Gazipaşa’da Tarım Ve Turizm
İlçemizde bir grup var. Bu grup derler ki: “Gazipaşa’ya sahip çıkacağız. Gazipaşa’nın denizini, kıyılarını, plajlarını, ovalarını, yaylalarını ve dağlarını rant’a Kurban etmeyeceğiz”
Tabii ilk amaçları ilçemizdeki şu anda yapılmakta olan şehir imar planına karşılar. Bu adamlarca bu imar planıyla Gazipaşa’nın denizini, kıyılarını ve plajları ranta teslim ediliyor.
Biz de bu konuda görüşlerimizi açıklamak istiyoruz:
İlçemiz deniz kenarında ve bir turistik şehir olması gerekirken bir iç Anadolu kasabası olan Eskişehir’in Mahmudiye ilçesinden farkı yok. Hatta Mahmudiye’de muazzam bir at çiftliği olduğu için orası bizim ilçemizden şu anda çok daha ileri ve önemli.
Benim gördüğüm ve bir süre kaldığım Konya’nın Çumra ilçesi var. Bizim çok yakınımızda.
Orasında ise ticaret Alanya’dan çok daha ileri. Bizim ilçemizle mukayese yaparsanız böyle bir mukayeseye herkes güler. Orada kavun var, pancar var. İnanıyorum bölgenin iklimine uygun fasulye ve nohudun dışında başka tarım ürünleri de var.
Pekiyi Gazipaşa’da ne var. Sadece seracılık var.
İlçede seracılık gelişmeden önce yer fıstığı. Susam mısır ziraatı yanında Karpuzculuk bir hayli gelişmişti. Ve ilçede turfanda karpuz yetiştirilip Adana’dan önce piyasayı çıkarılıyordu. İlçemiz Cumhuriyet Mahallesinden (Şimdi vefat etti) Hüseyin yaman’ın 1964 ve 1965’li yıllarda Haziran ayının başında kamyonlarla karpuz sattığını bugün gibi hatırlarım.
1965 yılından sonra Osman Tural’ın ilk serayı yapmasından sonra ilçede halk sera yapımına ağırlık vermiş ve yer fıstığı, mısır susam ve karpuz Vs. üretimini bırakmıştır. Her ne kadar başlangıçta seracılıktan güzel paralar kazanıldıysa da 1984 yılından sonra zaman zaman mahsulün para etmeyip çaya döküldüğü zamanlar olmuştur,
O yıllarda Gazipaşa baro odasında şöyle bir konuşma geçti.
Avukat Nazmi Güven aynı zamanda serası olan bir öğretmene sorar “Hocam işlerin nasıl?” öğretmen arkadaş cevap verir : “Sera olmasa iyi”
Bu cevabın anlamı şu: “Benim maaşım bana yetecek ama sera zarar ettiği için, maaşımın bir kısmını oraya harcıyorum”
Nihayet bu yıl sera ürünleri fiyatı dibe vurdu. Gerek domates, gerek salatalık ve gerekse patlıcan fiyatları toplama ve nakliye masraflarını karşılamıyor. Duyduğuma göre birçok kişi salatalık serasını sökmeye başlamış. Domates ve patlıcan fiyatları da çok çok düşük. Çiftçi patlıcan ve domates fiyatlarının bu derece düşeceğini bilse (Zaten zaman zaman sezon ortasında da bu fiyatlar çok düştü.) bu yıl serasını etmezdi.
Bu durumdan en çok bizim imar palanına karşı olanlar sevinecekler. Çünkü ilçede turizm yatırımı olmadığı için çiftçi daha önceleri arazini satmıştı. Şimdi de serasının demirini satacak. Belli bir süre sonra da arazisini ve serasının demirini sattığı adamlara çiftçi veya işçi olacak. Bu arada deniz kenarına motel ruhsatı verilmediği için deniz kenarındaki arsalar bölünecek ve parça parça satışa çıkacak. Pekiyi bu arsaları biz mi alacağız?
Hayır, daha önce dağlarımızı, ovalarımızı nerede tarıma uygun bir yer varsa satın alan (Ceplerinde Turizm parası olan) Alanyalılar alacak.
Bizim dağlarımıza, ovalarımıza, yaylalarımıza, narlarımıza, keçilerimize, avokadolarımıza, her şeyimize sahip çıktıklarını iddia eden dostlarımıza soruyoruz:
Eğer siz kendine ait ekecek bir tarım arazisi bırakmadıysanız, keçiniz nerede yayılacak, narı, avokadoya, elmayı Vs. nereye ekeceksiniz?
Bu arkadaşlarımıza bir soru daha sormak istiyorum. Gazipaşa Havaalanının yarı adı Alanyalılar tarafından çalınırken siz buralarda değil miydiniz?
Hoşça kalınız...