Nur İçinde Yat, Hasan Ağabey
Bugün toprağa verilmekte olan ve benim şartlar dolayısı ile cenazesine katılamadığım Dr. Hasan Fehmi Boztepe, bir mücadele adamıydı.
Öğrencilik yıllarından beri ateşli bir milliyetçiydi.
1961 ve 1965 seçimlerinde AP’den Antalya milletvekili seçildi.
AP içinde milliyetçi kanadın sivri dilli sözcülerinden oldu. Orta sağ ve klasik milliyetçi.
1965 seçimlerinde Serdengeçti ile aynı dönem milletvekilliği yaptı. İkisi de mücadeleciydi ama karakterleri çok farklıydı.
1966 yıllarında AP içinde iyice ortaya çıkan masonik yapılara karşı başkaldıran bir küçük grup oldular. Çok değildi sayıları.
Bu seçimlerde Alparslan Türkeş’in liderliğindeki CKMP de 11 milletvekili ile meclisteydi. AP içindeki bu milliyetçi çekirdek Alparslan Türkeş ile temastaydı ve esasen şimdi farklı partilerde olsalar da eski mücadele arkadaşlarıydı.
Kendi içlerinde bu yapılar çatışırken Serdengeçti, Hasan Fehmi Boztepe ve Prof. Osman Turan’ın başını çektiği grup AP’den ayrılmaya karar verdi. Ayrılıp o zamanki adı CKMP ve sonra MHP olan Alparslan Türkeş’in partisine katılacaklar ve mücadeleyi orada sürdüreceklerdi.
Bu tartışmalar sırasında Serdengeçti AP’den ihraç edildi, Osman Turan istifa etti. Onlar CKMP’ye katıldılar. Hasan Fehmi Boztepe parti yönetimi tarafından ikna edilip AP’de kaldı.
Serdengeçti ona ayrılma kararından vazgeçmesi yüzünden kızmıştı, bu yüzden ona söylediği bir söz var ki ben de kalsın.
Ancak Hasan Fehmi Boztepe parti içinde mücadelesine devam etti. Çıkarcı değildi, yöntem olarak parti içinde kalarak bu yolla daha başarılı olacağına inanmıştı. Fakat başarılı olamadı. Ferruh Bozbeyli başkanlığında hareket eden bir grupla birlikte AP’den ayrıldılar.
AP’den ayrıldıktan sonra meclis dışında kalan Hasan Fehmi Bey ile biz zaman zaman görüşerek adı artık MHP olan partimize gelmesini ve orada mücadeleye devam etmesini gençlere yardım ve önderlik etmesini istiyorduk. Bu isteğimiz 1977 seçimlerine kadar siyaseten gerçekleşmese de ülkücü gençlere destekleri ve yerelde verdiği maddi-manevi güç katkısı ile hep yanımızda oldu.
Ülkü Ocakları Ülkücü Öğretmenler geceleri ve faaliyetlerinin yıldızıydı. Biz ona saygı duyduk ve o bize sevgi gösterdi.
1977 seçimlerinde liste başında MHP Antalya milletvekili adayı oldu. Onunla dağ bayır dolaştık.
O zaman Küçük Moskova diye anılan benim sevgili memleketim Gazipaşa’da bir kahve toplantısı yapıyorduk. Biz kalabalıktık ama Gazipaşa’nın sol militanları da çok hazırlıklıymış. Belediyenin arkasında eski çarşıda kahve toplantısını taşa tuttular. Hasan Fehmi Bey cesur ve celadetli insandı. Beni öldürmeden bu toplantıyı kesemezsiniz diye meydan okudu.
Geçtikçe kalabalıklaşan ve taş yağmuruna tutan kalabalık sol militanların bağrış çığrışları arasında konuşmasını bitirip Jandarma komutanlığına şikâyete gitti. Kaymakam ve jandarma komutanı onu güçlükle ikna ederek Jandarmanın kafileye eşlik edeceğini ve güvenlik amacıyla şehirden çıkmamızın daha iyi olacağını söyledi ve toplantıyı kısa kesip kafile ile Alanya yoluna çıktık.
Aynı gün belki aynı saatlerde Deniz Baykal Alanya’da CHP mitingi yapıyormuş. Gazipaşa’dan Alanya’ya mitinge giden kalabalık bir grup biz tam Delice köprüsünü geçiyorduk ki önümüzden geldi. Sanırım Gazipaşa’dan bizim burada olduğumuz söyleyerek telefon edilmiş çabuk dönün buraya diye.. Köprü civarında Alanya’dan gelen grup bizim az miktardaki araçlarımıza taş ve sopalarla saldırdılar. Cam çerçeve kalmadı.
Biz kafilenin arkasını toplamak amacıyla arkadaydık Önden giden Hasan Fehmi Bey’in arabasının camını falan kırmışlar.. Bazı arkadaşlarımız yaralandı. Bizden de bazı arkadaşlar Gazipaşa’da taşlanınca ellerindeki pankart sopalarını karşı tarafa fırlatıp karşı taraftan da yaralananlar oldu. Köprü civarı karıştı ama kimse durmayıp kendi istikametinde hareket etti.
Kısa süre sonra Gazipaşa’ya varan CHP kafilesi oradakileri yeniden ateşleyerek bizim peşimizden hücum organize etmişler. Başlarında benim de yakın akrabam olan biri olmak üzere peşimize düşmüşler. Bizim haberimiz yok. Tam Karagedik’te bizim altımızdaki Serdengeçti’nin külüstür cipi Land Rover arızalandı. Diğer arkadaşlara siz yola devam edin, biz arızayı giderdikten sonra size yetişiriz diye yolladık.
Biz üç kişi Laz Murat, İbrahim Özer ve ben cipin başında kaldık ama cip çalışmadı. Biz böyle uğraşırken Gazipaşa’dan yola çıkan silahlı solcu kafile bizi orada yakaladı. Çok kalabalıktılar yolun dağ tarafından hücum ediyorlardı. Taşlar sopalar vs bizim üstümüze birkaç şarjör mermi boşalttılar.
Faşist komandolaar diye bağırıyorlardı. Ben faşist komando dedikleri Ali Yıldız o zaman 48 kilo çiroz gibi bir adam. Yanımdaki İbrahim benden de zayıf. Nasıl komando olduğumu bilmiyorum. Laz Murat vardı bizim çocuklardan, uzun boyluydu yiğit bir delikanlıydı. Onu görünce hepimizi onun gibi boylu postlu sandılar herhalde.
Laz Murat üstümüze saldıranların birkaç tanesini yumruklayıp devirdikten sonra Karagedik muzluklarına kaçıp kayboldu. Biz elimiz boş cipin deniz tarafına saklandık. Arkadaşımız İbrahim Özer bacağından kurşunla vuruldu. Bize saldıranların arkasını takip eden jandarma da o sırada yetişti.
Ancak jandarmanın müdahalesine rağmen benim meşhur iki yakın akrabam elindeki sopa ve asker palaskası ile kafamı birkaç yerinden yardı. Velhasıl dayağı yedik. Afiyet olsun. Sonunda Jandarma duruma hâkim oldu.
Hasan Fehmi Bey ile böyle birkaç maceramız vardı. Bugün ev hapsinde olduğum için cenazesine katılamadım.
Bizim Türkçü damarımız sebebiyle aramızda bazı görüş ayrılıklarımız olsa da ben beraberce bir bardak çay içtiklerimizle olan hatıralarıma sonuna kadar bağlıyım.
Nur içinde yat, Hasan Ağabey...
Gazipaşa Haberler’den Not:
(İlgili Yazı Araştırmacı Yazar Sn. Ali Yıldız’ın Sosyal Ağından Alıntıdır.)