Doğanca Destanı...
Mustafa Yıldız (Abidoğlu)
Çökelekler deriye basıldığında
Tütünler iplere dizilip asıldığında
Tomruklar kolastarla kesildiğinde
Sen o zaman görecektin Doğancayı
Karatepe'nin dumanı gittiğinde
Millet kendini yaylaya attığında
Çamlarda gübbük kuşu öttüğünde
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Civar köyler gelip katıldığında
Cami yerinde güreşler tutulduğunda
Yirmi kişi aynı odada yatıldığında
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Ayşeler aşşa, ömerler omarken
Oğlaklar kuzular anasını emerken,
Çocuklar, Gençler Gök böğette çimerken,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Bayramlaşma için sıraya geçilirken
Bütün dükkânlar birlikte açılırken
Fırından taze ekmek kokusu saçılırken
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Köyümüzde tamamdı fiyaka fors,
Lokanta açmıştıdı Kenan Pars,
Hello, good morning deyince Frans,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Gün geçtikçe biniyor kıymete,
Güzelliği gerek görülmedi ankete
Kızlarla giderken kuza pankete
Sen o zaman görecektin Doğancayı
Baharda bademler, kirazlar açıldığında
Arılar, kelebekler etrafa saçıldığında
Otlar, yoncalar, ekinler biçildiğinde,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Dereler Çaylar akıp sular çağladığında
Yaşlılar eskileri anlatırken ağladığında
Yahya emmi ''fadimem'' söylediğinde,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Kış gelip bulutlar havayı gürletince
Yıldırımları Çengerdeki çamlara fırlatınca
Kalaycı Mehmet kabı kacağı parlatınca,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Koca çay aşınca Göçük Taş'ı
Çorbalar içinden, seçince maşı
Ne güzeldir yarpuzlu ayran aşı
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Bağlara bahçelere yapılınca aşı
Dolma tüfeğe sıkı yapınca maşı
Oynarken kör ebe, Saklambaç,beş taşı,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Hep beraber olup gidilince ava,
Pekmezliğe kurulunca kazan, tava,
Tın tın tın çalışınca kara java,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Bayram gelip kapı kapı gezilince,
Kekik, çay toplanıp, salep, sümbül kazılınca,
Kızıl Kaya da kuzgun uçup şahin süzülünce,
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Dağları tepeleri bahar bürürken
Mehmetçiğin gözleri iyi görürken
Koca Halit Garaslan'da yürürken
Sen o zaman göreceksin.
Kimse kitlemez penceresini kapısını
Osmanlı dan alan var tapusunu
Bilirsen yiv de M.Ali ağa yapısını
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Yağmur yağıp dağı taşı paklayınca
Ihlamurlar açılıp arılar böcekler koklayınca
Topak kaya güneşi biraz saklayınca
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Özeller vurunca kemana saza
Oynamak kalır yaşlıya, geline, kıza,
Efe Ahmet haylazlığı devredince Yılmaz'a,
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Çaydan tutulunca bentler arıklar
Cebe tuz katılır; olunca çağlalar, erikler
Sövmeye başlayınca Yonuslar Ferikler,
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Dirilmekten almış, direvli adını
Ayran içince alırsan tuluk tadını
Hekim Kızı Gümüş Aba örnek kadını
Sen o zaman görecektin Doğancayı.
Ali Ağa çıkarınca katran, püse
Boyasın da etrafı karaya ise
Erince anamur, çerdik, karakise,
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Fıstık içini çarşıya satmaya götürünce
İlk bağkurları o zamanlar yatırınca
Yakup Hoca televizyonu getirince
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Gaz 51 alıp yolcuları götürünce,
İlk seferi tam 3 günde bitirince,
Ragıp mor boyalı motoru getirince,
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Gazlı lambaları kapatıp yatınca
Kara patozda iki de bir kayış atınca
Avni Beş, Çıplak Murat'a kafa tutunca
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Köy içi yollara asfalt inerse
Herkes Mercedes Audi ye binerse
Artık durum bu içine sinerse
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Herkes 23 Nisan için okula gelince
Talebe heyecan yapar, veli yi görünce
Fatih Gazeteci, Gazioğlu öğretmen olunca
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Düvenler sürülüp harmanlar savrulmadan
Direvli, Kinistine birbirinden ayrılmadan
12 Eylül 1980 de hükümet devrilmeden
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Kadınlar ıstar dokuyup kirmen eğirirken
Atlar kişneyip boğalar böğürürken
Analar ebesiz çocuk doğururken
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Çam Alanı'nda buluşunca bütün çobanlar
Çökeleğin, yoğurdun yanında kırılır soğanlar
Unutulur mu hiç o güzel anlar
Sen o zaman göreceksin.
Voleybol maçı için takımlar kurulunca
Pasörlük Yusuf'tan, Servis Çelebi'den sorulunca
Gençler Yuvaklı Seki'de futbolda yorulunca
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Hastalar Ferik Hüseyin'e iğne vurulunca,
Sinan Bey biraz kibarlığa bürününce
Yaşar Hoca deste yüküyle görününce
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Kaya Başın'a Kaptanoğlu ocağına varılınca
Hayriye Aba yavrum! Deyip sarılınca
Her yer tepeden kuş bakışı görülünce
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Atla giderdi köşesine bucağına
Oğlu Hasan'ı da alıp kucağına
Ateş düşmeden Nuri Efe'nin ocağına
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Kinistine'den Hüseyin Yılmaz, Paşa Dayı
Remzi, Keklik, Gır Bayaram derken artar sayı
Hepsinin sohbette ayrı olurdu payı
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Yahya Çavuş'un değirmeninde sıranı kaptırınca
Abdıramanla Bıyıklıya ev yaptırınca
Göğsü kızıllar, serçeler kapanları küptürünce
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Deli Esat her cuma gelince
Bir kilo lokumu tarttırıp yeyince
İş söylenince benim branşım değil, değince
Sen o zaman göreceksin Doğancayı
Düğünler olup kazanlar kurulunca
Galatasaray, Hüseyin Emmi'den sorulunca
Fenerbahçeli diye kardeşi Dişçi'ye darılınca
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Yaz gelip keklikler palaz uçururken
Hacı Bayramla Berber kız kaçırırken
Yahya, Deli Celal'ı çaydan geçirirken
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Köseler mütevazılıkta tek geçilirken
Muhuttinle, Çavuşla sohbet açılırken
Müdüroğlu Rasim yılın barmeni seçilirken
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Bekir davarları dağlara sürüp heyleyince
Kaşık yapıp kendini eğleyince
Türkeş düğünlerde ''naciyem'' söyleyince
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Anam, babam yokluğu, cefayı görsün de
12 çocuğun yükünü sırtına vursun da
Ala Marko sabacak ürsün de
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Abidoğlu der; köy kurulduğundan beri
Kim yaşayıp gittiyse hepsini geri
Getirip gönül bahçemde versem yeri
Sen o zaman göreceksin Doğancayı.
Mustafa Yıldız (Abidoğlu) Not:
Bu şiirde adı geçen tüm ölenlere ALLAH dan Rahmet kalanlara selamet dilerim. Üzdüklerimiz ve kırdıklarımız varsa Affına sığındım SAYGILAR...
Gazipaşa haberler olarak Sn. Mustafa Yıldız’a ilgili destani için teşekkür ederiz.