loader

Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Balkan Coğrafya..

Av. Sedat ÇETİNKAYA
Yazar:Av. Sedat ÇETİNKAYA
Bu yazı

Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Balkan Coğrafyasına Hakimiyeti Ve Yunanistan’ın Küçültülerek Sınırlandırılması…
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Yunanistan ilişkileri, batı medeniyetini yönlendiren güçler tarafından uzun yıllar boyunca askeri ve ekonomik açıdan dengede tutulmaya çalışılmış bulunmaktadır. Ancak Türkiye’nin, 2002 yılından sonra gerçekleştirmiş olduğu ekonomik büyüme , nüfus artışı ve savunma sanayi alanında yapmış olduğu küresel devrim ; Yunanistan ile Türkiye’nin, karşılaştırılması imkansız iki ülke haline gelmesine neden olmuş bulunmaktadır.
 
Fakat bu durum, kendini dev aynasında gören ve gerçeklikten uzak düzmece bir senaryo dahilinde çekilen 300 Spartalı filminin etkisinde hareket eden ve adeta hayal aleminde yaşayan Yunanlılar tarafından hala fark edilemediği gibi içimizdeki kripto dönmeler tarafından da kabullenilememiş bulunulmaktadır.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, var olan donanma gücünün ve yakın zamanda ürettiği 4 Adet Ada sınıfı korvetlerinin üzerine ( + Ufuk İstihbarat Gemisi ) 2021-2024 döneminde her yıl bir adet olmak üzere toplam 4 adet İstif sınıfı fırkateyni ve 2027 – 2033 yılları arasında 7 adet destroyeri , 2020 – 2025 tarihleri arasında 6 adet Reis sınıfı denizaltıyı, 2020 yılı içinde TCG Anadolu Çok Maksatlı Hücum Gemisini envantere katması ve bu envanterin ; Yeni Tip Hücumbot – Milli Denizaltı Projesi- envanterdeki gemilerin ve denizaltıların modernizasyonu ve Atmaca Gemisavar Füzesi- Gezgin Seyir Füzesi – Gökdeniz yakın ve nokta savunma sistemi – Gemi konuşlu alçak- orta ve uzun menzilli hava savunma füzeleri – lazer silah sistemleri ve onlarca yerli - milli silah ve teknoloji ile donatılmasını müteakiben Akdeniz’in en güçlü, modern ve etkin donanması’na sahip olacaktır.
 
Bu donanmanın ; kıyı konuşlu füzeler, balistik füzeler, seyir füzesi atma kabiliyetine ve Hava- Hava füzesi kullanma kabiliyetine sahip Akıncı ve Göksungur başta olmak üzere üreteceğimiz jet motorlu SİHA’lar, Hava Savunma Sistemleri, mayın gemileri gibi unsurlarla da desteklenmesi durumunda, Yunanistan’ın bize ne saldırma kabiliyeti ne de saldırılarımızı durdurma kabiliyeti kalmayacaktır. Bu koşullar altında Yunanistan’ın tüm deniz platformlarını, hava alanlarını, hangarlardaki uçaklarını ve hava platformlarını, askeri tesislerini, radarlarını, hava savunma sistemlerini ve tüm stratejik tesislerini vurmak, sadece dakikalar içinde gerçekleştirilebilecek bir durumdur. Bu noktadan sonrası ise gözden kaçan hedeflerin ortadan kaldırılmasını ve kara birliklerinin yok edilmesini hedefleyen bir programın hızına bağlıdır...
 
Bu durumu tasvir etmemin nedeni, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta devamlı bir biçimde önümüze çıkan ve etrafımıza köpekbalığı vasfını haiz ülkeleri toplayan ve Türkiye’ye yönelik bir saldırı için fırsat kollayan ve bizim kendilerinden korktuğumuzu iddia edebilecek kadar beyinleri sulanmış Yunanistan ile eninde sonunda askeri olarak karşılaşmak ve 100 yıl önce büyük zorluklar içinde olduğumuz bir zaman sürecinde gerçekleştirmiş oldukları işgal girişiminin hesabını sormak durumunda kalacağımız gerçeğini şimdiden belirtmek istememdir....
 
Ancak bu hesaplaşmayı yaparken, işimizi şansa bırakmayacak kadar akıllı hareket etmemiz ve hedeflerimizi iyi belirlememiz de gerekmektedir. Bu çerçevede Libya galibiyetimizin ve hakimiyetimizin pekişmesini müteakiben, Libya’da oluşturacağımız deniz- hava ve kara üssü ile Yunanistan’ı güneyden kuşatmayı gerçekleştirmemiz gerektiği gibi Arnavutluk ve Makedonya üzerinden geliştireceğimiz askeri ittifaklar ve üslerle, Yunanistan’ı arkadan kuşatmamız gerektiğini de belirtmek isterim.
 
Bu arada Bosna Hersek- Kosova- Sırbistan ve Bulgaristan’la ilişkilerin de şimdiden ciddi bir yakınlık ve hatta bağlılık seviyesine çıkarılması gerektiğini hatırlatmakla birlikte stratejik konumdaki Karadağ’ın bölge açısından merkez üs olarak belirlenmesi gerektiğini de ifade etmek isterim. Bu arada bir CIA hedeflemesi olarak Türkiye’nin etki alanını daraltmak için Balkanları mesken tutan ve bölgede adeta bir fitne merkezi gibi hareket eden FETÖ yapılanmasının, bölgeden tasfiyesinin gerçekleştirilmesi için istihbarat faaliyetlerine hız verilmesi , kol faaliyetlerinin etkin bir şekilde sahaya sürülmesi ve sistematik bir operasyonun başlatılması gerektiğini de ilgililerin dikkatine önemle sunmak isterim.
 
Önümüzdeki süreçte adım adım oluşturacağımız bu çevreleme ve gerginlik politikası neticesinde, uygun siyasi ve konjonktürel koşulları da yakaladığımızda gerçekleştireceğimiz bir operasyon ile Yunanistan’ı zelil bir halde Balkan savaşları öncesindeki konuma getirip bırakacağımız gibi Balkanlara uzanan hattı tamamen açarak ve İtalya ile komşu olma pozisyonunu elde ederek, Avrupa Devletleri’ne Devleti Aliyye’nin korkusunu iliklerine kadar yaşatmamızın çok da zor olmadığını da şimdiden ifade etmek ve hatta müjdelemek isterim.
 
Elbetteki bu strateji sonucunda oluşacak ateşkes ve barış anlaşmasının doğal sonuçlarının ; Batı Trakya’nın, Ege adalarının büyük bölümünün ve Girit’in kontrolümüze girmesi ve de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması olacağını da gözden kaçırmamak gerekmektedir.
 
Bu perspektifin ; gelecek ufku bulunmayan,geçmişi bilmediği gibi bir sonraki günü bile zor tanımlayabilen, korkak, birilerinin çizdiği kurallara göre yaşamaya alışmış, kendisini küresel güçlerin NATO- Birleşmiş Milletler gibi köle devşirmek için oluşturmuş olduğu yapılara kapı kulu olmaya mahkum hissedecek kadar aşağılık kompleksine batmış, zulme başkaldırı gücünü kendinde bulamayan, Allah’ın dinini dünyaya hakim kılma gibi bir ulvi mefkuresi bulunmayan, cihan hakimiyeti diye bir kavramı ömrü boyunca duymamış ve duyduğunda bu kavramı dünya turu yapmakla karıştıran, batı medeniyetsizliğinin yaydığı fuhşiyatın derinliklerinde boğulmuş, siyonizmin menfaat sarmalında hizmetkar olmuş , dolu zannettikleri içi boş beyinleri algı operasyonlarıyla dumura uğratılmış, yaşamı laiklik söylemi altında din düşmanlığı yapmaktan, modernizmi ise çıplaklık- fuhuş, sapkınlık- alkol- eğlence ve üçbeş vasıfsız sanatsal aktiviteden ibaret gören ZAVALLILAR tarafından algılanabilmesi mümkün değildir.
 
Onlar ; Ege adalarını , 12 Adayı ve Batı Trakya’yı Yunana peşkeş çeken, Yunanistan’ın ödemesi gereken savaş tazminatını bile babasının malı gibi bağışlayan, yetmedi diyerek Yunan savaş malullerine bağışta bulunan, Barış safsatasıyla milleti efsunlayıp Türk Milleti’nin tüm haklarını Yunan’a altın tepside hediye eden, Müslüman- Türk milletine zulüm üzerine zulmü reva gören, milletin temsilcilerini idam eden, Yahudi şapkası takmadı diyerek dini ve milli açıdan temsil kabiliyeti bulunan değerlerimizi yargısızca ve ahlaksızca asan, diktatör ve totaliter rejimlerini ve zihniyetlerini darbe tezgahçılığı ve şakşakçılığı ile ortaya koyan zihniyetin temsilcileridir.
 
Onlar memleketimizi işgal için gelen, silahsız atalarımızı, onların çocuklarını ve hatta hamile kadıları bile katleden, ormanlarımıza kadar yakan Yunan’ı dost addedip, tatilini bile Yunanistan’a gitmek suretiyle geçirmekten utanmayan, üstüne üstlük de Sayın Erdoğan’a diktatör- hain, Sayın Devlet Bahçeli’ye de ülkeye ne faydası dokunuyor diyecek kadar aşağılık bir siyasetin temsilciliğine soyunan FETÖ artıklarının, kraliçenin nereden peydahladığı belli olmayan, Müslüman gömleği giymiş dönmelerin ve münafıkların ta kendileridir.
 
İçimizdeki hainlerin ve işbirlikçilerinin sesinin çok çıkıyor olması ve agresifleşmeleri, artık devleti yönetme imkanını elde edemeyecek olduklarının farkına varmış olmalarındandır.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölgesel ve küresel ölçekte yükselirken, Yunanistan gibi önümüze çıkacak engelleri aşacağımız gibi içimizdeki işbirlikçi hainleri ve fitne tohumlarını da tarihin tozlu sayfaları içine gömmeyi başaracağız…





Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.