Yara Ve Sır...
Yaralarından haber ver, yaranı haber ver. Haber ver ki yarana yar sızılarına yaren olayım. Derdine derman , yarana merhem olmak istemiyorum.ben; yaranı bilmek, anlamak ve kabuğunun altında neler sakladığını bilmek istiyorum. Neden her yara iz bırakır, onu anlamak istiyorum. En çok da yara ve yar sözcüklerinin köklerinin aynı biçimde yazılıp okunmasının bir tesadüf mü olduğunu öğrenmek istiyorum.
Yaralarından haber ver bana . Yaralarına merhem olup bundan dolayı ödül beklemek değil derdim. Çağ, her derde derman üretenlerin çağı zaten. Ben ; sabahları gözleyen sızılarını duymak, uyku sürgünü gözlerindeki hüznü cümleye dökmek ve sonra o cümlenin dehlizlerinde uzun uykulara yatmak istiyorum.
Çünkü ; sızıları gizleyen bir teni taşımanın ve sızılarda gizlenmenin nasıl zor olduğunu öğrenmek istiyorum.
Yaralarından haber ver bana; yaralayanlardan söz etme sakın. Kıymeti yok yaralayanı bilmenin.yarayı bilmek , sana yarayabilmekten çok daha kıymetli. Bilmek, görmek ve yaraya dokunmak istiyorum ben. Dokunayım ki iz bırakmasın. Kimse dokunmadığı ve kimse bilmediği için izi var tenimizde her yaranın. Yara dokunulmak , sızı duyulmak ; yara yar elinde, sızı yar dilinde yok olmak ister.
Yaralarından haber ver bana.haber ver ki; yaralarını, yaralandığını görmek isteyen uğultulu kalabalıkların hışmından seni koruyabileyim. Yaralar , bu hışımlardan korunabilmek için oyar tenimizi; oyar ve derinlere gizlenir. Ve yara derinleştikçe izi netleşir.
Yaralarından haber ver bana. Yaralarıma değmeden durabilirsen yanımda, yaralarını sor bana. yaraların mı ; yoksa yaraları mı duyduğum sızıya sebep sor bana.