loader
Mücadele Etmeyi Öğrenmeli Ve Ülkemize Destek Olmalıyız...

Mücadele Etmeyi Öğrenmeli Ve Ülkemize Destek Olmalıyız...

Bu ülkede dostlar alışverişte görsün kabilinden heykel dikmekten başka hiçbir faaliyeti olmayanlar, ülkede dikili ağacı bulunmayanlar, kokuşmuş köhne zihniyetleri içinde malum bir çukurda..

Her Şart Altında Mücadele Etmeyi Öğrenmeli Ve Ülkemize Destek Olmalıyız...Her Şart Altında Mücadele Etmeyi Öğrenmeli Ve Ülkemize Destek Olmalıyız...
Av. Sedat Çetinkaya
 
Büyük Ve Güçlü Bir Devletin, Refah İçinde Yaşayan Fertleri Olmak Ve Hak İle Batıl’ın Mücadelesinde, Hak Safında Yer Alan Asil Bireylerden Biri Olmak İçin; 
 
Gerçekleri Görmeyi Başarmalı, Her Şart Altında Mücadele Etmeyi Öğrenmeli, Ön Safta Mücadele Verenlere Destek Olmayı Da Sürdürmeliyiz...
 
Aklı başında ve fikir sahibi her vatandaşımızın, ülkemiz açısından bazı şeylerin varolması arzusunu taşıması gerektiğini söyleyebilmek mümkündür. Olması gereken bu durumları, güncel koşulları da dikkate alarak kabaca ifade edecek olursak,
 
ÜLKEMİZİN TÜM VATANDAŞLARININ ; 
 
1. Ülkemizin, tam bağımsız bir şekilde yönetiliyor olmasını, 
 
2. Ordumuzun her yönüyle güçlü, caydırıcı ve sadece devletimizin ve milletimizin çıkarlarına amade kılınmış bir bakış açısı altında teşekkül ettirilmiş olmasını,
 
3. Tüm silahlarımızın devletimiz ve ülkemizin şirketleri tarafından üretiliyor olmasını,
 
4. Küresel çıkarlarımızı, dışa dönüş bir bakış açısıyla yöneten ve yönlendiren, güçlü ve etkin bir dış politikamızın bulunmasını,
 
5. Küresel ve bölgesel çıkarlarımız için, karşımıza çıkan güç merkezlerine yönelik olarak tam bağımsızlık ve egemenlik anlayışıyla mücadele edilmesini,
 
6. Güçlü ve etkili bir istihbarat teşkilatımızın bulunmasını, 
 
7. Birliğimize yönelen bölücü ve terörist hareketlerle etkin bir mücadele yürütülmesini,
 
8. Enflasyon- faiz ve kur baskısından kurtulmuş, cari fazla veren, bütçe açığı bulunmayan, üretim hacmi gelişmiş, yüksek teknolojili ve marka değeri bulunan mallar üreten ve ihraç eden bir ekonomiye sahip olmazı,
 
9. Ülkemizin geleceği için tüm stratejik yatırımları, başkalarının ne dediğine bakmaksızın ve tüm engellemeleri aşarak gerçekleştirebilecek dirayeti ortaya koyabilme kabiliyetine sahip olmamızı, 
 
10. Enerji konusunda ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak çalışmaların gerçekleştirilmesini,
 
11. Ülkemizin bir finans merkezi olarak yükselmesi için gerekli tüm altyapının oluşturulmasını,
 
12. Ülkemizin küresel bir güç merkezine dönüşmesi için her türlü çalışmanın yürütülmesini, 
 
13. Eğitim- sağlık – tarım ve hayvancılık ve diğer hizmet alanlarına ilişkin politikaların oluşturulmasında ve toplumsal refahın sağlanmasında, milletimizin çıkarlarının ön planda tutulmasını,
 
14. Batının ve başka güç merkezlerinin çıkarlarına değil, ülkemizin çıkarlarına hizmet için kendini adamış bir yönetime ve yönetim sistemine sahip olunması gerektiğini ARZU ETTİĞİNİ SÖYLEYEBİLMEK MÜMKÜNDÜR.
 
Ancak tepe noktasından bir değerlendirme yapacak olursak, yukarıda belirtmiş olduğum ve herkesin talep etmesi gereken durumların gerçekleşmesi için ; mücadele etmeyi bilen ve bunu arzu eden bir yönetime, uzun soluklu bir mücadeleye, bu mücadeleden başarı ile çıkmayı sağlayacak bir stratejiye ve bu stratejiyi etkin kılacak enstrümanlara//argümanlara ihtiyaç bulunduğunu da ifade etmek isterim.
 
Küresel güçlere tam anlamıyla teslim edilmiş, acziyet içine düşürülmüş, aşağılık kompleksi altında bir dönüştürme sürecine sokularak batının sömürgesi haline getirilmiş, laiklik suyuyla sulanarak büyütülmüş zehirli bir sarmaşıkla müslüman kimliğinden uzaklaştırılmaya, tarihi köklerinden koparılmaya çalışılmış Türkiye’mizi, varlığına vurulan prangalardan kurtarmak için son 20 yıldır büyük bir mücadele verilmektedir. Ayrıca bu mücadele sadece içimizde değil, tüm baskılara ve engellemelere rağmen dış cephelerde de gittikçe gelişen bir perspektif dahilinde dirayetle icra edilmektedir.
 
Bu ülkede dostlar alışverişte görsün kabilinden heykel dikmekten başka hiçbir faaliyeti olmayanlar, ülkede dikili ağacı bulunmayanlar, kokuşmuş köhne zihniyetleri içinde malum bir çukurda debelenirken dahi eleştiri adı altında hainlik faaliyetleri icra edenler görmekte dirense de bu mücadelede ülkemiz büyük başarılar elde etmiş ; etki alanını, Afrika sahillerinden Malezya’ya, Polonya’dan Moğolistan’a değin uzanan geniş bir coğrafya’ya yaymayı başarmıştır. 
 
ABD’den izin almadan tuvalete dahi gidemeyen vatan hainleri algılamakta zorlansa da Türk Devletleri Teşkilatı gibi cihana meydan okuma potansiyelini barındıran bir birlik oluşturulmuştur. Ancak fitne söz konusu olduğunda anında olay yerinde konuşlananların, dut yemiş bülbül misali sesleri dahi çıkmamaktadır. Bu teşkilatın ulaşacağı nihai noktanın, günümüzden çok daha geniş sınırlara hitap eden Türk Birleşik Devletleri olacağını da şimdiden söyleyebilmek mümkündür. 
 
Elbette önünüzdeki süreçte ekonomik- siyasi ve askeri olarak, daha büyük bir güç haline geleceğiz. İşte içimizdeki işbirlikçi hainlerin kabullenemedikleri ; 1923 ten 2002 tarihine kadar güdümlerinde olan Türkiye’nin, artık onların ve efendilerinin güdümünden çıkarak kendi kutlu geleceğine doğru hızla yükselmekte olmasıdır…
 
Lakin belirtmek isterim ki bu mücadele sadece Sayın Erdoğan’ın mücadelesi değildir. Birilerinin bizim için savaşmasını beklemesinden vazgeçmek durunda olduğumuzun bilincine en kısa süre içinde ulaşma mecburiyetimiz bulunmaktadır. Bu ülkenin vatandaşları olarak her birimizin, kendimizin ve neslimizin geleceği için bu mücadelenin bir yerinden tutması gerekmektedir.
 
Herkes, Müslüman- Türk milletinin ve onun kutlu geleceğinin karşısında saf tutanların ; batının ve küresel güç merkezlerinin uşağı olmaktan öteye geçememiş bir beyin ve ruh yapısına sahip ikiyüzlü işbirlikçiler olduğunu görmelidir... 
Yukarıda her vatandaşımızın arzu etmesi gerektiğini belirttiğim tüm hususlar, ülkemizin muhalefetine hakim olan işbirlikçilikci zihniyeti ile ayrı ayrı ifsad edilmeye çalışılır durumdadır. 
 
Eğer bir şekilde zillet çukuruna düşmüş böyle bir muhalefetin işbaşına gelmesine müsaade edecek olursak, bırakınız refaha ve güzel günlere kavuşmayı ; giyecek don, yakacak odun, yiyecek kuru ekmek bile bulamayacağımız günler çok uzakta değildir. Bunların bu ülkeyi parça parça edeceklerine, ABD işgaline uğratacaklarına, tüm kazanımlarımızı yok edeceklerine, Müslüman- Türk milletini öz vatanında parya durumuna sokacaklarına hatta Yunanlıların yeniden İzmir’e asker çıkarmasına dahi olanak sağlayacaklarına emin olduğumu üzülerek ifade etmek isterim.
 
Bu nedenle istisnasız herkes ; 
 
1. Ön yargılarından arınarak, 
2. Algı operasyonlarının ve yönlendirme faaliyetlerinin gafil bir süjesi olmaktan çıkarak,
3. ABD’nin ve Batı’nın satın almış olduğu kişilerden ve siyasi hareketlerden uzaklaşarak, 
4. Gerçekte müslüman olmayan ve Türk kimliği taşımayan devşirmelerden, münafıklardan ve bunların temsil ettiği siyasi partilerden koparak, önce safını doğru bir şekilde tanımlamalı, tarihten alınan ilham ve din-i Mübin-i İslam’ın yaktığı kutlu ateşten alınan güçle yürütülen bu büyük ve kutlu mücadeleye destek vermelidir
 
Yürüttüğümüz bu kutlu mücadelenin başarıya ulaşması mutlaktır, Yaşamasak da o gün ruhlarımız, sonsuza değin şad olacaktır…


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler