Orta Seyfe İlkokulu...
Seyfe (Zeytinada) ilkokulu 1951 de açılmıştı.
Köyümüz nüfusu kalabalık ve coğrafi dağınıklığı fazlaydı.
Yıllar geçtikçe merkezi okul yetersiz hale geldiği gibi, duvarlarındaki çatlaklar yüzünden tehlike arzediyordu. Küçük çocuklar yağmurda sıcakta 7-8 kilometre yürüyerek merkez okula geliyorlardı.
Çocuklar için zordu elbette.
1969 yılında babam Abdurrahman Yıldız köy ihtiyar heyetinde, rahmetli Şalvarlı da muhtardı. Şalvarlı çalışkan çok iyi bir insan ama okuma yazması yok. Bütün resmi işlemleri babam yapıyor. Köyün bütün evrakı babamda.
İşte tam bu sırada babam bir teşebbüste bulunup köye iki tane ilkokul yaptırdı. Biri Çecek mahallesinde, diğeri Orta Seyfe'de.
Şimdi resmini yayımladığım Orta Seyfe ilkokulu yapılışı böyle başladı.
O tarihte ilçede Milli eğitim müdürlükleri yoktu. Bütün işler Antalya Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılırdı.
Milli Eğitim okul arsasını köylü temin etmek ve yapımında imece çalışmak şartı ile yeni okul yapımına razı oldu.
Babam Orta Seyfeden halamın kocası Gök Yusuf enişteyi ikna ederek onun Yılanlıca mevkiindeki tarlasının 5 dönüm kadarını okul yapımı için Milli Eğitime bağışlattı. Hafsa halam babamı çok severdi. Gök Yusuf enişte de öyle. Kafa kafaya verip tarlayı okula bağışladılar. Şimdi kim yapar bunu bilmiyorum..
Ama işte o zaman bu duygular çok yüksekti. Gök Yusuf eniştem Balkan Savaşlarında esir düşmüş. Esarette okumanın kıymetini anlamış.
Babam zaten okuma alışkanlığı olan bir aileden Yusuf Kiyanın oğlu. Halam da Yusuf Kiyanın kızı. Üçü de okumanın kıymetini biliyor.
Babam bağış tapusu ile birlikte Antalyanın yolunu tuttu.
Köyümüz Antalyaya 200 kilometre.
O zaman otobüsler de günde bir sefer .
Ben Teknik Öğretmende öğrenciyim.
Antalyada bir evimiz veya evinde kalınacak bir akrabamız yok.
Babam otobüsle akşamdan Antalyaya gider. Ucuz bir otelde yatar, sabah erkenden Valilik veya Milli Eğitimin kapısını bekler. O zaman şimdiki gibi Muhtarlık maaşı vs yok, masraflar kendisinden. Milli eğitim de Cumhuriyet meydanı da Valilik binasındaydı. Şimdi yıkıldı park yapıldı.
Böyle gide-gele 1 yıl uğraştıktan sonra iki okulu da yaptırdı.
Güzel bir okul oldu.
Babam bu okula güzellik katsın diye TCK 13. Bölge Müdürü Orhan Büyükalpten rica ile fıstık çamı fidanları getirtti. O fidanlar şimdi koca ağaç oldular. Resimdeki ağaçlar onlar. Ne yazık ki elektrik telleri için ağaçların dallarının bir kısmını kesmişler. 50 yaşındaki planlı dikim çam ağaçları elektrik hattı için kesiliyorsa hat mühendisliğinde bir hata vardır.
Ne yazık ki bu okul şimdi atıl, metruk durumda. Bayrak çekilmiyor, İstiklal Marşı okunmuyor, sabahları Andımız söylenmiyor.
Bir süre sağlık ocağı olarak kullanılmış ama o da kısa sürmüş.
Fotoğrafları çekerken çok hüzünlendim.
Şimdi rahmet alemindeki Şalvarlıyı, Gök Yusuf enişteyi, Hafsa halamı, babam Abdurrahman Yıldızı, O devrin Milli Eğitim Müdürünü, TCK 13. Bölge Müdürü Orhan Büyükalpi saygı ile andım.
Şimdiki Zeytinada muhtarımız Mehmet Ali Şener çalışkan ve sıcakkanlı bir genç.
Ona daha önce söylemiştim, burayı KÖY MÜZESİ YAPALIM diye..
Teklifimde ısrarlıyım. KÖY MÜZESİ YAPALIM.
Bu müzede köyümüzde var olan etnoğrafik eserleri sergileyelim.
Hiç de zor değil.
Hem bu köyden ve bu okuldan yetişip şimdi 4 çekerlere binen yüzlerce varlıklı köylümüz ne güne duruyor ?