Dağlık Karabağ Sorunu Nedir? Karabağ'ın Önemi...
Dağlık Karabağ Sorunu Nedir? Dağlık Karabağ Konusunda Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?
Dağlık Karabağ, hukuken Azerbaycan sınırları içerisinde yer alıyor ancak fiilen Ermenistan tarafından işgal altında bulunuyor. Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasının ardından Güney Kafkasya cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmasıyla bölgede iki bağımsız devlet arasında kanlı bir savaş başladı. 1991'den bu yana Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ ve çevresindeki (Gazipaşa Haberler) bölgeler yeniden dünyanın gündemine geldi. İşte, Dağlık Karabağ sorunu hakkında bilinmesi gerekenler...
Kafkasya’nın çözülemeyen aynı zamanda da dondurulamayan sorunu Dağlık Karabağ işgali, Ermenistan’ın son zamanlarda artan saldırıları nedeniyle yaklaşık 30 yıldır olduğu gibi yine gündemde. İşte, Dağlık Karabağ konusunda bilinmesi gerekenler: 6 soruda Dağlık Karabağ...
Erivan yönetiminin ülkedeki sosyal ve ekonomik sorunlarından dikkati dağıtmak için saldırılarını artırdığı yorumları yapılan krizde, Azerbaycan, topraklarının artık geri verilmesini istiyor.
İşte imzalanan ateşkes anlaşmasının kağıt üzerinde kaldığı, çözüm bulmak için bir araya gelen ülkelerin taraflara silah sattığı, diplomasinin sonuç vermediği Dağlık Karabağ krizinin detayları:
Karabağda Sorun Ne Zaman Ve Nasıl Başladı?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının kökeni 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Sovyetler Birliği döneminde, Josef Stalin Azerbaycan sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ’da bir Ermeni özerk bölgesi oluşturma kararı verdi. Bunun için farklı bölgelerden çok sayıda Ermeni'yi buraya yerleştirdi. Rusların bu politikası kanlı meyvelerini 90'lı yılların sonunda vermeye başladı.
Sovyetler Birliği zayıflamaya başlayınca, Ermeniler Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a devredilmesine ilişkin taleplerini dillendirdiler. İki toplum arasındaki anlaşmazlık çatışmaya, 1990'lı yılların başlarında da geniş çaplı savaşa dönüştü.
Rusların desteğini de alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi. Ermeniler bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yaptı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edildi, 1 milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
Bişkek Protokolü Nedir?
Ermeni katliamlarının artması üzerine taraflar 4-5 Mayıs 1994'te Bişkek'te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolar Arası Meclisi, Kırgızistan Cumhuriyeti'nin Parlamentosu, Rusya'nın Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle gerçekleştirilen görüşme sonrasında Bişkek Protokolü diye bilinen ateşkes mutabakatını imzaladı.
Parlamento temsilcileri düzeyinde imzalanan protokolle, 12 Mayıs 1994 itibarıyla tarafların ateşkes ilan etmesi ve karşılıklı saldırı düzenlememesi, "alıkonulmuş bölgeler"den kuvvetlerin çekilmesini ve altyapının yeniden hizmete sunulmasını, mültecilerin dönmesini sağlayacak mekanizmayı öngören güvenli, hukuksal olanaklarla donatılmış bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasının sağlanması yönünde mutabakata varıldı.
Belgenin Bakü'ye getirilen kopyası, 8 Mayıs'ta dönemin meclis başkanınca bazı değişiklikler yapıldıktan sonra imzalandı. Azerbaycan tarafının ısrarı üzerine, metinde geçen "alıkonulmuş" kelimesi "işgal edilmiş" kelimesiyle değiştirildi.
Protokole göre, ileride kapsamlı bir anlaşma yapılması öngörülüyordu ancak protokolde (Gazipaşa Haberler) bahsi geçen barış anlaşması, aradan yıllar geçmesine rağmen tarafların anlaşamaması nedeniyle yapılamadı.
Protokolle geniş çaplı saldırı ve operasyonlara son verilse de günümüze kadar geçen 26 yılda ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda her iki taraf da kesin rakam verilmeyen fakat sayıları binlerle ifade edilen askerini kaybetti.
Uluslararası Örgütler Karabağda Soruna Neden Çözüm Bulamadı?
Dağlık Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunmasını teşvik amacıyla 24 Mart 1992’de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubunu oluşturdu. Grubun eş başkanlıklarını Rusya, Fransa ve ABD üstlendi. Sorunu çözmek için oluşturulan AGİT Minsk Grubu, bugüne kadar sonuç alamadı.
Belli aralıklarla her iki ülkeyi ziyaret eden ve yetkililerle görüşen Minsk Grubunun eş başkanları, her defasında taraflara ateşkes ihlali yapmama uyarısında bulunmakla yetindi.
Rusya bir yandan çözüm grubunun eş başkanlığını yürütürken diğer yandan da belirsizlik yaratarak tarafları elinde tutma politikası yürüttü.
Ermenistan-Azerbaycan arasında 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasından önce ve sonra Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırması sürekli gündeme geldi.
Bu dönemde Rusya, Ermenistan’a doğrudan silah hibe etmiş veya kredi ayırarak Rusya iç piyasası fiyatından sattığı belirtilmişti. 1997 yılında Rusya Federasyonu Federal Meclisinin alt kanadı Devlet Duma’sının Savunma (Gazipaşa Haberler) Komisyonu Başkanı Lev Rokhlin’in hazırladığı raporla, 1993-1996 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 1 milyar dolarlık silah hibe ettiği ortaya çıktı. Öte yandan 2008 yılında da Rusya’nın yine Ermenistan’a 800 milyon dolarlık silah hibe ettiği basına yansıdı.
Bu yıl temmuz ayında yapılan Tovuz saldırılarından sonra 19 Ağustos’ta basın açıklaması yapan Eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 50 bin tondan fazla silah gönderdiğini açıkladı. İki ülke arasında 2015 yılında imzalanan kredi anlaşması ile Rusya silah alması için Ermenistan’a 200 milyon dolar kredi ayırmış ve bu kredi çerçevesinde Ermenistan Rusya’dan iç piyasa fiyatından silah almıştı. 2016’da cephe hattında yaşanan 4 günlük çatışmada, Azerbaycan’ın bazı stratejik yüksekliklerini işgalden kurtarmasından sonra Rusya Ermenistan’a İskender-M füzelerini yerleştirdi.
Türkiyenin Karabağda Tutumu Nedir?
Türkiye, Kafkasya’yı ve yakın coğrafyayı derinden etkileyen krizin patlak verdiği ilk günden itibaren, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları gereği Azerbaycan'ın tutumuna destek verdi.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer, katıldıkları uluslararası toplantılarda Ermenistan'a işgale son vermesi yönünde çağrılar yaptı. Ankara yönetimi, Azerbaycan topraklarının işgali sona ermedikçe Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulmayacağını sık sık dile getirdi. Türkiye, her platformda, Dağlık Karabağ sorununun (Gazipaşa Haberler) çözümünde Azerbaycan’ın kabulünün kendisinin de kabulü olduğunu ifade etti.
Tarafların Karabağda Çözüm Önerileri Nelerdir?
Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıldır sürdürdüğü işgali ve Azerbaycan topraklarında kurduğu sözde cumhuriyeti hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş tanımadı.
Bu süreçte, BMGK, Ermenistan'ın işgal altındaki bölgeleri derhal boşaltmasını içeren dört karar kabul etti ancak Erivan yönetimi bu kararlara uymadı. Azerbaycan tarafı, çözüm sürecinin başlaması için Ermeni askerlerinin işgal ettikleri bölgelerden çekilme şartını öne sürüyor.
Bakü yönetimi, Dağlık Karabağ'a yüksek statülü özerklik vadederken, Ermenistan bu bölgenin Azerbaycan'dan ayrılarak bağımsız olmasını istiyor.
30 Yıldır Olduğu Gibi Yine Gündemde: Altı Soruda Dağlık Karabağ Sorunu
Kafkasya'nın çözülemeyen aynı zamanda da dondurulamayan sorunu Dağlık Karabağ işgali, Ermenistan’ın son zamanlarda artan saldırıları nedeniyle yaklaşık 30 yıldır olduğu gibi yine gündemde. (Gazipaşa Haberler) İmzalanan ateşkes anlaşmasının kağıt üzerinde kaldığı, çözüm bulmak için bir araya gelen ülkelerin taraflara silah sattığı, diplomasinin sonuç vermediği Dağlık
Dağlık Karabağ işgali, Ermenistan’ın son zamanlarda artan saldırıları nedeniyle yaklaşık 30 yıldır olduğu gibi yine gündemde.
Kafkasya’nın çözülemeyen aynı zamanda da dondurulamayan sorunu Dağlık Karabağ işgali, Ermenistan’ın son zamanlarda artan saldırıları nedeniyle yaklaşık 30 yıldır olduğu gibi yine gündemde.
Erivan yönetiminin ülkedeki sosyal ve ekonomik sorunlarından dikkati dağıtmak için saldırılarını artırdığı yorumları yapılan krizde, Azerbaycan, topraklarının artık geri verilmesini istiyor.
İşte imzalanan ateşkes anlaşmasının kağıt üzerinde kaldığı, çözüm bulmak için bir araya gelen ülkelerin taraflara silah sattığı, diplomasinin sonuç vermediği Dağlık Karabağ krizinin detayları:
Dağlık Karabağ Sorunu Ne Zaman, Nasıl Başladı?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının kökeni 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Sovyetler Birliği döneminde, Josef Stalin Azerbaycan sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ’da bir Ermeni özerk bölgesi oluşturma kararı verdi. Bunun için farklı bölgelerden çok sayıda Ermeni'yi buraya yerleştirdi. Rusların bu politikası kanlı meyvelerini 90'lı yılların sonunda vermeye başladı.
Sovyetler Birliği zayıflamaya başlayınca, Ermeniler Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a devredilmesine ilişkin taleplerini dillendirdiler. İki toplum arasındaki anlaşmazlık çatışmaya, 1990'lı yılların başlarında da geniş çaplı savaşa dönüştü.
Rusların desteğini de alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.
Ermeniler bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yaptı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edildi, bir milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
Azerbaycan Hocalı'da Ermeni güçlerinin mezaliminden kaçamayan Azerbaycan Türkleri, belki de yakın tarihin gördüğü en acımasız, en vahşi katliamlardan birine maruz kaldı. Ermenilerin kadın ve çocukları ayırmaksızın katletmesinin üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen acısı bugün gibi taze.
26 yıl önce imzalanan ve sadece kağıt üzerinde kalan Bişkek Protokolü nedir?
Ermeni katliamlarının artması üzerine taraflar 4-5 Mayıs 1994'te Bişkek'te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolar Arası Meclisi, Kırgızistan Cumhuriyeti'nin Parlamentosu, Rusya'nın Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle (Gazipaşa Haberler) gerçekleştirilen görüşme sonrasında Bişkek Protokolü diye bilinen ateşkes mutabakatını imzaladı.
Parlamento temsilcileri düzeyinde imzalanan protokolle, 12 Mayıs 1994 itibarıyla tarafların ateşkes ilan etmesi ve karşılıklı saldırı düzenlememesi, "alıkonulmuş bölgeler"den kuvvetlerin çekilmesini ve altyapının yeniden hizmete sunulmasını, mültecilerin dönmesini sağlayacak mekanizmayı öngören güvenli, hukuksal olanaklarla donatılmış bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasının sağlanması yönünde mutabakata varıldı.
Belgenin Bakü'ye getirilen kopyası, 8 Mayıs'ta dönemin meclis başkanınca bazı değişiklikler yapıldıktan sonra imzalandı. Azerbaycan tarafının ısrarı üzerine, metinde geçen "alıkonulmuş" kelimesi "işgal edilmiş" kelimesiyle değiştirildi.
Protokole göre, ileride kapsamlı bir anlaşma yapılması öngörülüyordu ancak protokolde bahsi geçen barış anlaşması, aradan yıllar geçmesine rağmen tarafların anlaşamaması nedeniyle yapılamadı.
Protokolle geniş çaplı saldırı ve operasyonlara son verilse de günümüze kadar geçen 26 yılda ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda her iki taraf da kesin rakam verilmeyen fakat sayıları binlerle ifade edilen askerini kaybetti.
Uluslararası Örgütler Neden Çözüm Bulamadı?
Dağlık Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunmasını teşvik amacıyla 24 Mart 1992’de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubunu oluşturdu. Grubun eş başkanlıklarını (Gazipaşa Haberler) Rusya, Fransa ve ABD üstlendi. Sorunu çözmek için oluşturulan AGİT Minsk Grubu, bugüne kadar sonuç alamadı.
Belli aralıklarla her iki ülkeyi ziyaret eden ve yetkililerle görüşen Minsk Grubunun eş başkanları, her defasında taraflara ateşkes ihlali yapmama uyarısında bulunmakla yetindi.
Rusya, Dağlık Karabağ Çözümsüzlüğüne Nasıl Katkı Sağladı?
Rusya bir yandan çözüm grubunun eş başkanlığını yürütürken diğer yandan da belirsizlik yaratarak tarafları elinde tutma politikası yürüttü.
Ermenistan-Azerbaycan arasında 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasından önce ve sonra Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırması sürekli gündeme geldi.
Bu dönemde Rusya, Ermenistan’a doğrudan silah hibe etmiş veya kredi ayırarak Rusya iç piyasası fiyatından sattığı belirtilmişti. 1997 yılında Rusya Federasyonu Federal Meclisinin alt kanadı Devlet Duma’sının Savunma Komisyonu Başkanı Lev Rokhlin’in hazırladığı raporla, 1993-1996 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a bir milyar dolarlık silah hibe ettiği ortaya çıktı. Öte yandan 2008 yılında da Rusya’nın yine Ermenistan’a 800 milyon dolarlık silah hibe ettiği basına yansıdı.
Bu yıl temmuz ayında yapılan Tovuz saldırılarından sonra 19 Ağustos’ta basın açıklaması yapan Eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 2010-2018 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 50 bin tondan fazla silah gönderdiğini açıkladı. İki ülke arasında 2015 yılında imzalanan kredi anlaşması ile Rusya silah alması için Ermenistan’a 200 milyon dolar kredi ayırmış ve bu kredi çerçevesinde Ermenistan Rusya’dan iç piyasa fiyatından silah almıştı.
2016’da cephe hattında yaşanan 4 günlük çatışmada, Azerbaycan’ın bazı stratejik yüksekliklerini işgalden kurtarmasından sonra Rusya Ermenistan’a İskender-M füzelerini yerleştirdi.
Türkiye’nin Dağlık Karabağ Meselesindeki Tutumu Nedir?
Türkiye, Kafkasya’yı ve yakın coğrafyayı derinden (Gazipaşa Haberler) etkileyen krizin patlak verdiği ilk günden itibaren, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları gereği Azerbaycan'ın tutumuna destek verdi.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer, katıldıkları uluslararası toplantılarda Ermenistan'a işgale son vermesi yönünde çağrılar yaptı. Ankara yönetimi, Azerbaycan topraklarının işgali sona ermedikçe Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulmayacağını sık sık dile getirdi. Türkiye, her platformda, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde Azerbaycan'ın kabulünün kendisinin de kabulü olduğunu ifade etti.
MSB'den Azerbaycan'a destek: 'Her zaman can kardeşlerimizin yanındayız'
Milli Savunma Bakanlığı sosyal medya hesabından paylaştığı video ile Azerbaycan'a destek verdi. Bakanlık paylaştığı videoda 'Her zaman can kardeşlerimizin yanındayız' ifadelerini kullandı.
Kafkasların Dondurulmuş Sorunu Dağlık Karabağ’da Tarafların Çözüm Önerileri Neler?
Ermenistan'ın yaklaşık 30 yıldır sürdürdüğü işgali ve Azerbaycan topraklarında kurduğu sözde cumhuriyeti hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş tanımadı.
Bu süreçte, BMGK, Ermenistan'ın işgal altındaki bölgeleri derhal boşaltmasını içeren dört karar kabul etti ancak Erivan yönetimi bu kararlara uymadı. Azerbaycan tarafı, çözüm sürecinin başlaması için Ermeni askerlerinin işgal ettikleri bölgelerden çekilme şartını öne sürüyor.
Bakü yönetimi, Dağlık Karabağ'a yüksek statülü özerklik vadederken, Ermenistan bu bölgenin Azerbaycan'dan ayrılarak bağımsız olmasını istiyor.
Karabağ nerede? Dağlık Karabağ kime ait? Azerbaycan Karabağ sorunu nedir?
Karabağ nerede? Karabağ sorunu nedir? Dağlık Karabağ kime ait? Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmalar devam ederken Karabağ nerede sorusu gündem oldu. İki ülke arasında yıllardır büyük problemlere ve çatışmalara yol açan Karabağ bölgesi üzerinde hak iddiaları sürüyor. Peki, Karabağ nerede? Dağlık Karabağ kime ait?
Azerbaycan Karadağ sorunu nedir? Dağlık Karabağ kime ait? Karabağ nerede? Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmalara sebep olan ve tüm dünyanın gözünün çevrildiği Karabağ bölgesinde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Karabağ sorunu yıllar boyunca sıkça tartışılmıştı. Peki, Karabağ nerede? Dağlık Karabağ tarihi nedir?
Karabağ Nerede?
Dağlık Karabağ Güney Kafkasya'da hukuken Azerbaycan'a bağlı ancak de facto olarak hiçbir ülke tarafından tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin egemenliği altında bulunan tarihi bölge.
Dağlık Karabağ Sorunu
Dağlık Karabağ sorunu, Sovyetler Birliği'nin dağılma (Gazipaşa Haberler) sürecinde Ermenilerin bu bölgelerde hak iddia etmesiyle başladı.
Ermeniler, 1991'de Hankendi'yi, 1992'de Hocalı ve Şuşa'yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.
Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edildi, 1 milyona yakın kişi de yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
Azerbaycan ve Ermenistan, 4-5 Mayıs 1994'te Bişkek'te Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolararası Meclisi, Kırgızistan Parlamentosu, Rusya Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle "Bişkek Protokolü" olarak bilinen ateşkes anlaşmasını imzaladı. Ancak ateşkes, kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda binlerce asker öldü.
Minsk Grubu, Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ve Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözülmesini teşvik ve taraflar arasında aracılık etmek amacıyla 1992'de kuruldu.
Eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD'nin yürüttüğü AGİT Minsk Grubu, aradan geçen 28 yılda birçok girişimde bulunmasına rağmen Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi.
Tarihin unutulmaz izi Hocalı Katliamı’nda neler oldu? Hocalı Katliamı ne zaman ve neden oldu? İşte detaylar!
Hocalı Katliamı nedir, ne zaman oldu? Tarihte hafızalardan silinmeyen ve binlerce vatandaşın ölümüyle sonuçlanan katliamda Hocalı ele geçirilmeye çalışılmıştı. Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşıyordu. Katliamda zehirli top mermilerini Ermeni güçleri tarafından kullanılarak birçok kişiye ağır işkencelerde bulundu. Çocuk, kadın fark etmeden katliamlar yapıldı. Peki Hocalı Katliamı nedir, ne zaman oldu? Hocalı Katliamı'nda neler oldu?
Hocalı Katliamı Nedir?
Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu (Gazipaşa Haberler) şekilde öldürülmesi olayıdır.
Azerbaycan'ın resmî açıklamasına göre saldırıda 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir.
Hocalı Katliamında Neler Oldu?
Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini Aralık 1991'de işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmekti.
Ermeni güçlerinin ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 7 bin kişinin yaşadığı bir kasabaydı.
Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle kara yolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.
Ocak ayının başlarından itibaren elektrik verilmeyen Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaretti.
25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgedeki Sovyet ordusuna bağlı 366. Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek "Hocalı Katliamı" yapıldı.
Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı'nda (Gazipaşa Haberler) savunmasız durumdaki 106'sı kadın ve 63'ü çocuk, 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150'sinden haber alınamadı.
Katliamda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti.
Hocalı'nın işgali yüzünden Azerbaycan devletinin maddi zararı ise 170 milyon dolar oldu.