Kurban Bayramının Anlamı Ve Önemi Nedir?
Kurban kesmenin önemi ve Kurbanın fazileti! Kurban Bayramı önemi ve fazileti
Gazipaşa Haberler Olarak Yaptığımız bu haberimizde.
İslam dininde Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramıdır olmak üzere iki bayram bulunmaktadır. Kurban kesmenin tarihi Hz. Adem (a.s.) dönemine kadar uzanmaktadır. Yüce Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim'de Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta da kurban kesmeye işaretler bulunmaktadır. Peki Kurban Bayram'ında kurban kesmenin önemi ve fazileti nedir?
Kurban Bayramı önemi nedir? Kimler Kurban kesmelidir? Kurban ne demektir? Kurban kesme ibadetinin tarihi ve fazileti nedir? sorularının yanıtını haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. Kur'an'da bir çok ayette kurban kesimine işaret edilmiştir. Kurban kesme ameli ile diğer ümmetler, Allah tarafından imtihan edilmiştir. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır.
İşte Kurban Bayramı önemi ve Kurban kesmenin Sözlükte “yaklaşmak, Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamına gelen kurban, dinî bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak, ya da bu şekilde boğazlanan hayvan” demektir. Arapça'da bu şekilde kesilen hayvana udhiyye denilir. İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunur. Kur'an'da Hz. Âdem'in iki oğlunun Allah'a kurban takdim ettiklerinden söz edilir (el-Mâide 5/27); bir başka âyette de ilâhî dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğuna işaret edilir (el-Hac 22/34). Ancak Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta kurban telakkisi bir hayli değişikliğe uğramıştır.
Hıristiyanlık'ta İsâ'nın çarmıha gerildiği ve bunun insanoğlunun aslî günahına karşı Baba'nın oğlu İsâ'yı feda etmesi olduğu inanışıyla kurban telakkisi özel bir anlam kazanmıştır. İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunur.
Kur'an'da Hz. Âdem'in iki oğlunun Allah'a kurban takdim ettiklerinden söz edilir (el-Mâide 5/27); bir başka âyette de ilâhî dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğuna işaret edilir (el-Hac 22/34). Ancak Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta kurban telakkisi bir hayli değişikliğe uğramıştır. Hıristiyanlık'ta İsâ'nın çarmıha gerildiği ve bunun insanoğlunun aslî günahına karşı Baba'nın oğlu İsâ'yı feda etmesi olduğu inanışıyla kurban telakkisi özel bir anlam kazanmıştır. İslâm'da kurbanın dinî hükmüyle ilgili olarak Kur'an'da, Hz. Peygamber'in sünnetinde önemli açıklamalar yer almış, bu çerçevede oluşan fıkıh kültüründe de konu hakkında ayrıntılı bilgi ve hükümler derlenmiştir.
Kurban Bayramı önemi nedir? Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu İsmâil'in Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır. Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur.
Özellikle et satın alma imkânı hiç bulunmayan veya çok sınırlı olan yoksulların bulunduğu ortamlarda onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zengine malını Allah'ın rızâsı, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir, onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah'a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur. Kurban Kesme Yükümlülüğü Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü sayılması için bulunması gereken şartlara kurbanın vücûb şartları denilir.
Kurban kesmenin sünnet olduğunu söyleyenlere göre ise bunlar sünnet oluşun şartlarıdır. Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü olabilmesi için dört şart aranır: 1. Müslüman olmak. 2. Akıllı ve bulûğa ermiş olmak. 3. Mukim olmak, yani yolcu olmamak. 4. Belirli bir malî güce sahip bulunmak. Gayri müslimler öncelikli olarak imanla mükellef olup ancak iman ettikten sonra ibadetleri ifa etmeye ehil sayılırlar. Bu sebeple, bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü tutulabilmesi, daha doğrusu böyle bir ibadeti ifaya ehil sayılabilmesi için müslüman olması gerekir.
Bu kural bütün ibadetler için geçerlidir. Hanefîler'den Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf ile Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart olmayıp gerekli malî güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına kanunî temsilcileri tarafından kurban kesilmesi gerekir. Bu fakihler kurbanın malî bir ibadet oluşu ve başta fakirler olmak üzere üçüncü şahısların hakkının gözetilmesi hususunu ön planda tutmuşlardır. Hanefî fakihlerinden İmam Muhammed'e ve Şâfiîler'e göre kurban mü- kellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde bu konuda fetva İmam Muhammed'in görüşüne göre verilmiş ve tatbikatta bu görüş ağırlık kazanmıştır.
Bu son görüşün ilk bakışta, üçüncü şahısların yani kurban etinden yararlanacak ihtiyaç sahiplerinin haklarını göz ardı ettiği ileri sürü- lebilirse de, ehliyetsiz ve eksik ehliyetli kimselerin mal varlığının korunması ve gerekli tedbirler alınarak onlara daha güvenli bir gelecek hazırlanması açısından isabetli olduğu da söylenebilir. Çünkü çocuk ve akıl hastasının haklarının istikbale mâtuf olarak korunması, kanunî temsilciler için hukukî ve dinî bir sorumluluktur. Böyle bir kaygının söz konusu olmadığı durumlarda kanunî temsilcilerinin zengin çocuklar ve ehliyetsizler adına kurban kesmesi güzel bir davranış olur.
Kurban Bayramının Anlamı Ve Önemi Nedir?
Kurban Bayramı ,yüce Allah’ın, başta müslümanlar olmak üzere insanlık camiasına büyük bir lütfu ve rahmetidir hiç şüphesiz. Müslümanlar için büyük bir lütuf ve rahmettir, çünkü “Allah’a yaklaşmak” anlamına gelen Kurban ibadeti sayesinde Allah’a kulluk ve teslimiyeti öğrenmektedirler. Hz.Adem’den itibaren sürüp gelen kurban ibadeti hem dînî hem de dünyevî fayda ve hikmetleri içeren bir ibadettir.
Şöyleki : Kurban insana Allah’a tamamen teslim olmayı öğretmektedir. Önemli peygamberlerden Hz.İbrahim’in vahiy vasıtalarından biri olan sadık rüyada oğlu İsmail’i kuban ettiğini görünce bunu ilahî bir emir telakki edip oğlunu Allah adına kurban etmeye girişmesi, oğlu İsmail’in de bunu teslimiyetle karşılaması aslında müslümanın Allah’a bütün varlığıyla teslim olması gerektiğini fiilen anlatan bir olaydır. Müşfik bir babanın oğlunu kendi eliyle boğazlamayı kabul edecek kadar ileri derecede bir teslimiyet örneğidir bu hadise.
Gencecik, hayat dolu bir yüreğin henüz hayatının baharında canını Allah için feda edecek kadar yüksek bir teslimiyet sembolüdür bu kurban kıssası. Yoksa Allah, kendisi için insanın boğazlanmasını hiç bir zaman kastetmemiş ve insanlara böyle bir ibadeti farz kılmamıştır. Her ne kadar Allah’ın gerçek dininden sapmak suretiyle Allah’ın hoşnutluğunu kazanmayı insanın kurban edilmesi gibi yanlış bir inanca bağlayan zümreler çıkmışsa da bu, hakdinin değil, tamamen insanın uydrduğu kuruntulardan ibaret batıl bir dinin ürünüdür.
Mısır halkının Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla her yıl Nil nehrine genç bir kızı kurban olarak atmaları böyle bir batıl inancın sonucudur. Yüca Allah böyle bir batıl inancı ve uygulamayı ortadan kaldırarak ve belli niteliklere sahip küçük veya büyükbaş hayvanların kurban edilmesini emrederek Allah rızası için dotların yanı sıra fakirlere dağıtılmasını dînî bir vecibe haline getirmiştir. Bu sayede yıl boyu ağızına et girmemiş bulunan fakir insanlar protein kaynaklarından biri olan olan et yeme imkanına kavuşmaktadır.
Allah Taala kurban kesmeyi emretmek suretiyle fakir olan köylülerin ekonomik imkanlar elde etmesini mümkün kılmaktadır. Her yıl üç-beş tane hayvan besleyip kurban bayramında satan insan yıllık geçimini kolaylıkla temin edebilir. Ayrıca et üretimine katkı yapmış ve fiyat artışının da gerçeklemesinin önü bu yolla sağlanmış olur. Kurban bayramı müslüman olmayan insanlar için de büyük bir lütuf ve rahmrettir.
Çünkü kurban bayramının idrak edilmesiyle müslüman olmayan insanlar da ekonomik yönden bu sirkülasyondan yararlanmaktadır. Bundan da önemlisi kurban bayramı sayesinde, müslüman olmayan insanlar hayatın anlamı ve yorumu konusunda düşünmek için yeni bir fırsatla karşılaşmaktadır.
“Ben kimim, nereden geldim, niçin varım, beni kim var etti, nereye gidiyorum,var olmamın amacı nedir ?” gibi temel soruları kendisine sormasını sağlayabilir ve bir cevap bulmaya çalışabilir.
Zira herkes müslüman bir ebeveynin kucağında dünyaya gelmemektedir. Dünyanın her tarafına yayılmış bulunan müslümanların kesecekleri kurbandan müslüman olmayanların haberdar olmaması hemen hemen imkansız gibidir. Bizi hicri 1432. yılı kurban bayramına kavuşturan yüce Allah’a hamd ediyor, başta dostlarımız olmak üzere bütün müslümanların bayramını tebrik ediyor hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyoruz......