loader

Türkiye-İsrail Ve Rusya İlişkilerini Okumak…

Av. Sedat ÇETİNKAYA
Yazar:Av. Sedat ÇETİNKAYA
Bu yazı

İsrail’in Azerbaycan Stratejisi Üzerinden, Türkiye-İsrail Ve Rusya İlişkilerini Okumak…
 
İsrail, Türkiye’yi güneyden bir Kürt devleti ile kuşatarak, kendi güvenliğini garanti altına almak ve geleceğe yönelik hedefleri açısından da Türkiye’yi Ortadoğu’dan uzak tutmak istemektedir.
 
Yine İsrail, Ortadoğu petrollerinin ve doğalgaz kaynaklarının, Akdeniz’e kendi kontrolünde ulaşmasını istemektedir...
 
İsrail’in diğer bir politikası da Doğu Akdeniz’de çıkarılacak petrol ve doğalgaz’ın ,Türkiye’nin etki alanına girmeyecek şekilde Avrupa’ya ulaştırılmasını sağlamak şeklinde oluşmuş bulunmaktadır.
 
Ancak Türkiye, oluşturmuş olduğu küresel devlet politikasıyla, İsrail’in bu planlarının varlık kazanabilmesine olanak tanımamıştır. Zira Türkiye ; Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerinin büyük bir bölümünü, sınırlarını fiili olarak genişletmek suretiyle kontrolü altına almış, Doğu Akdeniz’i askeri açıdan bloke etmiş, Libya’da gerçekleştirmiş olduğu siyasi ve askeri faaliyetlerle, Türkiye’nin izni olmadan Akdeniz’de sonuç alıcı nitelikte hiçbir stratejinin varlık kazanamayacağını herkese göstermiştir.
 
Yine Türkiye kendi iç bünyesine ilişkin sorunları da büyük ölçüde geride bırakmış ve güçlenen istihbarat ağıyla küresel güçlerin faaliyet alanını daraltarak, onları etkisiz kılmayı başarmıştır.
 
Türkiye bir taraftan da daha büyük mücadeleler için askeri projelerini hızlı bir biçimde tamamlamaya devam etmektedir.
 
Bu arada bölgesel ve küresel güçlerin hiçbirinin Türkiye’nin karşısına çıkma yeterliliği olmadığı gibi Türkiye’yi tehdit ederek politikalarına yön verme imkanı da bulunmamaktadır. Haddini aşmaya yeltenenler ise gören gözler nezdinde adeta rezil edilmekte, sonrasında da küresel politik merkezlerin alay konusu yapılmaktadır...
 
İşte İsrail, Türkiye’nin Kuveyt- Umman- Katar- Somali- Sudan- Fas- Cezayir- Tunus- Pakistan gibi ülkeler üzerinde artan etkisinden rahatsız olmaktadır. Oysa Türkiye’nin sadece Kafkaslara ve Ortaasya’ya yönelmesi, İsrail’in kendisi açısından bir tehlike olarak gördüğü Türkiye’den kurtulması noktasında bir alternatif olabileceği gibi Türkiye- Rusya ve Türkiye İran ilişkilerinin gerilmesinden doğacak etkinin, Türkiye’nin bir anlaşma zeminine razı edilmesi noktasında İsrail lehine birçok olanağa varlık kazandırması da mümkün gibi görülmekte daha doğrusu HAYAL EDİLMEKTEDİR.
 
Hatta bu hususta Türkiye’nin Rusya ve İran konusunda sıkıştığı bir noktada devreye girecek olan ABD ve avanesinin, İsrail lehine gelişmelerin sağlanmasında ekstra bir etki sağlayacağı da düşünülmektedir.
 
Bu noktada sorulması gereken soru ; İsrail’in, Azerbaycan- Rusya ve Ermenistan üzerinde etkili olup olmadığıdır.
 
İsrail’in, Rusya üzerinde etkili olduğu ve özellikle küreselcilerin politikalarıyla ters düşmediği müddetçe, Rusya ile yakın ilişkileri bulunan Rothschild ailesi ve baronlarının İsrail’e destek veren politikaların arkasında durdukları ve her türlü toleransın varlığına imkan sağladıkları, ilgilileri tarafından bilinen bir gerçekliktir.
 
İsrail’in benzer bir yöntemle ve İngiltere- Fransa- ABD ve Rusya üzerinden, Ermenistan üzerinde etkili olduğunu söyleyebilmek de mümkündür.
 
Dünya’nın en adi ülkelerinden birisi olan sözde İslam Cumhuriyeti İran ise , Güney Azerbaycan bölgesinde yaşayan Müslüman- Türk kardeşlerimizi asimilasyon politikası ile baskı altında tuttuğu gibi Ermenistan’ın da en büyük destekçisi konumunda bulunmaktadır.
 
İşte bildiğimiz terör devletçiği İsrail ise bu İran’ın sözde en büyük düşmanı konumunda bulunmaktadır. Ancak bölgede yaşayan tüm halkların da bildiği üzere İran ile İsrail hiçbir zaman düşman değillerdir. İran rejimi, FETÖ hareketinin bir benzeri olarak İran’a yerleşmiş ve üstün bir takiyyecilik yaklaşımı ve Şiilik ile gölgelenmiş Fars milliyetçiliği üzerinden bölgeye fitne yayan bir yönetimi temsil etmektedir.
 
İşte ikinci soru da bu noktada “Bu İsrail, Azerbaycan’ı neden desteklemektedir ?” şeklinde ortaya çıkmaktadır. Öncelikle belirtmek isterim ki bu durum, İsrail’in bölgenin merkezine koymuş olduğu bir nükleer bombadan başka bir şey değildir. İsrail, kendi güvenliğini sağlamak ve ileride doğrudan doğruya üzerine yüklenmeye başlayacak olan Türkiye’yi kendisi için çok daha önemli bir bölgede ve çok daha hayati düşmanlarla karşı karşıya bırakmak için alternatif geliştirmiş bulunmaktadır.
 
Zaman zaman İsrail etkisine giren ve zaman zaman bu etkiden kurtularak, küresel stratejiye uygun bir siyaset anlayışına bürünen Rus devlet aklı, üzerinde oynanan oyunu fark etmiş ve Libya’da Türkiye ile birlikte bir yol açma iradesini ortaya koyduğu gibi Suriye rejimini de kontrol altında tutarak, sağlanan dengeleri bozucu bir tutum içine girmesini engellemiştir. Oysa İsrail, Rusya üzerinde etkili olmak ve Suriye rejimini harekete geçirmek için Şam’a saldırı gerçekleştirme tezgahını dahi sahaya sürmüş bulunmaktadır.
 
Diğer taraftan Rusya, Ermeni ordusu içinde bulunan ve kontrol dışı hareketler gerçekleştiren yapının da farkına varmıştır. Yine de gel-gitler yaşayan Rus devlet aklına mutlak anlamda güvenmenin mümkün olmadığını ve en az İsrail kadar bu aklı etkilemek için faaliyette bulunmamız gerektiğini de önemle belirtmek isterim…
 
Ancak bence asıl farkına varılması gereken husus, Azerbaycan ordusu ve yönetimi içindeki SVR ve Mossad ajanlarıdır.
 
İsrail tarafından, Azerbaycan- Ermenistan ilişkileri üzerinden bölgede kurulan bu stratejinin ve tuzağın bozulabilmesi mümkündür. Ancak bunun için büyük zorluklar içeriyor olsa da Azerbaycan Devlet yönetiminde revizyona gidilmesi, İsrail silahlarının Azerbaycan ordusunda kullanımının önüne geçilmesi, Ermenistan’ın çok yönlü olarak baskı altına alınması , Güney Azerbaycan Türklerinin bağımsızlık hareketine destek verilerek İran’ın iç güvenlik riski altında tutulması , Ermenistan’ın kısa sürede işgal edilerek barışa zorlanması bağlamında askeri strateji geliştirilmesi ve Rusya’nın Ermenistan’a yönelik muhtemel desteğini kıracak siyasi kozlar elde edilmesi gereği bulunmaktadır.
 
Bu makaleyi kaleme alırken ve sonuca doğru yaklaşırken, bölgemizde yaşadığımız tüm sorunların ve meselelerin arkasındaki devletin İsrail, zihniyetin siyonizm, varlığına hizmet edilen gücün Paganizm, bu yapı etrafında toplananların efendilerinin de kovulmuş Şeytan olduğunu bir kez daha anladım. Bu nedenle etrafımızda hangi sorun gelişirse gelişsin, aslında odaklanacağımız tek yer İSRAİL’dir…
 
Bu ufku ve gerçekliği kaybetmek, bizi hayali düşmanlarla mücadele etmek durumunda bırakacağı gibi yaşamımıza kasteden gerçek faili unutmamıza da neden olacaktır…
 
Bize ne lazım derseniz, önce İMAN, sonra Allah’ın varlığına üflediği ruhla lanetli Şeytan’a ve düzenine her zeminde savaş açacak mücadele insanları ve neticeten de büyük liderlerin etrafında tesis edilecek ve ayrılmanın Okçular Tepesi’ni terk etmek olduğu bilinciyle her daim yaşatılacak BİRLİK lazımdır…





Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.