Bize Kim İhanet Etti Yada Ediyor?
Birileri bize ihanet mi etmiş, kurtuluş gibi sunulan reçeteler ihanetin devamı mı bunu gelin hep beraber değerlendirelim.
05. 02.2020 Tarihinde Gazipaşa Belediye Başkanı Sayın Mehmet Ali Yılmaz’ın, gerek sosyal medyadan gerekse toplu mesaj göndererek yaptığı duyuru yoluyla haberdar olduğumuz, Pazarcı ve Kahyalar Mahallesinde 18 uygulaması tamamlanan bölgeler için yapılacak bilgilendirme toplantısına katıldık. Parti İlçe Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, Oda Başkanları, Dernek Başkanları, Muhtarlar ve Arazi sahibi vatandaşların da katıldığı bir toplantı oldu.
Toplantıda belediyece yapılan sunumda; 1989 Yılında bakanlar kurulu kararıyla ilçemizin turizm bölgesi ilan edildiği, 1999 Yılındaysa doğal sit alanı ilan edildiği, koruma kurulu kararına istinaden 2007 yılında koruma amaçlı plan taslağının onaylandığını,
Son olarak 09/07/2019 tarihinde itirazların değerlendirilip planın onaylandığını öğrendik.
Başkan bey sadece 18 uygulaması ile bazı itirazların değerlendirilebileceğini, ama planla ilgili her şeyin bittiği ve yatırımcının önünü açmamız gerektiği şeklinde özetleyebileceğim bir konuşma yaptı. Vatandaş ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin lehte ve aleyhte konuşmaları oldu.
Ben söz alarak planda sahilde yol olup olmadığını vatandaşın sahili kullanıp kullanamayacağını sordum. Başkan bey tabi ki vatandaşların sahili kullanacağını, sahildeki yolunda inşaat süresince devam edeceğini, sonrasını bilemediğini şehir içi yolların bile zamanla değişebileceğini söyledi.
Side Belek Kemer gibi bölgeleri örnek vererek buralarda vatandaşın sahili kullanamadığından bahsederek, ısrarlı şekilde sahilin vatandaş tarafından kullanılıp kullanılmayacağını sorduğumda, "sahiller herkesin, siz de hakkınızı koruyun 30 yıldır neredeydiniz" şeklinde bir açıklamada bulunarak kendisinden önceki dönemleri suçladı.
Şimdi buradan benim anladığım tapuların kesinleşmesi olan planda sahilde yol yok. Vatandaş dağ tarafından otellerin arasındaki yoldan iki noktadan denize ulaşabilecek 15m genişliğinde bir alanda (otellerin uygulayacağı her türlü tacize razı olarak) denize girebilecek. Diğer bölgelerdeki örneklerden biliyoruz ki oteller önündeki alanı bir şekilde kullanır ve vatandaşı sokmaz.
Burada hakkını araması gereken vatandaş mı hakkını korusun diye seçtiği başkan mı onu taktirinize bırakıyorum.
Bu planlamadan çıkarı olanlarca herkese pompalanan otel gelecek, iş olacak, herkes çalışacak para kazanacak yalanına gelince; hepinizin bildiği gibi yatırımcının (otelcinin) yegâne amacı kâr etmektir. Bunun için de eline geçen her yolu ve her fırsatı kullanacaktır.
Ülkemizde maalesef aktif bir turizm meslek kanunu yok...
Yani garson olarak çalıştıracağınız adamın liseden veya üniversiteden şu bölümden mezun olacak, ya da şu özelliklerde olacak diye bir kriter maalesef yok. Bu nedenle bu alanda eğitimli kişi değil, ucuz işgücü isteyen yatırımcı çalışanın iş deneyimi ve birikimini önemsemeyecek, bulunan iş hiç kimse için kalıcı ve hayatını idame ettirilen bir iş olmayacaktır.
Bunları nerden mi biliyorum? Ben 2005-2009 Yılları arasında Gazipaşa Av. Kemal Aça A. Otelcilik Turizm Meslek lisesinde idarecilik yaptım.
Side Belek bölgelerindeki 5 yıldızlı otellere ve tatil köylerine yüzlerce stajyer öğrenci verdim. Buralarda otel yöneticileri ile çeşitli görüşmeler yaptım. Gerek çalışma koşulları gerekse karlılık durumları ile ilgili bilgiler almaya çalıştım.
Örneğin 2008 yılında Belek bölgesinde 5 yıldızlı bir otelde Almanya’dan uçak bileti dahil bir kişilik her şey dahil tatil 750 Euro gibi komik fiyatlarda idi.
Acente satışlarıyla bu kadar ucuz fiyata tatil yapılabilen otel, kar edebilmek için benden ısrarla daha çok stajyer öğrenci istiyordu. Otelin içinde marketten kuaföre kuyumcudan spor merkezine kadar onlarca birim vardı ve bunlar da taşeronlara kiraya veriliyordu. Buralarda da sadece ucuz iş gücü arıyordu.
Tıpkı milyonların top peşinde koşup ama sadece birkaç kişinin para kazandığı futbol oyunu gibi bir sistem vardı karşımda.
O dönem de yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz bu işin eğitimini lisede almakla kalmadılar üniversitesini de okudular yani nitelikli elaman olmak anlamında her şeyi yaptılar. Ancak şimdi o genç arkadaşları gördüğümde “ düzensiz, emeğimin değeri yok, hiçbir güvencem yok, evlendim çoluk çocuğuma daha garantili iş bulmam lazım” deyip çoğu turizmi bırakmış durumda.
Turizm gelecek her şey iyi olacak diye konuşanlara sormak istiyorum, bunca eğitimli insan neden bu sektörü bırakıp başka iş yapıyor şimdi. İnsanları kandırmaya çalışırken Gazipaşa’nın Turizm eğitimi almış gençleriyle konuştunuz mu hiç.
Sahili her şey dahil otellere verdiğinizde vatandaş denizi kullanamaz hale geldiğinde:
Koru ve Kahyalar sahilleri de aynı şekilde planlanmış) Gazipaşa’nın sahilden 500 m içerdeki her hangi bir yerin Gazipaşa’da olmasıyla Konya’da olmasının ne farkı kalıyor bana açıklar mısınız.
Her ikisi de yaz gününde serinlemek için kamyon kasasına naylon serip havuz yapıp serinlemek zorunda değil mi sonuçta. Sahillerin halkın kullanımına kapatılması Gazipaşa’nın emlak değerini düşürecek çünkü deniz yok. Tek amacı kar olan yatırımcı bütün alışverişini küresel çapta büyük tedarikçilerden yapacak Gazipaşa esnafından 5 kuruşluk bir alış veriş yapmayacak.
Müşteri her türlü alış verişini otel içerisindeki yerlerden yapmaya zorlanacak küresel tedarikçi tarım üreticilerini anlaşmalarla daha ucuz ürün satmaya zorlayacak. Esnaf kar etmediği gibi çeşitli şekillerde zarar edecek.
Esnafı düşünmesi gerekirken Alanya’ya çalışmaya giden kadınları düşünen esnaf odası başkanın da esnaf kalmaz ise, yolda çalışmaya giden kadınlara acımaya onları düşünmeye bol bol vakti kalacak. Kârı yatırımcı alırken ucuz işgücü olmak kirlilik ve keşmekeşle kalmak ta bizim ödülümüz olacak.
Her şey olmuş bitmiş diyerek bize dayatılan plana gerekli itirazı yapmalıyız (Halk isterse devletlerin sınırları bile değiştirilir)...
Gazipaşa’nın şartlarına uygun, Özel tasarlanmış tek bir tip mimaride yapılan butik otel tarzındaki turizme geçmeliyiz. Gazipaşa’da herkesin kazanacağı turizm biçimi bu olacaktır. Dünya örnekleri incelenirse şu anda Dünyada yükselen Turizmin halkla iç içe yerel marka değerlerin yaratıldığı turizm biçimi olduğu görülür.
Biz insanlarımızın ucuz iş gücü olmasını değil, turizmin kazanı olmasını istiyoruz. Otellere ürün satan küresel tedarikçilerin yerine yanındaki komşunun butik oteline sebzesini meyvesini satan çiftçimiz Ahmet amcanın kazanmasını istiyoruz. Köyde doğa yürüyüşü yapan turiste gözleme satan, tere yağı satan Ayşe teyzenin kazanmasını istiyoruz.
Bu planı iyi bir şey gibi hazırlayıp onaylayıp bize pazarlayanlar mı bu ilçeye ihanet ediyor?
Yoksa bu planı bizimle paylaşmadan hazırladılar, bu plan kanunsuz bu planı değiştirelim dedikleri için, turizmi geciktirmekle itham edilenler mi ihanet ediyor taktir sizin.
Unutmayın;
Durduğunuz yer aldığınız tavır sizin ve çocuklarınızın geleceğini belirleyecek...
Gazipaşa Haberler Not;
İlgili yazı Sn. Mustafa AKKOCA'nın sosyal ağı facebook sayfasından alıntıdır...