Yaşamak, Çok Nadir Rastlanan Bir Şeydir...
Yaşamak, çok nadir rastlanan bir şeydir Çoğu insan sadece var olur... diyor "Oscar Wilde"
İnsan iz bırakmak isteyen bir varlık. Bu uğurda tarihe iyi bir isimle veya kötü bir isimle yada hiç olarak gelip geçenlerdeniz...
Tarihte iz bırakmak istiyorsanız, tarihte iz bırakanları izlemeniz gerekir.
En önemli eksikliğimiz model insan, ideal insan. Tasavvufi bir ifade ile insan-ı kâmil, günümüz de bunun yokluğunu ve yoksunluğunu yaşıyoruz.
Kimi düzayak, doğuştan getirdiği dürtüyle, üreyerek tatmin yollarını arar, kimi yüzlerce yıl kalacak bir eser üzerinden.Kimileriyse o eseri verecek kişilere arka çıkarak, imkân tanıyarak.
Bütün bir kültür tarihi, iz bırakma isteğini bilim felsefe ve sanat sahalarında bir şeyler yapmak gayesiyle yanıp tutuşan kişilere gerekli ortamı temin eden imkân sahiplerinin kalıcılık istekleri üzerine kurulmuştur.
Hayır talebinin iyilere mahsus olduğunu zannedersen fena hâlde yanılırız.
Tersine, herkes hayır işleyebilir. Müttaki bir mümin kadar sinsi bir münafık da hayır işine girişebilir. Üstelik iyilik üzerinden iz bırakmak arzusu dinler üstü bir eğilim.
Çünkü insanın hasletlerinden biri de bu:
İyi bir insan olmak yerine iyi bir insan bilinmek...
Kendi izinin at izine karıştığını göremeyenler elbette bıraktığı izi gayrının nazarından gizlemek için hâd safhada titizlenirler. Hâlbuki iz bırakmanın yegâne yolu çile.Çile çekmek yerine çilekeşliği taklit etmek.
İz bırakmak kadar iz sürmek de var..
Biraz daha genelleştirerek soralım: Yüzyıllar sonra Cumhuriyet Dönemi Türkiye’si geriye ne iz bırakacak acaba yada bizden geriye ne kalacaktır sorusunu sorduk mu hiç kendimize..?
Hiçbir iz bırakamayacak bir yüzyılda yaşadığımızın ne kadar farkındayız acaba? Bu rahatlığımız ne kadar doğru nereye kadar doğru ? ....
ÖMÜR dediğimiz sürecin sonunda bu dünya da bir mezar taşından ibaret olmamalıyız. fazlası olmayı dert edinmeliyiz.
Bin yıllık Türk yurdumuz Anadolu’da iz bırakanları bir nebze anmak hatırlamak vefa adına;
SELÇUKLU denince ;
Sultan Muhammed Alparslan. Büyük Selçuk Sultanı tarafından "Türk Orduları Başkumandanı" atanan Balak Gazi, Ulu Cami Baş Mimarı Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah , Ahmed Bin Musa, Ali Bin İsa, Beyruni , İbni Cessar, İbni Heysem ,İbni Karaka, İbni Rüşd, İbni Sina, İbni Yunus, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve binlerce şüheda...
OSMANLI denince;
Ertuğrul Gazi oğlu Osman Gazi, Kanuni Sultan Süleyman, II. Abdülhamid han Mimar Sinan, Mehmet Akif Ersoy ,Hacı Bayram-ı Veli, Kadı Zade-i Rum, Molla Fenari, Akşemsettin, Ali Kuşçu, Seydi Ali Reis, Piri Reis, Evliya Çelebi, Matrakçı Nasuh, Teşkilât-ı Mahsusa ve dahası binlerce şüheda….
Türkiye denince kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
Mimar Vedat Tek, Nuri Nemirağ Vecihi Hurkuş eczacı Necip Akar ve dahası...
Vatan için, millet için, barış için, huzur için, din için, mukaddesat için, hürriyetimiz ve geleceğimiz için katkıda bulunan bütün ölmüşlerimizi rahmetinle minnetle anıyoruz...