Gazipaşa Tarihi ve Gazipaşanın Özellikleri... " Evliya Çelebi Seyahatnamesi"
Ünlü gezgin Evliya Çelebi Seyahatnamesinde; "18.. yy.'da Selinti kazasının Mersin sınırları içerisinde Silifke Sancağı’na bağlı 26 köyü olan ve yıllık 80 akçe vergi veren bir kazadır. Deniz kenarında bakımlı cami ve evler ile yemyeşil dağlara sahiptir. Kıbrıs'a 70 mil uzaklıkta iskelesi vardır," diye yazıyor. Bölgede insan yerleşiminin tarihsel serüveninin İ.Ö. 2000'lere kadar olan geçmişi bilinebiliyor. Ama yeterli bilgi vermese de çok daha eski çağlardan beri yerleşim olduğuna dair izler de var.
Antalya Gazipaşanın Tarihinde Hititlerin bir kolu olan Luviler Gazipaşa’yı da kapsayan Hititçede Kizzuvatna (Çukurova) ve Arzava (Antalya yöresi) Trakheia (dağlık kilikya bölgesi) yer alan Arzava konfederasyona bağlı olarak yaşadılar. Luvilerle (Hititlerle) başlamış olmasıkuvvetli ihtimal. Karatepe (Sivaslı) civarındaki kalıntılar içinde yer alan aslan figürleri bu ihtimali doğruluyor. Gazipaşa'nın tarihine yaptığımız yolculuğun önemli bir kilometre taşı İ.Ö. 628 yıllarına götürüyor. Selinus adıyla tarihte iki kent vardı. Sicilya'da Yunanlı Megara-Hyblaia halkı tarafından kurulan Selinus ve Anadolu'nun güneyindeki Selinus.
Kilikya Bölgesi'nde ve Hacımusa Çayı’nın ((Kestros) iki yakasında kurulmuş liman kenti, yani günümüzün Gazipaşa’sı. Kıbrıs, Mısır ve Akdeniz’deki diğer ticaret merkezleri ile ticaret yapılan liman kenti! Hititler deniz kavimleri tarafından yıkılınca bölgede bir süre otorite boşluğu meydana gelmiştir.M.Ö. 8.YY Mısırda bulunan 26. sülalenin egemenliğine girmiştir.
ANTİOCHEİA AD. KRAGUM (Nohutyeri) temelleri bu dönemde atılmıştır.
7. YY ortalarından 4. YY a kadar Pers egemenliğine girmiştir. 4. YY ın ortalarında ise Pers egemenliğine son veren büyük İskender (Mekadon Kralı)Alexander egemenliğine girdi.Büyük İskender ölünce onun valisi SELEVKOS’un egemenliğine girdi.
Daha sonrada merkezi Adıyaman’da bulunan KOMAGENE krallığına bağlandı. Nohutyeri Komagene kralı 4. ANTİAKOS adına adanmıştır.
İ.Ö. 197'de Antiokhos döneminde Roma egemenliğine geçti. I. yy.'da doğu seferine çıkan Roma Kralı Trajanus (98-117) hastalanarak Selinus’a geliyor ancak iyileşemeyerek burada ölüyor. Yerine tahta geçecek olan Hadrianus, Selinus' a gelerek cenazeyi Roma' ya götürmüş, anısına da bir mezar yaptırmış. Bu nedenle de Selinus'un bir süre Trajanapolis adıyla anılıyor.
Klikya’nın batı sınırında kurulan ve kaderi yakın çevresindeki en önemli yerleşim olan Alanya’nın kaderine bağlı olarak gelişen Gazipaşa bölgeye hakim olan korsanlar dönemini yaşamış. İ.Ö. 65 yılında, Romalı komutan Pompeius komutasındaki ordu bölgeyi korsanlardan temizledi ve Selinus da küçük bir Roma yerleşimi oldu. İ.Ö. I. yy.’da başlayan Roma İmparatorluğu dönemi yörede 6. yy.'a kadar devam etti. Roma’nın Hıristiyanlık döneminde ise Seleukeia-Silifke Başpiskoposluğu'na bağlı Piskoposluk Merkezi oluyor.
Roma gücünü kaybetmeye başlıyor ve 6. yy.'dan başlayarak Güney Akdeniz Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine giriyor. Anadolu’da güçlenmeye başlayan ve büyük bir devlet haline gelerek Bizans topraklarının büyük bölümünde hakimiyet kuran Selçuklu döneminde Sultanı I. Alaiddin Keykubat (1220-1237) 1221 yılında Alanya, Gazipaşa çevresine de hakim oluyor. Bu dönemde adı “Selinti” oluyor.Bu ad belki Selçuklulardan belki de Toroslardan kaynaklanıp şehir merkezinden geçerek denize karışan beş büyük çayın zaman zaman sel baskınına neden olmasından geliyor.
Selçuklulardan sonraki Anadolu Beylikleri Dönemi’nde Antalya ve civarı Teke Beyliği’nde kalırken Gazipaşa (Selinti) ve doğusu ile kuzey kısımları merkezi Konya olan Karamanoğulları Beyliği hakimiyetindeydi. Osmanlı Döneminde Fatih Sultan Mehmet'in Deniz Kuvvetleri Komutanı(Kaptan'ı Derya) Gedik Ahmet Paşa, 1470 yılında Alanya'yı, 1472 yılında ise Selinti (Gazipaşa), Anamur ve Silifke yöresini Karamanoğlu Beyliği'nden alarak Osmanlıhakimiyetine kattı.
İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi İstiklal Savaşı’nda Selinti (Gazipaşa) halkı Mustafa Kemal ve ulusal kurtuluşçu güçlerin tarafında yer alıyordu. Torosların İçanadolu tarafına bakan tarafında bulunan Bozkır çevresinde başlayan Delibaş isyanları sırasında aşiret (Bizce toroslarda yaşayan Yörükler olmalı aşiret Yörükleri değil)Yörükleri isyanın bastırılmasında rol oynuyorlardı.
Cumhuriyetten sonra, 21 Ekim 1922’de Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gazipaşa ünvanı ile ilçe olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın ünvanı olan Gazipaşa adının ilçeye verilmesiyle yöre halkının İstiklal Savaşı sırasındaki yararlıkları da ödüllendirilmiştir. 1926 yılında nüfusunun azlığı nedeniyle ilçeliği kaldırılmış, Hacı Musa Çayı’nın doğusu Şansa Nahiyesi olarak Anamur’a, batısı ise Pazarcı Gazipaşa olarak Alanya’ya bağlanmıştır.
Yeniden ilçe oluşu 1947 yılında 5071 sayılı Büyük Millet Meclisi kararıile gerçekleşip ve Kaladran Çayı ile Anamur’dan ayrılmıştır.
COĞRAFYASI, İKLİMİ VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Gazipaşa, Türkiye’nin olduğu gibi Akdeniz’in de önde gelen turizm merkezi olan Antalya’nın ilçesidir. Akdeniz’in iki önemli kenti Antalya ve Mersin arasında sınır oluşturan Gazipaşa ilçe merkezi Antalya’ ya 180 km. uzaklıktadır.
Havaalanı bağlantısıAntalya ile yapılmaktadır. Mersin’in en batısındaki ilçesi Anamur ile Gazipaşa iki ilin sınırını oluşturmaktadır. Kaladran Çayı aynı zamanda iki ilçeyi ayırıyor. İlçe 10 km. uzunluğunda ve 7 km. enindeki Gazipaşa Ovası üzerine kurulmuş. Doğusunda Güney Akdeniz, kuzeyi Toros dağları ile çevrili. İlçenin kıyışeridinin uzunluğu yaklaşık 50 km. dir.
Toprakları, genellikle kıyıda kızıl kestane renkli ve sebze, narenciye, muz başta olmak üzere tarıma elverişlidir. İçerilere doğru ( Terrarosa) topraklardır ve bu yörelerde de tahıl tarımı yapılır. Dağlık kesimlerde de hayvancılık ve ormancılık ağırlık kazanmaya başlar. İklimi tipik Akdeniz İklimidir.
Yazları sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağmurlu geçer. Sadece ocak ve şubat aylarında düşen yağış oranı, Türkiye’nin en yağışlı yeri olan Rize çevresinin aynı dönemi ile nerdeyse eşittir. Ancak bütün bunlara rağmen, yaz aylarının başlaması ile birlikte kurak bir dönem başlar ve yaklaşık 5 ay neredeyse hiç yağış düşmez.
Bitki örtüsü, Akdeniz bölgesinin tipik bitki örtüsü olan makidir. İlçedeki 800-1000 m. Yüksekliğe kadar olan alanların denize bakan yamaçlarında görülür. Kış ve ilkbahar aylarında düşen yağışlarla yeşeren makiler yaz sıcakları bastırınca fazla büyümez ve bodur ağaçlar şeklinde kalırlar. Aynı alan içersinde yer yer 800-1200 m. Arasında ise Akdeniz fundası ile karışık durumdaki çam ormanları görülür.
Daha yükseklerde ise orman üst sınırına kadar olan yerlerde karaçam, sedir, ladin ve ardıç gibi orman çeşitleri yaygınlık kazanır. Akarsular, Gazipaşa Ovası’ nın ana karakterini kazanmasında en önemli rolü oynayan akarsuladır. Yüksek yerlerden getirmiş oldukları alüvyonu eğimin azaldığıovalık alanlara bırakmış ve verimli tarım alanları olarak kullanılan düzlükler oluşmuştur.
İlçe akarsularının vadisi dar ve derindir. Taban eğiminin azaldığı yerlerde çakıl ve kum birikimi çok üst düzeydedir.
Gazipaşa'da EKONOMİ
Gazipaşa'da da ekonomik yaşam hava şartlarına bağlı olarak kuru tarım , küçük el sanatları ve ticaret, ormancılık ve hayvancılığa dayanmakta idi. Ancak 1970 lerden itibaren başlayan sera ve seracılık faaliyetleri o günden bu güne artan ölçüde ilçenin ekonomik yaşamla İlçenin ekonomik yaşamında en önemli gelir kaynağı olmuştur.
İlçede herhangi bir büyük sanayi kuruluşu mevcut olmamakla beraber orta ve küçük çaplı imalathaneler ve atölyeler mevcuttur.
İlçe ekonomisinde hakim olan sektör tarım sektörüdür. Tarımda da en büyük pay örtü altında yapılan turfanda sera sebzeciliği ve muzculuğa aittir. Son yıllarda örtü altında çilek yetiştiriciliği ve enginar yetiştiriciliği hızla artmaktadır Ancak arazi yapısının genel olarak engebeli olması nedeniyle ilçe yüz ölçümünün yalnızca % 18'i tarımsal faaliyet için kullanılabilmektedir.
Sebzecilikte halkın yönelimi seracılığa doğru olmuştur.
Tarımla uğraşanların %80'i geçimi seracılıktan sağlamaktadır.İlçe merkezi ve Kahyalar Beldesi ile ilçedeki 41 köyün 36’sında seracılık yaygınlaşmıştır. İlçede güzlük ve baharlık olmak üzere yılda iki sezon halinde seralarda sebze üretimi yapılmaktadır. Seralarda üretilen sebzelerin başlıcaları: salatalık, domates, taze fasulye, patlıcan ve biberdir. Açık alanlarda ise taze fasulye, domates, biber, patlıcan ve enginar yetiştirilmektedir.
İlçede mevsim koşulları hayvancılık için son derece uygundur. Ancak orman köylerinde doğal yapının son derece sarp olması ve hayvancılık için uygun şartlar taşıyan ova kesimlerde tarımsal uğraş olarak seracılık ve muzculuğun tercih edilmesi nedeniyle hayvancılık yeterince gelişmemiştir .Ova kesimlerde aile işletmeciliği tarzında süt sığırcılığı yapılmaktadır. Orman köylerinde ise kıl keçiciliği temel hayvancılık uğraşı olarak yapılmaktadır. Balıkçılık ve ormancılık ilçenin diğer önemli gelir kaynaklarındandır.
Tarım Ve Hayvancılık İlçe Ekonomisine Tarım Sektörü Hakimdir.
Tarımda da en büyük pay örtü altında yapılan turfanda sera sebzeciliği ve muzculuğa aittir. Son yıllarda örtü altında çilek yetiştiriciliği ve enginar yetiştiriciliği hızla artmaktadır. Ancak arazi yapısının genel olarak engebeli olması nedeniyle ilçe yüz ölçümünün yalnızca % 18'i tarımsal faaliyet için kullanılabilmektedir.
Buna karşın ilçedeki iklim koşullarının uygunluğu sonucu ülkemizde sınırlı yerlerde üretilebilen muz, çekirdeksiz nar, hünnap, avokado, mersin, kivi gibi meyve çeşitlerinin ilçemizde bol miktarda yetiştirilmesi pazarlama açısından büyük bir avantaj sağlamaktadır.
1982 yılında Alanya Meyvecilik Üretme İstasyonu Müdürlüğüne bağlı Gazipaşa Meyvecilik Üretme İstasyonu adıyla kurulan birim, 2001 yılında İlçe Tarım Müdürlüğü bünyesine alınmıştır. Kuruluşunun amacı Akdeniz ve yakın bölge çiftçilerinin ihtiyacı olan narenciye, tropik ve subtropik meyve fidanlarını standartlara uygun, sağlıklı ve sertifikalı bir şekilde üretmektir.
Bu çerçevede 2004 yılı içerisinde 25.266 adet virüssüz narenciye fidanı, 11.843 adet Nar fidanı, 508 Adet Avakado, 1.000 Adet Turunç fidanı, Hünnap Fidanı 342 adet, Narenciye Meyvesi 6.180 kg., Zeytin Meyvesi 4.279 kg., Nar Meyvesi 1.950 kg., Hünnap Meyvesi 1.354 kg. ve 1.079 adet çeşitli süs bitkisi üretilmiştir. Sebzecilikte halkın yönelimi seracılığa doğru olmuştur.
Tarımla uğraşanların %80'i geçimi seracılıktan sağlamaktadır. İlçe merkezi ve Kahyalar Beldesi ile ilçedeki 41 köyün 36'sında seracılık yaygınlaşmıştır. İlçede güzlük ve baharlık olmak üzere yılda iki sezon halinde seralarda sebze üretimi yapılmaktadır. Seralarda üretilen sebzelerin başlıcaları salatalık, domates, taze fasulye, patlıcan ve biberdir. Açık alanlarda ise taze fasulye, domates, biber, patlıcan ve enginar yetiştirilmektedir.İlçede mevsim koşulları hayvancılık için son derece uygundur.
Ancak orman köylerinde doğal yapının son derece sarp olması ve hayvancılık için uygun şartlar taşıyan ova kesimlerde tarımsal uğraş olarak seracılık ve muzculuğun tercih edilmesi nedeniyle hayvancılık yeterince gelişmemiştir. Ova kesimlerde aile işletmeciliği tarzında süt sığırcılığı yapılmaktadır. Orman köylerinde ise kıl keçiciliği temel hayvancılık uğraşı olarak yapılmaktadır.
TARIM ARAZİSİNİN DAĞILIMI
Gazipaşa ilçesinin tarım arazisi dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tarla bitkileri alanı 77.500 Meyve alanı 35.110 Sebze alanı 23.225 Nadas alanı 29.312 Süs bitkileri alanı 3 toplam tarım arazisi 165.150
GAZİPAŞA TARIM FUARI
Akdeniz’ in bu yöresinde en önemli tarım merkezlerinden olan Gazipaşa yaşsebze yetiştiriciliğinde de söz sahibi.1978 Yılında Türkiye 1. Hıyar Semineri’ni düzenledi.
Modern tarımın ve ileri teknolojilerin yöre tarımına kazandırılması amacıyla gönüllü çalışmalar sürdüren Gazipaşalılar 1998 Nisan’ında 1. Tarım Fuarı’nı gerçekleştirdiler. Yeniliklere açık Gazipaşalı üreticilerin fuara yoğun ilgi göstermeleri girişimcileri de yüreklendirdi ve Gazipaşa Tarım, Kültür ve Turizm Derneği kuruluşu gerçekleşti.
İki yılda bir tekrarlanan fuarda tarım alet ve makineleri, tarım ürünleri ambalaj sanayisi, tohum üreticileri, gübre ve torfçular, tarımsal sigorta kuruluşları, tarım ilaçları, sera örtüleri, meyve sebze fidancılığı, damlama sulama sistemleri, sera donanımı, toprak ve su laboratuarları ile ihracatçı firmalar gibi sektörlerden firmalar yer alıyorlar.
İki yılda bir nisan ayının son haftasında gerçekleştirilen fuar sırasında kültürel etkinliklere de yer veriliyor.Fuardan sağlanan gelirler de gene Gazipaşa için değerlendiriliyor. Belediye Kültür Salonu, pazar yeri olarak da kullanılan Fuar alanının düzenlenmesine katkıda bulunuldu.
Gazipaşa’ da Muz
Muz bitkisi ülkemize ilk defa 1750 yıllarında Mısır’la ilgisi olan zengin bir aile tarafından süs bitkisi olarak getirilmiş. Süs bitkisinin meyve verdiği görülüp tadı da beğenilince 1930'lu yıllardan sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmış. Muz üretiminde asıl gelişme ise 1950’lerde başlıyor.
Özellikle Gazipaşa, Anamur ve Alanya’da 1984 yılına kadar devamlı yükselen üretim söz ettiğimiz ithalatla düşme eğilimine girmiş.
Muz üreticilerinin korkulu rüyası ise don. Çok sık olmuyor ama ısısıfırın altına düşerse muz ölüyor. Bu tehlike muz üretimini düşürmüştü. Ama üreticiler buna bir çözüm buldular. Sera malzemelerinin ucuzlaması da çözümü kolaylaştırdı. Muz seralara alındı. Isı çok düşerse seralar ısıtılıyor ve ağaçlar kurtarılıyor, Bugün ülkemizde “Musa Cavendish” (Dwarf Cavendish) denilen bodur muz üretimi yapılıyor.
Muzların gerçek gövdeleri toprak altında soğan biçiminde bulunuyor ve buradan çıkan sürgünlerle çoğalıp yaprak veriyorlar. Yaprakların iç içe geçmiş olan kınları odunsu olmayan ‘yalancı gövdeyi’ oluşturuyor. 25-30 yaprak çıktıktan sonra, çiçek tomurcuğu gelişip çiçek topluluğunu oluşturuyor. Yalancı gövdenin ortasından çıkarak yaprak demetinin arasından havaya yükselen çiçek sapı da çiçek topluluğunu taşıyor. Çiçek topluluğu da muz hevengini oluşturuyor.
Muzun DoğrmasıAğustos ortalarında muz bahçelerinin yanından geçerken birden sesler duyulur.
Muz doğuruyordur. “Dal vermek” de denilen bu doğurma sürecinde çiçekler kendilerini saran kabuktan çıkıp muz hevengini oluşturması sırasında gövdede meydana gelen yırtılmalar ses çıkarıyor. Çiçek topluluğu dışarı çıktıktan sonra yere doğru eğiliyor. Meyveler yukarıya doğru dikilip muz hevengini oluşturuyor. Bu süreç gözle görülebilecek kadar hızlı oluyor. Hevenk kesildikten sonra o gövde o sezon bir daha muz vermiyor.
Gazipaşa’da en güzel deniz manzarası olan yamaçların muz bahçeleri olduğu görülüyor. Çünkü muz denize bakan yerleri seviyor, Denize bakan yamaçlar, denizden gelen rüzgarın getirdiği nemden yararlanıyor. Muz sıcak kadar nemi de seviyor. Onun için de denize bakan yamaçlarda iyi yetişiyor.Gazipaşalılar bir cümleyle özetlemişler; “Muz denizi görecek” .
Caretta caretta kaplumbağaları: Nesli tükenmekte olan ve korunmaya çalışılan dev kaplumbağalar Carettalar ( Caretta caretta ) ve sevimli Akdeniz Fokları ( Monacus Monacus) Gazipaşa sahillerinde görülür. Carettaların üremek için geldikleri ve yumurtadan çıkan yavruların okyanusa doğru yolculuğa çıktıkları Akdeniz sahileri arasında Gazipaşa kumsalları da bulunuyor. Yaklaşık 100 milyon yıldır ( dinazorlar çağından beri) dünyamızda yaşayan bu kaplumbağalar yetişkin olduklarında boyları 1,5 – 2 metreyi, ağırlıkları 150 kg. buluyor.