Güleç Yüzlü Lütfiye Ana'da Göçtü Gitti Bu Dünyadan
Fatih yılmaz
Güzel köyüm Doğanca'da eski çınarlar, fani dünyadan ebedi istirahatgâhlarına birer birer göçüyor. En son giden, her daim yüzü gülen Lütfiye Ana oldu. Oğlu Bekir Sönmez, ilkokul arkadaşım olduğundan evlerine çok gitmişliğim, yemeğini çok yemişliğim vardır.
Mekanı cennet olsun inşallah.
İnsanın, kendi çocukluğunda iz bırakmış, bizzat tanıdığı, hasbihal ettiği, yolda, sokakta görüp kucaklaştığı, yaşlanmalarını gördüğü kişilerin ölmesine tanıklık etmesi daha da acı. Her ne kadar hasta, yaşlı olsalar da koca çınarların vefatı başta aileleri olmak üzere onları tanıyan herkesi üzüyor.
Ama bu ölümler, dünyanın faniliğini unutan bizler için yüzümüze vurulan bir tokat aslında. O kadar dünyevi işlere daldık ki, asıl sınavımızı unuttuk. O kadar yerleşmişiz ki buraya -kendi adıma konuşuyorum- ölüm hiç aklımıza gelmiyor. Oysa gidenlerin hiçbir şey götüremediğine sürekli tanıklık ettiğimiz halde.
Her ölüm, bana eskileri hatırlatıyor, bir de bitmek tükenmek bilmeyen dünyevi hırslarımızı.
Doğanca'nın koca çınarları, aralarında zamansız gidenler de oldu şimdi çam ağaçlarının dibinde usul usul yatıyorlar. Kimler var aralarında kimler?
Yahya Çavuş, Mehmet Usta, Müdür Mehmet, İngiliz Ahmet, Abdullah Çavuş, İhsan Dayı, Yusuf Dayı, Çiftçi Ahmet, Ragıp, Almanyalı Mustafa, Koca Mehmet, Duriye Aba, Emiş Aba, Ayşe Dudu, Hükümet, Sabri Kul ve daha niceleri... Şimdi onlara Lütfiye Sönmez de katıldı.
Aklıma geldikçe, hepsinin silueti beliriyor gözümde, dalıp dalıp gidiyorum geçmişe. Hatırladığım tek şey ne kadar güzel insan oldukları... Allah mekanlarını cennet eylesin.