loader
Abdülhamid Han Düşmanlığı 'ndan, Erdoğan Karşıtlığı-...

Abdülhamid Han Düşmanlığı 'ndan, Erdoğan Karşıtlığı-...

Cihana hükmeden kutlu devlet lerimizden DEVLET-İ ALİYYE’nin hakanı ABDÜLHAMİD HAN’ı devirmek için toplanan Ermeni- Rum- Bulgar ve Yahudi isyancılarla birlikte hareket eden Türklüğü..

Abdülhamid Han Düşmanlığından, Erdoğan Karşıtlığına Uzanan Yolda, Müslüman Türk Milletine Ve Din-İ Mübin-İ İslam’a Düşmanlık İçinde Olan İşbirlikçi Hainlere Cevabımız ; "Hiçbir Şart Altında İktidar Olmaya Da Bizi Yönetmeye De Gücünüz Yetmeyecektir" Şeklindedir… 
"Av. Sedat Çetinkaya"
 
Cihana hükmeden kutlu devletlerimizden DEVLET-İ ALİYYE’nin hakanı ABDÜLHAMİD HAN’ı devirmek için toplanan Ermeni- Rum- Bulgar ve Yahudi isyancılarla birlikte hareket eden Türklüğü iğdiş edilmiş hainlerin de dahil olduğu zillet ittifakı, devrin koşullarından da faydalanarak, bir Türk Hakanı’nı devletin başından indirmeye muvaffak olmuşlardı…
 
Müslüman ahalinin ve Türklük bilincini önemli ölçüde kaybetmiş milletimizin bu kayıtsızlığı ve hatta yürütülen olumsuz propagandaya kapılıp, merkezi Selanik’teki İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ’nin kaşarlı hain konumundaki mensuplarına verdiği destek, bir cihan devletinin sonunu getirmiş ve yaşanan acılar cihanı kaplamıştı. İşte geçmişten günümüze yüzyıllık süreç içinde çektiğimiz tüm acıların, yokoluşun eşiğinden dönmemize neden tükenişin ve muhatap kaldığımız emsalsiz zulmün temelinde, geçmişte yaptığımız bu HATA yatmaktadır.
 
Kurtuluş Savaşı’mız sonrasında, bu ülke için savaşanlar kendileriymiş gibi ülkemizin yönetimine çöreklenen İttihat ve Terakki’nin kokuşmuş temsilcileri ve artıkları, KENDİLERİ İÇİN YENİ BİR ÜLKE VE MİLLET OLUŞTURMANIN PEŞİNE DÜŞMÜŞLERDİR… 
 
İşte bu yüzden VATANIMIZ VE MİLLETİMİZ ; kısa süre önce gırtlak gırtlağa savaştığımız batı emperyalizminin kıdemli temsilcisi olan ülkelere peşkeş çekilmiş, tarihinden, dininden, yazısından, dilinden, gelenek ve göreneklerinden, kıyafetlerinden ve kanunlarından uzaklaştırılmış, şapka takmamak gibi basit gerekçelerle yargılama dahi yapılmadan ya da düzmece yargılamalar neticesinde darağaçlarında sallandırılmış, düşman olarak savaştığı ülkelere ve milletlere adeta meze yapılmıştır. 
 
İslam dininden uzak, batılı hayat tarzıyla devşirilmiş, tarih ve Türklük bilincinden yoksun, ahlaki değerlerini kaybetmiş, aşağılık kompleksinde boğulmuş niteliksiz bir nesil yetiştirmek için ellerinden geleni ardına koymamışlardır.
 
Ancak geçmişten kalan kökten yeşeren bir nesil, Aziz ve Muktedir olan Allah’ın yardımı ve lüftuyla, her türlü eksikliğine rağmen çoğalmayı ve Sayın Erdoğan ile birlikte de iktidarı elde etmeyi başarmıştır. KISACA HAK , BATILA KARŞI GALİP GELMİŞTİR…
 
Ve bu noktadan sonra, Abdülhamid Han’ı tahtan indirip, kendi kokuşmuş zihniyetleri doğrultusunda ; İsrail’in koruyucusu ve yandaşı, batı aşığı, ABD kuklası , Türk ve İslam düşmanı bir düzen kurmayı başarmış olan İttihatçıların günümüzdeki temsilcileri, küresel güç merkezi konumundaki efendilerinin talimatıyla yeniden harekete geçmiş ve Sayın Erdoğan liderliğindeki yönetime son vermek için darbe tezgahlamak dahil ellerindeki tüm düşmanlık unsurlarını sahaya sürmüşlerdir.
 
Sayın Erdoğan yönetimini düşürmek için yapılan algı operasyonları, neredeyse günlük olarak tertiplenen tiyatrolar, gezi ve hendek gibi kalkışmalar, bireysel ya da örgütsel terör hareketleri, kitleleri harekete geçirmeye ve sonrasında kaos oluşturmaya yönelik provokasyonlar, Boğaziçi Üniversitesi örneğinde olduğu gibi ortaya çıkarılan temelsiz öğrenci hareketleri, ağaç ve çevre gibi konular ön plana çıkarılarak oluşturulmaya çalışılan ayaklanma girişimleri, ekonomi temelli manipülasyonlar, sürekli söylenen yalanlar ve kesintisiz bir biçimde yürütülen 
 
“128 milyar nerede ?” gibi saptırmalar üzerinden gerçekleştirilen psikolojik harp, döviz kurları üzerinden yürütülen ekonomik saldırılar, yerleşik işbirlikçi yapılar kullanılarak özellikle gıda fiyatlarını yükseltmek için gerçekleştirilen tertipler, seçim sonuçlarını kabullenmeme girişimleri, elektrik faturasını ödememe gibi yöntemlerle kişileri pasif eyleme yönlendirerek oluşturulacak sivil itaatsizlik üzerinden hükümeti düşürme girişimleri gibi AKLIMIZA GELEBİLECEK HEMEN HER OLAY, SAHAYA SÜRÜLEN DÜŞMANLIK UNSURUNUN BİR NÜVESİ OLARAK VARLIK KAZANMIŞ BULUNMAKTADIR. 
 
Ortaya koyduğu eylem ve faaliyetler, bağımsız yargı mercilerimizce yapılan yargılama sonucunda suç olarak değerlendirilerek hakkında ceza hükmü tesis edilen Osman KAVALA’yı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve onun liderini karşısına alıp tehdit edebilecek tarzda söylemlere başvurarak serbest bırakılması gerektiğini savunanların, geçmişte Abdülhamid Han’a saldıran kaşarlı hainlerin günümüzdeki temsilcileri olduğunda şüphe bulunmamaktadır. 
 
Bu durum, Osman KAVALA’nın serbest bırakılması için kutlu devletimize karşı havlayan yabancı güç merkezleri ile birlikte hareket eden içimizdeki işbirlikçileri de bir turnosol kağıdı gibi açığa çıkarmış bulunmaktadır. OSMAN KAVALA, KÜRESEL GÜÇ MERKEZLERİNİN ÜLKEMİZ SİYASETİNİ TANZİM ETMEK VE GEREKTİĞİNDE KAOS ÇIKARMAK İÇİN FONLADIĞI VE KULLANDIĞI BİR TRUVA ATI OLDUĞU GİBİ DEMOKRASİ- HAK- HUKUK- İNSAN HAKKI GİBİ KAVRAMLARIN ARKASINA SIĞINARAK ONU SAVUNANLAR DA AYNI GÜÇ MERKEZLERİ İÇİN FAALİYET İCRA EDEN KİŞİ VE ODAKLARDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR…
 
Abdühamid Han yönetimini İSTİBDAD olarak tanımlayarak, Han’ımıza karşı darbe tertipleyen çapulcu sürüsünü, vatan ve namus gibi kavramların arkasına saklanarak taltif eden işbirlikçi hainler, Gezi kalkışmasının temsilcilerini kahraman ilan ettikleri gibi kendilerinin de Abdülhamid Han’a darbe tezgahlayan vatan hainlerinin devamı olduğunu utanmadan ve fütursuzca ilan edebilmektedir. Bunlar Türk Milleti’nin değil, kökü dışarıda bulunan JÖN TÜRKLER’İN GÜNÜMÜZDEKİ FOSİLLEŞMİŞ GÖRÜNÜMLERİDİR. BUNLARIN MİLLİYETÇİLİĞİ İSE TEK KELİMEYLE “YALAN”dan, iki kelimeyle ise "KUYRUKLU YALAN"dan İBARETTİR.
 
Ancak buradan tarihi bir uyarıyı yapma gereğini duyduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. İfade etmek isterim ki tarih ne 1908, ne biz 1908 yılında yaşayan mücadele ruhunu kaybetmiş müslümanlar ne Sayın Erdoğan, arkasında hiçbir destek bulamadığı için edilgen konuma gelmiş olan Abdülhamid Han’dır.
 
İlk kalkışmanızda ya da süreç içinde, tıpkı Osman KAVALA ve Selahattin DEMİRTAŞ gibi hak ettiğiniz yeri bulacaksınız. Milletimizin basiret ve feraset sahibi fertleri olduğu müddetçe, bu ülkenin yönetimini de yeniden ele geçiremeyeceksiniz. Ben hukuki şartlar ve taşıdığım sorumluluklar gereği bu kadar söylüyor olsam da siz çok anlayınız… 
 
EY MÜSLÜMAN- TÜRK MİLLETİ’NİN EVLATLARI ! varlığımıza, devletimize, vatanımıza, başkanımıza, dinimize, inancımıza ve tüm değerlerimize savaş açmış olan, bizden gibi görünen ancak bizden olmayan bu güruhun gerçek yüzünü bir bütün olarak görmemiz ;  onların bizi parçalamak,  birlik ruhundan yoksun kılmak ve liderimize olan desteğimizi zayıflatmak için oluşturduğu söylem, provokasyon ve politikanın dümen suyuna kapılmamamız, Allah’ın ipine sıkı sıkı sarılmamız ve her daim doğru yol üzerinde bulunmayı başarmamız gerekmektedir.
 
Emin olunuz ki bizi mahvetmek, perişan kılmak, bir daha ayağa kalkamayacak kadar acziyet içine düşürmek için her yönden saldıran işbirlikçi hainler adım adım peşimizden koşmaktadır. Artık düşmanlıklarını gizliden gizliye de yapmamaktadırlar. HERŞEY, KÖR GÖZLERİN GÖREBİLECEĞİ, EN ZAYIF AKIL VE BİLİNÇ SAHİPLERİNİN İDRAK EDEBİLECEĞİ KADAR ALENİDİR. SADECE YÜZÜMÜZE KÜFREDİP, BİZİ NASIL MAHVEDECEKLERİNİ, HAPİSLERDE NASIL ZEVKLE ÇÜRÜTECEKLERİNİ BİRAZ DAHA AÇIK BİR ŞEKİLDE İLAN ETMEDİKLERİ KALMIŞTIR.
 
AYNI FİRAVUN SOYUNUN, MUHAMMED MURSİ’Yİ NASIL ÖLDÜRDÜKLERİ VE MISIR HALKINA YAPTIKLARI, İBRETLE HATIRLANMALIDIR.
 
Bunların Türklüğü de Müslümanlığı da en azından benim nezdimde sahtedir.
 
Bunların ; vatanımızı, devletimizi ve müslüman- Türk kimliğini ilgilendiren bir mevzuda, olumlu katkı sundukları tek bir mesele dahi yoktur. Ortaya koydukları tüm politik söylemlerin bileşkesi, bizim için kutsal olan ve önem taşıyan değerlere düşmanlık, milletimizi ve devletimizi ileriye taşıyacak gelişmeler karşıtlıktır…
 
HERKES, GAFLET VE UYUŞUKLUK MODUNDAN ÇIKMALI, ÜZERİNE DÜŞEN TARİHİ SORUMLULUĞUN BİLİNCİYLE HAREKET ETME YETERLİLİĞİNİ ORTAYA KOYMALIDIR…
 
ABDÜLHAMİD HAN YALNIZ, BU VATAN DA SAHİPSİZ DEĞİLDİR…
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler