olacak. 
 
Bugün ülkemizde yapılan istisnasız tüm anketlerde halkın büyük bir çoğunlukla Güçlendirilmiş Parlamenter sistemden yana olduğu görülmektedir.
 
Siyaset sahnesinde faaliyet gösteren siyasi partilerin de ekseriyeti Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi savunmaktadır. Hatta çok değişik dünya görüşlerine mensup, aslında hayal ettikleri ülke modelleri çok farklı altı siyasi parti sırf bu amaçla ortak masa oluşturdu. Cumhur İttifakı sözcülerinin “dört benzemezler” diye küçümsediği masa daha da büyüyerek “Altı benzemezler” haline geldi.
 
Masanın büyümesi, hatta masada oturmamakla birlikte aynı düşünceyi paylaşan yakın komşuların çoğalması mevcut sistemden memnun olmayan büyük halk kesimlerinde memnuniyetle karşılandı.
 
Bu noktada Muhalefet masasına önemli bir görev düşüyor. Rüzgar uzunca bir süredir muhalefet lehine esiyor ve rüzgarın yönünün zamanında olsun, erken olsun seçime kadar değişmesi beklenmiyor. Bu nedenle gelecek seçime muhalefet büyük bir avantajla hazırlanıyor. Ancak doğru strateji geliştirilmez, seçime “hangi sistem” yerine “hangi kişi” sorusuyla girilirse sonuç istenen gibi olmayabilir.
 
Bu gerçeği çok iyi kavradığı anlaşılan iktidar kanadı bütün gücünü muhalefet bloğunu parçalamak ve seçimin sistem tercihlerine göre değil, kişi tercihine dönüşmesine harcamakta. Bu nedenle sürekli aday olması beklenen Kemal Kılıçdaroğlu adını dillendirerek seçimi Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu  arasında sıradan bir seçime dönüştürmek istiyor. Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu bu tuzağa düşmüş gibi görünüyor. Çünkü uzak durması gereken mindere çoğu zaman kendiliğinden giriyor.
 
Oysa bugün zamları, adaletsizlik, liyakatsızlık, işsizlik gibi sorunları en iyi halk biliyor.
 
Bu nedenle her fırsatta bu sorunları ifade etmek, halkı halka anlatmak yerine kendi çözüm önerilene yoğunlaşsa, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteminin içini doldurarak mevcut sorunların bu sistemle çözüleceği konusundaki umudu büyütse seçimi kazanmaya çok daha yaklaşacak.
 
Yani seçime kadar Recep Tayyip Erdoğan ismini ve Erdoğan ailesini hiç ağzına almadan konuşsa, kendini iktidarın yanlışları üzerinden değil kendi doğruları üzerinden tanımlasa lehine esen rüzgar fırtınaya dönüşecek. Bilmelidir ki her Recep Tayyip Erdoğan dediğinde, her Erdoğan ailesi dediğinde, onlara cevap vermek veya onları suçlamak adına onların gündemine mahkum olduğunda rüzgarın hızı yavaşlıyor.
 
Unutmasın ki tüm sorunları ve iktidarın yetersizliğini en iyi halk biliyor.
 
Halkın beklediği bu sorunların dillendirilmesi değil, çözüm yolları ve çözüm kadrolarını göstermesidir. Eğer bu yönde hareket edilmeyip, zamanın çoğunu Recep Tayyip Erdoğan’a laf yetiştirmekle harcarsa hem esen rüzgara hem de halkın umuduna yazık olur.  
 
Bir zamanların ünlü bir şarkısı vardı: “Başkası olma, kendin ol”.
 
Tam da bugün başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm muhalefetin Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakını yok sayarak kendisinin ne olduğunu halka göstermesi gereken gündür. Muhalefet seçimi kazanmayı iktidarın yanlışlarına bağlarsa gene hüsranla karşılaşabilir. Çünkü vatandaşların gözünde muhalefetin de yanlışları vardır. Bu nedenle muhalefet iktidarın yanlışlarına umut bağlamayı hızla terk edip kendi doğrularını, hatta kendini bulmak zorundadır. 
 
Gelecek Türkiye hayali iktidarın yanlışları üzerinden kurulmamalı; çocukların, gençlerin, kadınların ve kendini azınlık hisseden tüm yurttaşların beklentilerine ve umutlarına göre kurulmalıdır. 
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler