loader
Osman Uysal; Her Şey “Son Cennet” Gazipaşa İçin

Osman Uysal; Her Şey “Son Cennet” Gazipaşa İçin

Bu gecikme Gazipaşa’mız için geçmiş deneyimlerden gerekli dersleri alarak bölgemizin doğasına, kültürüne, ekonomisine uygun bir turizm planlaması yapabilmek için önemli...

Osman Uysal; Her Şey “Son Cennet” Gazipaşa İçin
 
Hepimizin bildiği gibi Gazipaşa batı Akdeniz ve Ege sahillerinde erken dönemde turizm tesisleri ile tanışmamış, doğal ve sosyal yapısının 2020’li yılların başlarına kadar korumuştur. Bu nedenle pek çok kişi tarafından “Son Cennet”, “Akdeniz’in Saklı Cenneti” gibi nitelendirmelere konu olmuştur.
 
Hayata sadece para ve paranın satın alabileceği nesneler ekseninden bakan çoğu kimse bu durumu “geri kalmışlık” olarak nitelese de aslında bu gecikme ilçemiz için birçok fırsatların doğmasını sağlamıştır.
 
Bir kere; Alanya, Bodrum, Kuşadası, Manavgat, Serik gibi onlarca bölgede turizm adına doğanın yok edilmesi, mavi denizin hemen ardında bir beton denizinin oluşması, tarımsal alanların azalması, bozulan sosyal yapı sonucunda mafyatik faaliyetlerin ve buna bağlı olarak adi suçlarda görülen artışlar… 
 
Birdenbire plansız ve programsız oluşan bu hızlı turizme bağlı tesisleşmenin olumsuz etkilerini saymakla bitmez. Olumlu etkileri de olmamış mıdır? 
 
Mutlaka olmuştur; ancak bu bölgelerin insanlarının ekseriyeti geriye dönmek şansları olsa düşünmeden 70’li, 80’li yılların Alanya’sında, Manavgat’ında, Bodrum’unda, Kuşadası’nda yaşamayı tercih edeceklerdir. Çünkü para ile satın alınan nesneler, bu süreçte kaybettiğimiz değerlerin yanında çok önemsiz kalmaktadır. Ayrıca bu süreçte parayı kazananların büyük bir çoğunluğu da bölge halkı değil, bölgelere sonradan yerleşenler olmuştur. 
 
Bu gecikme Gazipaşa’mız için geçmiş deneyimlerden gerekli dersleri alarak bölgemizin doğasına, kültürüne, ekonomisine uygun bir turizm planlaması yapabilmek için önemli bir fırsat doğurmuştur. Yani Gazipaşa’mız “BAŞKA BİR TURİZM MÜMKÜN” diyebilecek ve bunu hayta geçirebilecek şansa sahip olmuştur.
 
Ne var ki yerel yöneticilerimiz ilçemizde fark yaratacak “ÖZGÜN TURİZM MODELİ” bularak uygulamak yerine yıllardır onlarca yerde denenmiş ve faydası kadar zarara da neden olduğundan şüphe edilmeyen ranta ve betona dayalı turizm modelini uygulama kolaycılığına kaçmış; ilçemizin doğasını ve kültürünü yok edecek bir sürece can suyu vermiş; ilçemizin geleceği için düşünce açıklayan herkesi de “tuzu kurular”, “turizm düşmanı olmak” gibi bilindik suçlamalarla karalamaya çalışmıştır.
 
İlçemiz kıyıların vahşi turizme açılmak istenmesi üzerine oluşturulan GAZİPAŞA HEPİMİZİN PLATFORMU sürecin başlangıcında yoğun bir çalışma göstererek ilçemize sahip çıkmaya çalışmış, ancak yakalanan büyük ivme ve etkiye rağmen bazı iç ve dış sorunlar nedeniyle platform bölünmüş ve çalışmaları çok daha dar bir alana sıkışmak zorunda kalmıştır. 
 
Aslında Platfomun çıkış noktası sahillerimizin vahşi turizmden korunması olmuş ise de kısa sürede sahillerimizin korunmasından çok daha öteye bir işleve sahip olmaya başlamıştır. Öyle ki makilik alanlardan yaylalara kadar, keçi boynozlarından kekiklere kadar, deniz kaplumbağalarından kekliklere kadar bütün değerlerimize sahip çıkılmıştır. Bu gelişme ilçemizde doğamızı bozacak her türlü plan ve uygulamanın karşısında demir gibi duracak bir güce sahip olmaya başlamıştı. 
 
Ben ve benim gibi düşünen pek çok kişi için platform Gazipaşa doğasına, insanına, ekonomisini tehdit edecek her türlü işlem ve eyleme karşı mücadelenin motoru olacaktı. 
 
Yıl 2022: 2 yıl önce sadece sahillerimizi tehdit eden vahşi turizm planı varken bugün Kahyalar’dan Gladran’a kadar tüm sahillerimizi tehdit eden taş ocakları açılması kararı ile karşı karşıya geldik. Eğer bu taş ocaklarına karşı mücadelemiz de bölünür yarım kalırsa bilelim ki çok kısa süre içinde çok daha büyük tehditlerle yüz yüze geleceğiz. 
 
İlçemizin sembollerinden muz üretimin kalbi olan bölgelere taş ocakları açılması düşündüğümüzden çok daha yıkıcı sonuçlara neden olacak, 5-10 yıl sonra muzlarımız ve diğer bitkilerimiz kuruduktan sonra taş ocakları da kapanacak bölge baştan sona beton yapılaşmaya açılacaktır.  
 
Dolayısıyla Gazipaşa’ya değer veren herkesin her türlü farklılığı bir yana bırakıp açılmak istenen taş ocaklarına karşı mücadele etmesi gerekmektedir. Taş ocağı olarak belirlenen alanlar, vahşi turizme açılmak istenen sahillerimizle birlikte “Sarı Öküzümüz”dür. Eğer gerekli mücadeleyi göstermez, rant ve betona teslim olursak elimizde hiçbir varlığımız kalmayacaktır. 
 
Sonuç olarak Gazipaşa Hepimizin dedik, başaramadık. Bu sefer en azından “Her Şey Gazipaşa İçin” diyelim ve kazanalım. Başta yerel yöneticilerimiz ve sivil toplum örgütleri olmak üzere herkese çağrım budur.
 
 
 
 
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler