Anadolu Yörük Kültürüne Tarihsel Bir Bakış
Hayvancılık ile geçinen Türk aşiretlerinin konargöçer yaşam şekline sahip oluşları birbirine bağlı bir form oluşturmuştur. Bu sebeple hayvanlarına her zaman taze otlaklar bulma arayışı Yörükleri sürekli olarak toplulukları mekân değişikliğine sevk etmiştir.
Yazın havalar ısındıkça daha serin ve yüksek bölgelere çıkarak hayvanları için elverişli yayılım alanlarını, kışa doğru ise havaların soğumasına paralel olarak tekrar aşağı doğru inerek kışlaklarına gelmişlerdir (Doğan ve Doğan, 2004). Konargöçer yaşayan Yörük aileleri otlak bulma ihtiyacı ile göçebe yaşam şekline sahip olmuş;
Buna bağlı olarak her zaman geniş alanlarda rahatça hareket edebileceği coğrafyada bulunma durumuna alışmışlardır.
Anadolu göçer kültürünün dayandığı tarihi temel Orta Asya Türk göçebeliğidir. Geçmişte, Orta Asya bozkırlarında yaşayan Türk topluluklarının yaşama biçimi, coğrafi çevre gereği hayvancılığa bağlı ekonominin belirlediği bir göçebeliğe dayanmaktadır (Artun, 1996).
Orta Asya’nın iklimi nedeniyle yazların kurak geçmesi, o bölgede yaşayan kişileri hayvanlarına taze otlak bulmak için zorunlu olarak göç etmelerine neden olmuştur. Bunun sonucu ise konargöçer bir yapı ortaya çıkmaktadır.
On birinci yüzyıl ile beraber Anadolu’ya göç eden Türkler genellikle dağlık bölgeleri ya da dağlık bölgelerin deniz kıyısına yakın olduğu yerleri yerleşim yeri olarak seçmeyi uygun görmüşlerdir. Bu bölgelerin tercih edilmesinin en büyük sebebi ise göç eden Türklerin geçim kaynağının hayvancılık ve yaşam şekillerinin yazlak kışlak arası göçebe kültür olmasındandır (Dulkadir, 1993).
Gülnar Yörükleri, Silifke Yörükleri, Anamur Yörükleri,
Gazipaşa Yörükleri, Aydıncık Yörükleri ve Mut Yörükleri Hakkında Genel Bilgi;
Osmanlı Devleti zamanında tüm Anadolu’ya yayılan Yörüklerin 19. yüzyılın ilk yarısında yerleştikleri yerlerden birisi günümüz Mersin ilinin Gülnar ilçesidir. Yörenin coğrafî özelliği itibariyle dağlık ve engebeli olması birbirine yakın yayla ve kışlak alanları doğurmuştur. Bu alanlar arasında yarı yerleşik bir hayat yaşayan Yörükler, geçim kaynağı olarak hayvancılığı devam ettirmişlerdir.
Hayvancılığın yanı sıra yerleşik yaşam beraberinde tarımı da getirmiştir. Yörükler açısından tarım ve hayvancılığın bütünleştiği yöre, Yörük yerleşiminin yoğunluğu bakımından zengin olup Türk kültürünün önemli izlerini taşımaktadır (Ak, 2013). Gülnar ilçesi genel olarak Yörüklerden oluşmaktadır.
Bu yörede yaşayan yerleşik Yörükler geleneklerini korumayı başarmışlardır. Böylece hala yazlak – kışlak hayat şeklini devam ettiren yöre halkı kışın köylerde ya da ilçe merkezinde yazın ise daha yüksek bölgeler olan yayla alanlarında ikamet etmektedirler.
Yörüklerin Anadolu’da en önemli yaşam alanlarından biri olan Toroslar ve burada yer alan Silifke, Yörük kültürünün izlerinin görülebileceği önemli bir merkezdir. Bozdoğan aşireti, Boynu inceli aşireti ve Sarıkeçili aşireti Silifke çevresinde yaşayan, Yörük kültürünün hayat bulduğu birkaç aşirettir. Sarıkeçililer, hala göçebe yaşam biçimlerini sürdüren bir aşirettir.
Oğuzların Bozoklar kolunun Kayı boyundan geldiği düşünülen Sarıkeçili aşireti geçmişteki ataları gibi kışın kışlak dedikleri denize yakın ılıman bölgelerde, yazın ise yazlak dedikleri Torosların yüksek kesimlerinde keçi kılından yapılma çadırlarında yaşamaktadır.
Kışları Mersin, Gülnar, Silifke, Anamur gibi sahillere yakın yerlerde, yazları da Mut-Karaman-Seydişehir- Beyşehir yaylalarında geçirmektedirler. Sözü edilen bu aşiretler tarımdan çok hayvancılık ile uğraşmışlardır (Demir ve Bakar, 2014). Buna bağlı olarak hayvancılık mutfaklarına yansımış ve hayvansal ürünlerin yoğun olarak kullanıldığı bir mutfak kültürü şekillenmiştir.
Bu aşiretin oluşturduğu derneğin başkanı ile yapılan görüşmeler günümüze kadar Yörük kültürünün nasıl geldiği ve şu anki durumu hakkında geniş bilgi vermiştir.