loader
İnsan Ve Evren...

İnsan Ve Evren...

Amentü duasında belirtilen hususlar, Şeytan’ın varlığı, Ruhu -muzun mevcudiyeti ve sınırlı yaşama son veren faktör olarak da ÖLÜM’dür… Dolayısıyla bu çizginin dışına çıkanların...

İnsan Ve Evren
Av. Sedat Çetinkaya
 
“İNSAN” ; evrende yaratılmış en üstün ilahi kumaşın üzerine, insan bedeninin giydirilmesi ve ilahi kudretin insana vermiş olduğu güçlerin, “beyin” adı verilen bir sınırlayıcıyla kontrol altına alınması sonucunda ortaya çıkan ve gerçek evreni algılamaktan uzak bir çevreleme neticesinde kendisine sunulan gerçeklik içinde “yaşam” olarak isimlendirilen dönemi geçirmesi sağlanan bir varlıktır.
 
İnsanın bu durumu, sanal ortam deneyimine olanak sunan bir kask ile bir bilgisayar oyununa katılıp, oyundaki seviyeleri içinde bulunduğumuz dünyada yaşıyor gibi deneyimlemeye benzetilebilir. Aslında dışarıda gerçek bir yaşam vardır ancak kaskı takan insan, bilgisayar oyunu içinde sanal bir gerçekliği yaşamaktadır. 
 
İşte RUHUNA BEYİN ADAPTE EDİLMİŞ İNSAN da canlılık kazandığı andan itibaren benzer bir durumu yaşamaktadır. Ölümü ile de bu durum son bulmakta ve insan ruhuna takılmış kask çıkarılarak, gerçekle yüzleşmesi sağlanmaktadır. 
 
Dolayısıyla içinde bulunduğumuz sanal dünyada var olan ve bizimle gerçek yaşam arasında doğru bir bağ kurmamızı sağlayan gerçeklikler ; Amentü duasında belirtilen hususlar, Şeytan’ın varlığı, Ruhumuzun mevcudiyeti ve sınırlı yaşama son veren faktör olarak da ÖLÜM’dür… Dolayısıyla bu çizginin dışına çıkanların ; bu oyunda, bu imtihanda veya başka bir tabirle bu süreçte başarılı olma imkanlarının bulunmadığını önemle ve özellikle belirtmek isterim…
 
Allah cc. hazretleri, ruhlarına beyin takarak ve bir beden giydirerek dünyaya gönderdiği insanlara, bulundukları ortamın bir test ortamı olduğunu ve bu test ortamında kurallara uygun olarak hareket edip başarılı olmaları durumunda gerçek yaşam ortamında hediyeler sunacağını (Cennet) bildirmekte ancak insan ise kurallara uygun davranmayıp kendini sanal gerçekliğe kaptırdığı gibi gerçek yaşamı ve sürecin sahibini inkar etmeyi başaracak kadar kendini dünyada yaşanan sürece ya da yukarıdaki benzetmeyle bağlantılı olarak ifade edilecek olursa oyuna kaptırabilmektedir. 
 
Elbette insanın bu duruma düşmesinde, rakibi olan şeytanın faaliyetlerini, gerçek manasıyla anlayamamasının da büyük rolü bulunmaktadır. Zira şeytanın, insanın habersiz olduğu gerçeklikten haberdar olan kuralsız bir oyuncu olduğunu ; insanlardan, cin ve ifrit tayfalarından kendisine önemli düzeyde yardımcılar edinmiş olduğunu da söylemek gerekir. 
 
İnsan, Cennet’ten kovulurken, “birbirinize düşman olarak inin” denilen Şeytanı ve içinde bulunduğumuz evrenin kadim sakinlerini unutmuş olsa da onlar Şeytan’ın yönlendirmesiyle düşman olarak gördükleri insanı hiçbir zaman gündemlerinden çıkarmamıştır. İnsan kendisini yaratan Allah’ı dahi unutmuş ve kendisine yapılan ilahi hatırlatmaları da boş sözler olarak nitelendirmiş olduğundan ; insanın, Şeytanı ve yaverlerini unutmuş olmasına ve kendisini dünyanın tek sahibi olarak addetmesine normal olarak bakmak gerekir.
 
Bu bağlamda günümüz insanını değerlendirirken, Nuh tufanı öncesinde de dünyada fitnelere yol açmış olan, karışım varlıklarla genetik yapıyı ifsat etme çalışmaları güden ve Allah’a nispetle üstün insanlar oluşturmaya çalışan şeytanilerin varlığını anlamayan, Yecüc ve Me’cüc’ü insan ırkları zanneden ve hala bunları dünyada bulunan iki dağın arkasındaki bir bölgeye kapatılmış insanlar olarak değerlendiren, şeytanilerin Allah’ı kıyamete zorlamak için Nuh tufanından bu tarafa yattığını zanneden kişilere de acımak gerekir. 
 
Zira bunların muhtemelen önümüzdeki süreçte yaşayacağımız ve insanlardan daha ileri teknoloji sahibi olan Cin ve ifrit takımının içimizdeki insan görünümlü yandaşlarıyla birlikte oluşturacağı güç gösterisini ve muhtemel sahte uzaylı istilasını anlayabilmeleri, Deccal’ın insan beyninin çalışma mekanizmasını etkileyerek oluşturacağı serapların mahiyetini idrak edebilmeleri, Yecüc ve Me’cüc’ün Hz.Zülkarneyn tarafından kapatılan uzay geçiş kapısının, yaşanacak elektromanyetik bir değişim neticesinde;
 
yeniden geçişe imkan vermesiyle dünya atmosferine girerek tüm dünya üzerinde gerçekleşecek bir yabancı varlık istilasına neden olacağını kabullenebilmeleri, zamanda yolculuğunun mümkün olduğunu, paralel evrenleri, kuantum fiziğini ve hülasa bağlı onlarca meseleyi kavrayabilmeleri mümkün değildir. Bunları kavrayamayanların ise yüksek bir ilim sahibi olan Hz.Mehdi’yi kavrayabilmelerinin mümkün olmadığı, ucube tiplerin Hz.Mehdi olarak ortaya çıkmasından ve bunların peşine takılanlardan bellidir.
 
İnsanın durumuna geri döndüğümüzde, insanın sahip olduğu iki temel altyapının bulunduğunu söyleyebilmek mümkündür. Bunlardan birincisi insanın bedeni varlığını, ona ait davranış kalıplarını, kabiliyetlerini ve kapasitesini tanımlayan ve ondan önce yaşama dahil olan atalarının ; tecrübe, kazanım, kusur ve zafiyetlerini aktaran DNA (Deoksiribo Nükleik Asit), diğeri ise manevi varlığını tanımlayan Ruh’tur. DNA ve ruhun aynı bedende birleşimiyle yeni bir sürüm olan bebek insana, atalarıyla bağlantılı ve fakat kendine özgü bir kader boyutu da açılmaktadır. Yani yukarıda belirtmiş olduğumuz şekilde sanal gerçeklik oyununda yeni bir oyuncu olarak kendisine önceden hazırlanmış olan yer açılmaktadır. 
 
Beyin ise ruh ve DNA sarmalında oluşan şifrelerin görsellik kazanmış şekli olan beden arasındaki her türlü bağlantıyı sağlayan ve dengeyi kuran yapıdır. Beyin, insan ruhunu ve ona Allah tarafından bahşedilen kapasiteyi sınırladığı gibi insanın maddi bedenine de , gerçekte onda var olmayan özelliklere sahip olduğu hissini vermektedir. İnsan ruhu ; ışık hızının üstünde hızlarla hareket edebilen, Hz.Muhammed sav. efendimizin Ay’ı parmağıyla iki parçaya ayırması örneğinde olduğu vekil sıfatıyla tasarruf yetkisine sahip olan ve kendisine yüce yaratıcı tarafından ilim verilmiş bir varlıktır. 
 
Ancak insan, giymiş olduğu beden elbisesi ve başına geçirilmiş bulunan beyin isimli çözücü, kaydedici , sınırlayıcı ve belirli kurallara bağlı olarak çalışan biyolojik yapı nedeniyle ; bu dünyada varlığa ait ilimden yoksun bırakılmış, biyolojik bedenine bağlı arzularla donatılarak şeytani telkinlere de açık hale getirilmiş bir varlıktır. Ancak aynı insan ölümsüzlük hissine, bir yaratılış fıtratına, maddi bir bedenle tanımlanamayacak olan merhamet- sevgi- acıma- üzüntü- umut- huzur- mutluluk gibi hislere de sahiptir.
 
İçinde bulunduğumuz evren ise Allah’ın yarattığı sonsuz evrenlerin sadece bir tanesidir ve insan ve şeytan arasındaki mücadelede, Allah’ın kudretini gösteren bir gerçekliktir. Ancak tüm yaratılmış varlıklar gibi bilinen evrende ve yaratılmış diğer evrenlerde yaşayan hiçbir varlık ve hiçbir gökcismi, Allah’ın kudretinin dışında değildir. Allah tüm kulları ve tüm yarattıklarıyla bağlantı içindedir ve onların her halinden de haberdardır.
 
İşte insan, kendine ve evrene ilişkin bu temel gerçeklerin farkına vararak, YAKINDA ÇOK İHTİYAÇ DUYACAĞI İÇİN beynini her türlü aldatma faaliyetinden korumayı başarmalı, ruhunu sınırlayan beyin fonksiyonlarının oluşturduğu duvarı aşarak ve yaratıcısı ile bağını geliştirerek ; gerçek evreni, dünya yaşamında kavrayabilmelidir.
 
Ve yine insan, mahiyetine göre bireysel olarak düşünmenin, hayal kurmanın ve diğer bir ifadeyle dua etmenin kendi yaşamı açısından , kolektif beyin faaliyetinin ise dünya tarihi ve insanlık açısından önemini ve gücünü kavramalıdır…
 
Yüreklerimiz toplu vurdukça ve yüce Allah’a yöneldikçe, hiçbir güç, ne Türk milletinin ne de İslam ümmetinin yükselişini engelleyemeyecektir...


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler