Türk Dünyası’na Ve İslam Alemine Bir Sesleniş…
Av. Sedat Çetinkaya
Kadim geçmişten bu tarafa cihana hükmeden devletler kurmuş, yeryüzünü titreten ordular sevketmiş, emsalsiz zaferler kazanmış ve her daim tarihe yön vermiş olan Büyük TÜRK Milleti, geçmişte aldığı yaraları, içine düştüğü cendereleri, kendisini sırtından hançerleyenleri ve yaptığı yanlışları, düşünmekle hissetmek arasında bir hal üzere yeniden yaşayıp için için efkarlanırken, dumanlı dağların yüksek zirvelerine yerleşmiş bir kurt gibi düşmanlarına saldıracağı günlerin de gizliden gizliye hayalini kuran bir tavır içinde bulunuyordu…
Bozkurt hüviyetli TÜRK milleti, onu cihana hükmetmek üzere ve bu hususta gerekli hususiyetlere malik olarak halketmiş bir yaratıcıya sahip olduğunu ezelden beri biliyordu. Herkes unutsa da yaratıcısının, onun sahip olduğu kabiliyetleri, yapabileceklerini ve geçmişte yaptıklarını unutmayacağının da farkındaydı.
Kadim tarihten bu tarafa asalet içinde yaşamış ve yaratıcısının seçip “KUT” verdiği kağanlarının liderliğinde, hakkın sancağını cihana taşımış ; başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüştü. ALLAH’IN YERYÜZÜNDEKİ ORDUSU, ŞEYTANİ GÜÇLERİ VE KURDUKLARI DÜZENLERİ DAĞITAN İNTİKAM KILICI GİBİYDİ… Bu görev, hassaten de ona aitti ve “Ben bu tahta tanrının izniyle oturdum…
Ey TÜRK Milleti ! üste mavi gök basmadıkça, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini töreni kim bozabilir ! diyerek, insanlığa kudretini haykıran Kağanları da bunun en büyük deliliydi…
Alemler sultanı Hz. MUHAMMED Sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, dünyamıza teşrifi sonrasında kaldırdığı kutlu İslam sancağı ile TÜRK milleti , doğunun ve batının sultanı ünvanına sahip ve Çiftbaşlı Kartal’ın sahibi ŞAH’ları ve Devlet-i Aliyye’nin cihanı titreten, yedi düvele meydan okuyan kudretli HAN’ları ile Alem-i İslam’ın varlığını baki kılıp, Din-i Mübin-i İslam-ı da cihana hakim eylemişlerdir…
İşte uzun yıllardır kendi dünyasına çekilen Bozkurt, yokluğunda cihanı saran çakal vasfındaki düşmanlarına ve onlardan oluşan sürülere karşı yeniden diklenmeye, onlara gözdağı verip korkutmaya , kendi hakimiyet alanlarını işaretlemeye, silahlanmaya, güçlenmeye, kardeşlerini uyarmaya, himaye alanlarını tesis etmeye başlamıştır. Kısaca söylemek gerekirse Aziz ve Hakim olan yüce ALLAH’ın takdiriyle yeniden MEYDANA İNMİŞTİR. Bozkurtun meydana indiğini ise dost ve düşman herkes görmüştür.
TARİH ; EN KADİM YAZICISINA , ÇAĞLAR AÇIP ÇAĞLAR KAPAYAN HAKANINA YENİDEN KAVUŞMUŞTUR.
Yüce Allah’ın Türk Milletine bahşettiği bu kutlu mücadele yolundan geri dönüş de yoktur. Bu noktadan sonra ; kim daha kararlı, daha atılgan, daha cesur, daha hazırlıklı , daha iyi stratejiye sahipse ve manen daha mukavemetli ise o kazanacaktır DENİLEBİLECEK OLSA DA GERÇEKTE ALLAH CELLE CELALÜHÜ HAZRETLERİ KİMİN YANINDAYSA O KAZANACAKTIR DEMEK DAHA DOĞRU OLACAKTIR…
BU BAĞLAMDA HADDİMİZ OLMASA DA VARLIĞINA DUYDUĞUMUZ SEVGİDEN MÜTEVELLİT BİR SAMİMİYETTEN HAREKETLE, YÜCE RABBİMİZİN ;
YERYÜZÜNDEKİ ORDUSUNUN, KILICININ VE BEKLENEN KOMUTANIMIZIN YANINDA OLACAĞINI SÖYLEMEK DE YANLIŞ OLMAYACAKTIR...
Ey TÜRK Milleti ! Ey yılların intikamı ile pençelerini bilemiş KARTAL !
Ey düşmanına saldırmak için kahpeliğin zirve yapmasını , ilk hamlenin düşmandan gelmesini bekleyen ASLAN ! yeniden birlik olma ve cihana nizam verme vaktimiz gelmiştir. Düşmanlarımız, haçlı ruhuyla karışık pagan düzeninde üzerimize gelmeden önce, çok yönlü bir birlik oluşturarak dünyaya yeniden ; “senin devletini, düzenini , hakimiyetini kim bozabilir” diye haykıracağımız bir kudrete hızla ulaşmalıyız.
Bu günden sonra, birliğe, lidere ve kutlu davalarımıza karşı tavır alanlara karşı, en net ve tavizsiz tutumları sergilemek, hepimizin üzerine milli ve manevi bir borçtur. Allah’a , peygamberimize ve atalarımıza karşı sorumluluğumuzdur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Müslüman Türk Milleti’nin, küresel güçlere ve paganların kurmaya çalıştığı şeytani düzene karşı oluşturduğu stratejinin, tüm dünya tarafından görülmesi ve anlaşılması gereği bulunmaktadır.
İNSANLIK VE ÇOCUKLARIMIZ, HEM MANEN HEM DE BİYOLOJİK OLARAK BÜYÜK BİR, TEHDİT ALTINDADIR…
Bu tehdidin karşısında durabilecek ve bu tehdidi ortadan kaldırabilecek mücadeleyi ortaya kayabilecek tek güç, MÜSLÜMAN- TÜRK MİLLETİ’DİR. Ancak ruhunu ve aklını Şeytana satmamış olan tüm insanlığın, bu mücadelede Müslüman Türk Milleti’nin yanında olması ve CİHANA YAYILAN BİR DALGA İLE ŞEYTANİ GÜÇLERİ TASFİYE ETMEYE HAZIRLANMASI gereği bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Müslüman- Türk Milleti’nin karşısında yavaş yavaş saf tutmaya başlayanlar, oyunu KURALSIZ OYNAMANIN peşindedir.
Lakin gerçekte çok iyi bilmelerine rağmen göz ardı ettikleri şey ; yenilgiye uğratılabilmesi mümkün olmayan mutlak kudret sahibi Allah’ın evren üzerindeki nihayetsiz tasarruf gücü ve İslam sancağının bayraktarı Müslüman- Türk Milleti’nin sergileyeceği emsalsiz mücadele kabiliyetidir. Bu aziz millet, Rabbimizin ;
“Onlar Allah yolunda mücadele ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar” ifadesine mazhar olmuş bir millettir ve bu mazhariyeti hak ettiğini bir kez daha tüm cihana ispat edecektir.
HİLAFET ; kanunla değil, sahibinin onu üstlenmesiyle düştüğü yerden kalkacak, yeniden yeşerip ihya olacak ve kudretli bir hükümdarın varlığında cihanı kuşatacaktır.
Bu arada “Ayı görmek istiyorsan, gökyüzüne bak” diyenlere de Beklenen Komutanı bilmek istiyorsan önce Satürn’e sonra da Sirius’a bak diye karşılık vermek isterim…
Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır…