İçimizdeki Fırsatçılar!
Fatih Yılmaz
Malum uzun yıllardır yurtdışında yaşıyoruz. Dışarıdan bir göz olarak memlekette olan bitenleri biraz daha duygusallıktan uzak, objektif gözlemleyebiliyoruz. Avrupa'da yaşayan Türkler olarak memleket özlemini, hasretini içimizde biriktirir, her yıl tatil mevsiminin gelmesini dört gözle bekleriz.
Antalyalı olduğum için turizmi çok iyi bilirim. Turizmde ne zaman işler kötüye gitse, havayolları, otelciler, gastronomi sektörü, öldük-bittik diye ağlamaya başlar. Bir bakıma haklılar da, Akdeniz ve Ege'de milyonlarca insan bu sektörden ekmek yiyor.
Ancak çalışanları tenzih ederek söylüyorum ki havayolları, otel sahipleri ve patronları fırsatçılık yapıyor. Bu yaz turizmde patlama yaşanıyor. İki yıldır salgın nedeniyle tatil yapamayan Almanlar ve Avrupalı Türkler Türkiye'ye akın ediyor.
Hal böyle olunca fiyatlar geçen yıla oranla 4-5'e katlanmış. Antalya'ya bir kişi uçak bileti 700 Euro'lara dayanmış durumda. Dört kişilik ailenin sadece uçak için ödeyeceği parayı siz hesaplayın.
Oteller de uçmuş, günlüğü kişi başı 200 Euro'dan otel bulmak neredeyse imkansız. Bunun adı fırsatçılıktır. Bu fırsatçılık sadece turizm sektöründe değil Türkiye'de her sektörde her şehirde var. İnşaatçısı, marketçisi, kasabı, restorancısı, otelcisi, havayolu, herkes kafasına göre fiyat belirliyor.
Bir hafta önce bir restoranda 50 TL'ye gözleme yiyen bir arkadaşım 5 gün sonra aynı restorana gittiğinde bu kez 80 TL hesap ödediğini söyledi. Restoran şefine "Bir hafta da ne değişti" diye sorunca da, "memleketin halini görmüyor musun abi" şeklinde pişkin bir cevap almış.
Güzel ilçem Gazipaşa'da geçen yıl 180 bin TL olan 1+1 50 m2 dairenin fiyatı bugün 1 milyon 150 bin TL olmuş. Ne oldu da bir yılda fiyat 10 kat arttı diye kimse sormuyor, denetlemiyor.
Evet ekonomik kriz var, ancak krizi biraz da bu fırsatçılar, ahlaksızlar körüklüyor.