2022 Yılında Yaşanacakların, Düşünce Dünyasına Yansıyan Bir Anlatımı…
Av. Sedat Çetinkaya
Kıymetli Dostlarım,
İçine düştüğümüz kayıtsızlık, cihana hükmetme iradesinde yaşadığımız boşluk ve dünyayı anlama noktasında oluşan bilinç kaybımıza bağlı olarak, 20 nci yüzyılın ilk çeyreği itibariyle büyük acılar yaşamış bir milletin, 21 nci yüzyıldaki temsilcileri konumunda bulunmaktayız.
Müslüman- Türk milletinin 21 nci yüzyıldaki temsilcileri olarak, yüzyıl önce yaşanan olayları, yeni bir oluş biçimiyle ve tersine bir yönelimle yaşadığımızı da önemle belirtmek isterim. Yani 100 yıl önce ne olduysa bugün tersine olacak biçimde gerçekleşmekte ancak bu süreçte, içine düştüğümüz olumsuzlukları ortadan kaldıracak cenderelerden de geçmekteyiz.
Daha da açıkça belirtmek gerekirse, günümüzde yaşadığımız her olumlu ve olumsuz olay ; bizi silkeleyerek kendimize getirmek, gerçekleri görmemizi sağlamak ve cihan hakimiyeti mefkuremize sarılmamızı mümkün kılmak hususunda bize yüksek bir bilinç kazandırmak için önümüze getirilmiş İLAHİ BİR EĞİTİM SÜRECİNDEN ya da basitçe ifade edecek olursam LEHİMİZE GELİŞEN BİR KADER TECELLİSİNDEN ibarettir.
Dikkat edecek olursanız, Devlet-i Aliyye’nin sahip olduğu topraklara yönelik olarak yeni bir hakimiyet stratejisi çerçevesinde hükmetme sürecimiz başlamış olduğu gibi geçmişte bize karşı güçlü olan devletlerin, bize karşı güç kayıpları da adım adım şekillenmeye başlamıştır.
Bugün İngiltere- Almanya – İtalya – İspanya - Japonya ve Rusya, yanlarında olmamız için adeta birbirleriyle yarışırken ; ABD- Çin - Fransa ve küreselci para baronları, kıskançlıklarından ve hasetlerinden ne yapacağını bilemez halde müttefiklik ve düşmanlık politikası ikileminde hareket etmeyi sürdürmektedir.
Ancak belirtmek isterim ki onların müttefikliği her daim sahte ve sadece sözde bir müttefiklik olarak kalmaya devam edecektir ve bizim de içimizdeki işbirlikçilere ve gafillere rağmen, bu bilinçle hareket etme mecburiyetimiz bulunmaktadır.
İşte bu tarihi zeminden ve kader perspektifinden hareketle, 2022 yılına yönelik bir değerlendirme yapmaya başladığımızda, yeni ve tarihi bir gelişim döneminin girizgahında olduğumuzu söyleyebilmek mümkün hale gelmektedir.
Bu dönemde Türkiye, ekonomik açıdan hızla büyüyeceği ve dünyanın ilk 5 ekonomisinden biri haline geleceği bir dönemin başlangıcında bulunmaktadır. Türkiye’nin Almanya’dan daha büyük bir ekonomiye sahip olmasının önünde hiçbir engel olmadığı gibi Almanya’ya nazaran birçok avantajı da bulunmaktadır.
Bu hususta ezberletilmiş ve öğretilmiş aşağılık kompleksinin içine düşmüş olanlara TÜRKİYE’nin ; İpek yolu projesi bağlamında oluşan konumuna, genç ve Almanya’ya nazaran artış eğilimindeki nüfusuna, Afrika ile oluşturmakta olduğu ticari ilişkilerine, Türk Devletler Birliği- Tacikistan- Afganistan ve Pakistan ile birlikte oluşturacağı ekonomik etkileşim alanındaki potansiyeline, Rusya ile geliştirmekte olduğu ilişkilerin hinterlandına, enerji koridoru olma bağlamında oluşturduğu ekonomik ve stratejik etkiye, üretim açısından sahip olduğu iklim ve hammadde avantajına,
üretim ve ihracat potansiyeline, yükselen silah sanayisinin oluşturacağı çekim gücüne, İslam dünyası üzerindeki etkisine, doğrudan yatırım çekme konusundaki avantajlarına şöyle bir bakmalarını önerdiğimi ifade etmek isterim. Bugün kendilerini dev aynasında gören ülkelerin, tıpkı ABD gibi fos diye söndüğünü, herkes görecektir. Bugün dünyanın büyük ekonomik güçleri olarak varlığını devam ettiren birçok ülke 10-20 yıl içinde, sıradan ve silik ekonomiler haline gelecek;
Türkiye gibi 100 milyonluk nüfusa ulaşmış , dünyanın her tarafına hitap eden, çok yönlü bir üretim kapasitesine sahip olan, lojistik avantajları ve imkanları gelişmiş bir ülke ise çok büyük bir ekonomik güç haline gelecektir.
İşte 2022 yılı, devletimiz ve milletimiz açısından büyük öneme sahip olan bu sürecin, iz bırakan başlangıcı olarak tarihi kayıtlara geçecektir. 2022 yılında Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihracat rakamlarına ulaşılacak, merkez bankası rezervlerimiz de tarihi rezerv miktarlarını içeren bilanço büyüklüklerine erişecektir. Yıl sonuna geldiğimizde ortaya çıkan gelişmeyi engellemeye ya da gölgelemeye bu dünya üzerindeki kimsenin gücü yetmeyecektir…
2022 yılı, savunma sanayimizin gücü ve öneminin, tüm milletimiz tarafından anlaşılacağı bir dönem olarak da ön plana çıkacaktır. Ordumuzun ulaşacağı askeri kapasite ; birçok ülkenin, medya kuruluşunun ve stratejik araştırma kuruluşunun gündemine oturacak, ülkemize yönelik ETKİSİZ ambargolar ve İÇİ BOŞ düşmanlıklar da artacaktır.
2022 yılında çevremizdeki sorunlu alanlarla ilgili olarak, hem akılcıl çözüm girişimlerini hem de istikrarlı askeri faaliyetlerin gelişimini de beklemek gerekmektedir. 2022 yılında, Libya- Irak – Suriye – Yemen – Mısır ve hatta Ortadoğu genelinde, Türkiye lehine gelişmelerin yaşandığını görebilmek mümkün olacaktır.
Türkiye’nin gelişen gücü karşısında Yunanistan, Türkiye’ye yönelik olarak planladığı baskın bir saldırı yapma ve sonra ABD’nin arkasına sığınma düşüncesinden uzaklaşacak ; Türkiye’nin daha büyük bir hakimiyet alanı oluşturacağı nedeniyle Balkanlar’da tertiplenmeye çalışılan genel çatışma hali de ertelenecektir. Elbette bu fırsatı çok iyi değerlendirme mecburiyetimizin bulunduğunu da ilgililere atfen ve önemle ifade etmek isterim.
Yine 2022 yılı itibariyle, dünyada küreselci paganların faaliyetlerine ve ABD hegemonyasının kırılmasına yönelik olarak artan faaliyetler dikkat çekmeye başlayacak, Japonya’nın yükselen bağımsız politika geliştirme arzusu nedeniyle, küresel politikaları etkileyen stratejik açılımlar oluşmaya başlayacaktır. Benzer bir durum, gören gözler nezdinde Almanya açısından da başlayacak ve bu durumu bastırmaya yönelik karşıt siyasi atakların ortaya çıkmasıyla Almanya, çalkantılı ve sıkıntılı bir siyasi sürecin içine girecek ve güç kaybetmeye başlayacaktır.
Küreselcilerin hegemonya alanında bulunan Çin’in, Rusya ile bir uzlaşma zemininde buluşması, ABD üzerinden geliştirilen politikalarla Rusya’ya diz çöktürmek isteyen küreselcileri memnun etmiş olduğundan, NATO üzerinden şekillenen Rusya’ya yönelik açık düşmanlık politikasında geri çekilmeler yaşanacağını söyleyebilmek de mümkün hale gelecektir.
Kanaatimce Rusya, tıpkı Türkiye gibi tüm aktörlere oyun oynamaktadır ve Rusya'ya bu çizgiye gelmesi için Ukrayna çerçevesinde verilen tavizler bulunmaktadır ki bu tavizlerin gerçek mahiyeti de 2022 yılı içinde ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda üzerindeki baskı azalan Rusya’nın, başarılı olamayacak olsa da Türk Devletler Birliği Teşkilatı ülkeleri üzerinde bloke edici bir yaklaşımla hareket etmeyi, dış politika önceliği haline getirmek isteyeceğini de ifade etmek isterim.
Zira Rusya halen dahi Türkistan coğrafyası üzerindeki hakimiyet teorisinden vazgeçmiş değildir. Bizim için önemli olan şey ise, Türk Dünyası’nın yeteri kadar askeri ve ekonomik güç kazanması için lazım gereken süre içinde, Rusya’nın Tataristan’da yaptığı gibi ileri hareketlerini önlemek ve kontrol altında kalmasını sağlamaktır. Süreç bizden yana işlemektedir ve eninde sonunda Rusya’yı dağıtarak ve küçülterek pasifize etmeyi başaracağız…
Bu arada 2022 yılının, zillet ittifakı açısından tüm foyalarının açığa ve bütün hazırlıklarının da boşa çıkacağı bir çöküş yılı olacağını da hep birlikte göreceğiz. Cinsi ve cibiliyeti bozuk olanların, adamlıktan ve siyasi ahlaktan nasibi olmayanların, milleti için değil iplerini elinde tutan efendileri için politika üretenlerin, ihanet politikasının öncülüğüne soyunan kifayetsiz ihtiras sahiplerinin ve adeta “Yalan Rüzgarı” adlı bir tiyatro oyununda sahne alan madam ve uşaklarının, tüm arzuları dumura uğrayacaktır.
Devletini ve milletini seven ve bu ülke için açılan büyük ufukta yerini almak isteyen herkes, asimetrik psikolojik savaşın süjesi olmaktan ve benliğini kaplayan anlamsız tepki tuzağından kurtularak aklını başına almalı, hangi nedenle olursa olsun, ipleri batılı küresel güçlerin elinde olan ihanet odaklarına destek olmaktan vazgeçme bilincine ulaşmayı başarmalıdır…
Tezgahlanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle, hedefimizden çıkarılan eli kanlı teröristlerin hesabını göreceğimiz günlerin çok uzak olmadığını da aziz şehitlerimizin ruhlarına atfen ve neticeten ifade etmek isterim…