loader

Endüstriyel Hayvancılık Sistemi Nedir?

Ebru Baybara DEMİR
Yazar:Ebru Baybara DEMİR
Bu yazı

Endüstriyel Hayvancılık Nedir?
Artan et, süt, yumurta gibi gıda taleplerine cevap verebilmek için kısıtlı alanlarda uygulanan hayvan besleme operasyonları olarak tanımlayabiliriz. Binlerce hayvan kısıtlı alanlarda hareketsiz bir şeklide yüksek enerjili besinler ile beslenmekte ve hızlandırılmış üretim sürecinde olması gerektiğinden daha fazla gelişerek kısa sürede piyasaya ürün olarak sunulmaktadır.
 
Bu sistemde kafesler içerisinde yaşamını sürdüren hayvanlar iradeleri dışında demir bir çubuklarla döllenip hamile bırakılıyor. Bebeğini emzirmesine müsade edilmeyip, kendilerinden ayrılıyor. Buzağısı için ürettiği sütü ondan son damlasına kadar metal makineler ile alınıyor.
 
Üretim sırasında hayvanlar kalabalık ortamda hasta olmadan üretim sürecini tamamlayabilmesi için çeşitli antibiyotikler ve ilaçlar ile destekleniyorlar. Bu aşamada etin, sütün, yumurtanın üretim şeklinden , sağlıksızlığından ziyade daha fazla üretimi ve ucuz gidayi konuşuyoruz.
 
Verimli tarım alanlarının çoğu hayvan yemi olarak kullanılan mısır ve soya gibi et verimini, süt verimini arttırmak için genetiği değiştirilmiş tahıl, mısır ve soya ekimi için kullanılıyor. Hayvancılık sektörü büyüdükçe, daha çok orman arazisi tarım arazisine dönüştürülüyor.
 
Ayrıca bu hayvan çiftliklerindeki atık sorunu önemli bir çevre sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bir sığırın normal bir insana göre 20 kat daha fazla atık ürettiğini düşünürsek bin adet sığırın bir arada yaşadığı bir çiftlikte günlük atık miktarı 20 bin nüfuslu bir şehrin atığına eşit oluyor. Bu atığı tarım arazilerinde kullanamazsınız, ortadan kaldıramayacağınız gibi kendi haline de bırakamazsınız. 
 
O zaman bu atıkların karbon salımındaki etkisini, toprağa ve su kaynaklarına verdiği zararı konuşmaya başlayabiliriz.
 
Başta hayvanların yaşam hakkının gasp eden, bu hayvanlar ile beraber doğa, gıda, su, hava ve insan sömrüsünü de beraberinde getireni bu garip sisteme tepki göstermemek, bu ürünleri tüketmemek üzere başlatılan kampanyaları desteklememek tabi ki mümkün değil!
 
Ancak Toplumumuzun Üretim Ve Tüketim Alışkanlıkları İçin Üretilmemiş Bu Kampanyaları Ülkemizde Savunmanın Faturasını Ne Kadar Ağır Ödediğimizin Farkında Değiliz.
 
Anadolu’da çiftçilik mesleği babadan oğula geçmektedir. Tüketim alışkanlıklarımız doğrultusunda üretim yapan çiftçimiz çok uluslu gıda firmalarının piyasaya sürdüğü ürünlerin kalitesi ile değil fiyatı ile rekabet edemeyecek duruma gelince tarımdan, toprağından vazgeçiyor. 
 
Baba para kazanamayınca çocukları da bu işi devam ettirmiyor. 
 
Topraklarını satıp, büyük şehirlerde zor şartlarda düşük ücret karşılığında ağır işlerde çalışarak hayatını geçindirmek zorunda kalıyor.
 
Bugün ülkemiz kırsalındaki çiftçimizin yaş ortalaması 53’e gerilemiş durumda. Genç çiftçi nüfusumuz yok! Birleşmiş Milletlerin 2050 yılı için ön gördüğü şehirleşme oranı %65 iken ülkemizde 2050 ye 30 yıl var iken bu oran %72.
 
Kırsaldan şehre göç her yıl 1.99 oranında artmakta buna bağlı olarak işsizlik rakamları da artmaktadır.
 
Taleplerimiz, alışkanlıklarımızın dışına çıktığında çiftçi ürettiği ürüne pazar bulamayacak duruma geliyor. Tarım da, hayvancılık da bitiyor.
 
Bitkiler ve hayvanlar doğanın döngüsü içinde işbirliği içerisinde çalışırlar. Bu birliktelikte hiç bir şey israf olmaz. Geri dönüşüm esastır. İnsanoğlu buna inandığı ve desteklediği sürece gıdanın sürdürülebilirliğini sağlayabilir.
 
Dünya üzerindeki tarım arazisi dışındaki toprakların %30-40’ını otlaklar oluşturmaktadır. 
 
Otlak alanlarda serbest gezip beslenenen hayvanlar bitkisel büyümeye katkıda bulunduğu gibi toprağı da nemli tutmakta ve organik maddeleri toprağa gömerek topraktaki mikroorganizmayı beslemektedirler.
 
Daha fazla karbonun toprağa girmesine ve toprakta kalmasına olanak sağlamaktadırlar.
 
Hayvan çiftliklerinde tüketilmek icin üretilen daha fazla verim saglayan genetiği değiştirilmiş tahıllar yerine insanın tüketmesine olanak olmayan kuru ve selülozlu otları yiyerek beslenen gelişmiş sindirim sistemleri sayesinde bu otları atığa dönüştürebilen ve bu şartlarda yaşamını sürdüren hayvanlar sağlıklı gıda üretimine de katkı sağlamaktadır.
 
Endüstriyel hayvancılığı protesto etmek için sosyal medya üzerinden başlatılan et tüketmeyin kampanyasındaki, hayvancılığı iklim krizinin nedenlerinden biri olarak gösteren söylemler mera hayvancılığı yapılan ülkemizin üretim ve tüketim alışkanlıklarına uygun degildir.





Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.