loader
Dünya’nın Siyasi Gerçekliğini, Gerçek Boyutuyla Anlamak…

Dünya’nın Siyasi Gerçekliğini, Gerçek Boyutuyla Anlamak…

Türk Milleti’nin en önemli gücü ise ; Kutlu Devleti, Peygamber Ocağı Ordusu, Teşkilatı, Disiplini, Ülküsü, İnancı ve Allah’ın yeryüzündeki ordusu olduğu bilincinden

Dünya’nın Siyasi Gerçekliğini, Gerçek Boyutuyla Anlamak…Dünya’nın Siyasi Gerçekliğini, Gerçek Boyutuyla Anlamak…
Av. Sedat ÇETİNKAYA
 
Bir zamanlar “ ÜZERİNDE GÜNEŞ BATMAYAN İMPARATORLUK” HALİNE GETİRDİKLERİ BİRLEŞİK KRALLIK üzerinden kendi dünya hakimiyetlerinin temelini atan küresel güçler, kuruluşundan itibaren yatırım yapmaya başladıkları Amerika Birleşik Devletleri’nin ön plana çıkmaya başlamasıyla kendilerine yeni merkez olarak Amerika Birleşik Devletleri’ni seçmişler ve geride kalan 100 yıllık süreç içinde de dünyaya bu ülke üzerinden yön vermişlerdir. Ancak bu durumun İngiltere’yi tamamen terk ettikleri anlamını içermediğini de belirtmek isterim.
 
Devleti Aliyye’nin yıkılışında büyük rol oynayan bu küresel güçler, GÜNÜMÜZÜN YENİ FİTNE MERKEZİ olarak Çin’i belirlemiş bulunmaktadırlar. Ancak bu durum da Amerika Birleşik Devletleri’ni tamamen terk edecekleri anlamına gelmemektedir. Bu nedenle J.Biden yönetiminde gerçekleştirecekleri yumuşak geçiş dönemi öncesinde, Amerika Birleşik Devletleri nezdinde Küreselciler ve ABD merkezciler olarak derin çizgilerle ikiye bölünmüş bir siyasi yapının ve gerilimin oluşmasını sağlamış, kendi içlerinde de Rockfeller ve Rothschild ailesi önderliğinde ikiye bölünmüş bir yapı oluşturdukları izlenimini vermiş bulunmaktadırlar. Aslında  bu PAGANİST VE SİYONİST yapının varlığında gerçek bir ikilem olmadığı gibi aralarında ŞEYTAN’a hizmetlerine yönelik bir amaç farklılığı da bulunmamaktadır.
 
POZİTİVİZM’İN , METARYALİZM’İN VE BİLİME TAPMANIN  oluşturduğu beyin yapısı tarafından anlaşılamayacak olsa da ; Şeytan ve İnsan’ın, Hak ile Batıl’ın , Deccal ile Mehdi’nin kıran kırana mücadelesi başlamak üzeredir.
 
KAĞIT ÜZERİNDE DECCALİYET ; Hak davasının bayraktarı olan Türk Milleti’nden çok ileride bir güce sahip gibi görünmektedir. Türk Milleti’nin en önemli gücü ise  ; Kutlu Devleti, Peygamber Ocağı Ordusu, Teşkilatı, Disiplini, Ülküsü, İnancı ve Allah’ın yeryüzündeki ordusu olduğu bilincinden ve şehadete ulaşma arzusundan doğan yenilmez bir ruha sahip oluşu ve yüce Rabbimizin destek verdiği kut sahibi yöneticilere sahip oluşudur.
 
Konuya dönecek olursam, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında büyük bir düşmanlığın var olduğunu düşünenlerin büyük ve su katılmamış bir beyin fukarası olduğunu belirtmek isterim. Bu yaklaşım içinde olanlar, hala 50 yıl öncesinin düşünde ufkunda yaşayan zavallılardır. Oysa Mao yönetiminin oluşmasında  etkin olan ve Hong Kong merkezli sermaye ile Çin’i adım adım kontrol altına alanların da ABD’yi yöneten gücün de paganist- siyonist yaklaşımlı küreselciler olduğu gerçeği tartışmasız bir biçimde ortada durmaktadır. Görünürde ne olursa olsun var olan gerçeklik, ABD ile Çin'in MÜTTEFİK olduğu gerçeğidir...
 
İngiltere ise Avrupa Birliği’nden ayrılarak büyük oyuncu olma iradesini ortaya koymuştur. Ancak kanaatimce İngiltere Kraliçesi, tarihi bir tecrüben hareketle adımlarını dikkatle atmaktadır ve küreselcilerin çıkarlarıyla örtüşmeyen farklı bir stratejiye de sahip bulunmaktadır. İşte İngiltere’nin alttan alta Türkiye ile yakın duran stratejisinin arkasında da bu yaklaşım biçimi bulunmaktadır.
 
Küreselcilerin, aslında kendilerine tarihi ve stratejik olarak yakın olan Rusya’yı hedef tahtasına koyarken de iki amacı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Avrupa’yı, Rusya korkusuyla hizaya getirerek kontrolleri altına almak, diğeri ise Rusya ile küresel hakimiyetten ve zenginlikten alınan pay noktasında pazarlığı kızıştırmaktır. Rusya ise ani ve tepkisel politika değişimlerinden kaçınmak ve Türkiye ile yakınlaşma perspektifini veya değişik bir söylemle Türkiye ile ittifak tehdidini ortaya koymak şeklinde akıllı bir strateji ile bu yaklaşıma karşılık vermektedir. 
 
Yine Rusya, Avrupa’ya hissettirmese de küreselcilere, istediğimi vermezseniz ; Avrupa’yı işgal eder , Kafkaslarda ve Akdeniz’de önünüze geçer, oyununuzu ve dengenizi bozarım tehdidinde bulunmaktadır.
 
Türkiye ise Sayın Erdoğan’ın liderliğinde ; Rusya ile yakınlaşma, İngiltere ile iyi ilişkiler kurma, Avrupa Birliği’ni korkutma// birlikte çalışma// tehdit ve dağıtmaya çalışma sarmalında oyalama, Amerika Birleşik Devletleri’ni ise endişeye sevk etme// idare etme derinliğinde bir stratejiyi sahaya sürerken, KENDİ AJANDASINDA ;  Büyük Türkiye’ye, Turan’a ve İslam Birliğine yönelik bir stratejiyi de adım adım geliştirmektedir.
 
Bu noktada Türkiye ile Rusya’nın önümüzdeki süreçte nasıl bir politika geliştirecekleri ve atacakları adımlardaki zamanlama büyük önem taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ; Çin- ABD- İngiltere hattıyla yürümeye başlayacak olursa, Rusya’nın dağılma süreci için düğmeye basılmış olacak, Turan önündeki en stratejik engelin ortadan kalkması için yollar, fikren ve kağıt üzerinde de olsa açılmış olacaktır. Rusya’nın küreselci ittifakla birlikte yürümeye başlaması durumunda ise Avrupa Birliği dağılma sürecine girecek, Türkiye’nin de ; güçlenecek ve bölgesel ittifaklarla üzerine yüklenmeye çalışacak Rusya faktörüne bağlı olarak sıkışması söz konusu olacaktır.
 
Türkiye ve Rusya’nın tarihi değerde bir akılla birlikte hareket ederek strateji geliştirmeleri durumunda ise dünyada yeni bir güç merkezi ortaya çıkacak ve dünya güç dengesi ; Karadeniz çevresi - Türkiye – Hazar Denizi – Basra Körfezi ve Doğu Akdeniz’i kapsayan coğrafyada teşekkül edecektir. Bu teşekkülden orta ve uzun vadede karlı çıkacak olan ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti- Türk Devletler Birliği ve İslam dünyası olacaktır. 
 
Bu süreçte İsrail ise pusuya yatmış bir tilki gibi hareket etmekte, “armut piş ağzıma düş politikası” izlemekte ve en önemlisi de Türkiye’nin düşmanlığını kendisinden uzak tutmaya çalışmakta, ABD ve tasmalısı Pkk//Pyd//Ypg/Sdg yapılanmasını Türkiye ile arasına tampon yapmanın ve Türkiye ile İran’ı savaştırmanın gayretini taşımaktadır. 
 
İŞTE DÜNYA SİYASETİNİ OKUMAK İSTEYENLER ;  Covid-19 salgınını dünyaya bela edip Amerika’da zirve yaptıranların, önceden hazırlanmış aşı çalışmalarını yeni çalışmalar gibi piyasaya sürenlerin, Ermenistan- Azerbaycan arasındaki çatışmayı ortaya çıkarıp körükleyenlerin, Doğu Akdeniz’de gerilim peşinde koşanların, Libya’yı kontrol altına almak isteyenlerin, Katar’a ambargolar koyanların, Yemen’i kan gölüne çevirenlerin, Mısır’da darbe yaptıranların, Pakistan ve Hindistan arasındaki gerilime oynayanların, Afganistan’ı işgal edenlerin, DEAŞ diye bir örgüt peydahlayanların, Pyd//Ypg//Sdg yapılanmasını kurup binlerce tır silah verenlerin, BAE’nin siyonizmin hizmetkarı rejimini İslam dünyasının üzerine salanların, Lübnan limanını patlatanların, FETÖ’ye sahip çıkarların, Erdoğan’ı diktatör ilan edenlerin, Türkiye’ye gizli ve açık ambargolar koyanların, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de sindirmeye çalışanların, Kıbrıs’ta satılmış bir işbirlikçiyi yönetimde tutmak isteyenlerin, ülkemize döviz kuru üzerinden operasyon çekenlerin, Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin, Türkiye’de darbe tezgahlayanların, Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden ve güçlenmesinden rahatsız olanların kimler olduğunu ve amaçlarını bu büyük resim çerçevesinde değerlendirmeleri ve bu resmi hiçbir zaman gözden kaçırmamaları gereği bulunmaktadır.
 
Bu büyük resim çerçevesinde iç siyasete yönelik bir okuma yaptığımızda ;  Türkiye ile yakın ilişkiler kuran İngiltere Kraliçesi’nin ülkemizdeki temsilcilerinin, Sayın Erdoğan’ın karşısında konumlanmalarının imkansız hale geleceğini , küreselcilerin Sayın Erdoğan karşısında pes ederek Türkiye’yi kazanma yolunda atacakları adımların ise , ülkemizdeki temsilcilerinin kuyruğunu bacaklarının arasına almış şekilde pasifize olmalarını sağlayacağını söyleyebilmek mümkün hale gelmektedir. Bence Sayın Erdoğan’ın Saadet Partisi ve DSP ile yapmış olduğu görüşmelerin temelinde de bu mantık ve strateji bulunmaktadır. Yakında HDP ile aralarında genetik uyuşmazlık bulunan İyi Parti’nin yan çizmeye başladığını görmek, CHP’de bir yönetim değişikliğini yaşamak ve HDP’nin kapatıldığını duymak da sürpriz olmamalıdır…
 
Hak şerleri hayr eyler
Zan etme ki gayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler