Bekle Beni…
“Karlar tozarken bekle
Ortalık ağarırken bekle
Kimseler beklemezken bekle beni”
-diyor Konstantin SİMONOV kimseler beklemezken seni ve beni, kimseleri beklemezken biz, bekle beni. Bekle ki yaşadığına değsin, bekle ki uzun yolların yorgunluğuna değsin ve değsin, uzun yılların yalnızlıklarına.
Bekle beni…
Beklemeyi bileni, bir ömür bekleyeni. Mevsimler gelsin, mevsimler geçsin bekle. Uzun yağmurlardan, uzun kışlardan sonra her şeyi ısıtan güneşi bekler gibi bekle. Bekle beni, ayazları sür vadilerimden; ayazlardan kurtar, ısıt yüreğimi.
Bekle beni…
Bir masala adanmış, bir hikâyeye demir atmış yorgun yüreğimi sıcaklığınla sar. İpekler içinde sarmaladığım, yüreğimin en kuytu ve en yumuşak vadilerinde sakladığım hikâyeni, hikâyende gizli hikâyemi dinle benden. “En güzel söz henüz söylenmedi.” diyen şairi anlayabilmek için; en güzel sözü yıllar yılı nasıl içimde sakladığımı, sözcüklerin ve cümlelerin en sıcak ağustoslardan bile daha sıcak olabileceğini görmek için bekle beni.
Bekle beni…
Kıyamadığım uykularında, uykularından kovamadığın düşlerinde bekle. Sardunya kırmızısı ve hayıt moru sabahlarında bekle. Kamyonlarının kasalarına “Bir sana bir de sabah uykusuna doyamadım.” yazan uzun yol şoförlerinin içlerinde büyüttüğü hasreti anlamak için bekle. Dağlara sevdalı dağlı bir adamın gırtlağından türküler dinlemek ve bir dağlının türkülerinde yıllar yılı nasıl yaşadığını görmek için bekle.
Bekle beni…
Kimseler beklemezken bekle, kimseyi beklemediğin gibi bekle. Kentlerin en sarhoş, en mahmur ve en temiz sabahlarında bekle. Hiç kirlenmemiş bir hikâyeyi, henüz kimsenin kirletmediği erken sabahlarda dinlemek için bekle. Şimdiye kadar duyduğun bütün hikâyelerin sensiz, bütün hikâyelerin yalan ve yanlış, bütün hikâyelerin yarım olduğunu görmek için bekle. Eksiğini bulmak, eksiğini tam eylemek için bekle.
Şarkılar sahte, filmler uydurma ve kitaplarda anlatılan aşklar külliyen yalan. Acının en acısını, hüznün en hüzünlüsünü, gerçeğin en gerçeğini görmek için bekle.
Bekle beni…
Beklemeye değecek bir şey aradıysan bunca yıl ve bunca yıl seni koşulsuz, çıkarsız, yalansız bekleyen birini görmek istiyorsan bekle beni. “Gidebilseydim keşke” diyerek giden ama aslında hiç gitmeyen, hep aynı yerde bekleyen birini görmek için bekle.
Bekle beni… “Sızıyı gideren suyun sızısını” anlamak için bekle. Sızımı giderecek su olmak için bekle. Beklemekten değil; beklemediğini, beklemeyeceğini düşünmekten yorgunum. Yorgunluklardan kurtarmak için bekle beni.
Zeyyat ŞAHİN