loader
Dünya Ticaretinin Gelecek Perspektifine İlişkin Stratejik Çekişmeler…

Dünya Ticaretinin Gelecek Perspektifine İlişkin Stratejik Çekişmeler…

Ülkelerin, değerli maden başta olmak üzere çeşitli şekillerde gerçekleştirecekleri blokaj ya da finans sağlama yöntemlerine bağlı olarak kendilerine tahsis edilecek

Dünya Ticaretinin Gelecek Perspektifine İlişkin Stratejik Çekişmeler…Dünya Ticaretinin Gelecek Perspektifine İlişkin Stratejik Çekişmeler…
Av. Sedat Çetinkaya
 
Öncelikle belirtmek isterim ki son yüzyıla ilişkin dünya ticareti, küresel güç merkezlerinin kontrolünde geliştirilen sistem ve argümanlar üzerinden şekillenen bir yapıya sahip bulunmaktadır...
Günümüzde şekillenmekte olan sistem ise BİR GEÇİŞ DÖNEMİNİN, gerilim ve mücadele ile yoğrulan İLK AŞAMASINI yansıtmaktadır. Ancak küresel güçlerin, kendilerini yeterince güçlü görmesi ve hazırlık aşamasının tamamlandığı kanaatine ulaşmaları durumunda, kısa bir süre içinde büyük değişimlerin yaşanabilmesinin mümkün olduğunu da ifade etmek isterim. 
 
Bu perspektif doğrultusunda harekete geçilebilmesi için; dünyamızın, Çin ve ABD arasında göstermelik bir karşıtlık dahilinde paylaşılmasını esas denklem de dikkate alındığında, KÜRESEL DİRENÇ NOKTALARININ PASİFİZE EDİLMESİ gereğinin bulunduğunu da önemle belirtmek isterim. Sayın Erdoğan’ın ortaya koyduğu çok değerli bir stratejiyle, ilk hedef olma konumundan çıkarılan Türkiye yerine hedefe konulan Rusya’nın içine düştüğü olumsuz durum, bu siyasi stratejiyi ortaya koyan ve DERS ÇIKARILACAK BİR ÖRNEK OLARAK karşımızda durmaktadır.
 
Bu bağlamda meseleye doğrudan bir giriş yapılacak olursa,  yeni dünya düzeni açısından ortadan kalkacak olan ilk şeyin, fiziki yapısı bulunan PARA olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Hem ticari faaliyetler, hem de bireysel para aktarımları için elektronik ortamda kullanılan DİJİTAL BİR PARA söz konusu olacaktır. Böylece iç piyasada devlet ya da kurulu sistem, ticarete ve vergiye ilişkin tüm faaliyetleri ve bireyler arasında gerçekleşen tüm para transferlerini tespit edebilme imkanına kavuşacağı gibi yurtdışı para transferlerini ve ödemeleri de anlık olarak kontrol edebilme imkanına sahip olacaktır. Bu durum ise devlet yönetimlerince daha adil sistemlerin ve sosyal politikaların oluşturulabilmesine imkan sağlayacak, ZENGİNLER ALEYHİNE GELİŞEN BİR SİSTEME VARLIK KAZANDIRACAKTIR.
 
Dünyada ortadan kalkacak ikinci şey ise ABD Doları örneğinde olduğu gibi bir ülkeye ait olan KÜRESEL REZERV PARADIR. 
 
Ülkelerin, değerli maden başta olmak üzere çeşitli şekillerde gerçekleştirecekleri blokaj ya da finans sağlama yöntemlerine bağlı olarak kendilerine tahsis edilecek miktarda ve uluslararası ticarette ve tedavülde kullanılacak bir parayı, ULUSLARARASI TİCARETİ VE FİNANSMANI GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE KURULMUŞ BİR DÜNYA KURUMUNDAN temin etmeleri söz konusu olacaktır. 
 
Bu sistemde ithalat ve ihracat yapmayan ve turistik gezi gibi uluslararası bir faaliyeti bulunmayan kişilerin, uluslararası paraya ihtiyaçları olmayacağından; bu tür bir paraya yani günümüz anlamında dövize sahip olmaları, bu dövizi biriktirmeleri ve yatırım aracı olarak kullanmaları da söz konusu olmayacaktır. Ancak turizm ve ticaret dışı para aktarımlarında yine bir kur sorunu ortaya çıkacağından, bir süre sonra tüm dünyada geçerli olan tek bir para birimine geçilmesinin muhtemel olduğunu da şimdiden belirtmek isterim. 
 
Aslında küreselcilerin, Doların rezerv para olma vasfını yitirdiği dünya için, BİR TEST OLARAK GÜNDEME TAŞIDIKLARI KRİPTO PARA YAKLAŞIMI, hem geleceğe ilişkin olarak tek para gerçekliğini ortaya koyan hem de bu paraya arka planda sahip olma stratejilerini yansıtan bir duruma tekabül etmektedir. Para üzerinden tasarlanan bu gelişmenin, TEK DÜNYA DEVLETİ için bir zemin oluşturacağını da görmek gerekmektedir. TAHMİNİMCE ÖNÜMÜZDEKİ 40 YIL, BU ZEMİN ÜZERİNDE YAŞANACAK KAYMALARIN VE STRATEJİLERİN ŞEKİLLENECEĞİ BİR DÖNEM OLACAKTIR. 
 
Dolarizasyondan, küreselcilerin Dolar ve kurulu ekonomik sistem üzerinden gerçekleştirdikleri yıkıcı baskıdan kurtulmak için ikili para birimlerini esas alacak şekilde ortaya çıkacak ticaret, bu para birimlerinin kullanımından kaynaklanan sorunlar nedeniyle ortak bir hedefe odaklanmayı zorlayacak, Dolarizasyon sürecinin olumsuz etkilerinden kaçan devletlerin arzuları, uluslararası ticarete ilişkin olarak ORTAK BİR KÜRESEL REZERV PARA oluşturmayı mümkün kılacak, bu durum da BÖLGESEL YA DA DÜNYA ÜZERİNDE KULLANILAN TEK PARAYA GEÇİŞİ ZORLAYACAKTIR.
 
Ancak devletlerin egemenlik yetkisinden kaynaklanan milli yaklaşımlar, bölgesel ve ekonomik//siyasi ittifak temelli paraların (Örn: Euro) kullanımını daha mümkün kılacak gibi görünmektedir. Bu noktada devletlerin altın alımının, özellikle baskı altına alınmakta olduğu ancak Çin'in dikkat çekmeden ciddi altın alımları gerçekleştirdiği hususunu da gözden kaçırmamak gerekmektedir.
 
Bu süreçte ve kısa vadede değişecek diğer bir husus ise SWİFT gibi anlamsız bir mecburiyet sisteminden kurtulmak biçiminde ortaya çıkacaktır. Yine önümüzdeki süreçte, hiçbir ülkeye ve birime ait olmayan, ortak olarak geliştirilmiş, hiçbir devletin dışlanamayacağı bir para transferi sistemi de ortaya çıkacaktır.
 
ABD’nin ve küreselcilerin dünya üzerindeki hakimiyeti zayıfladıkça, uluslararası gelişmelerin akış yönüne paralel olarak, küreselcilerin güdümündeki özerk, bağımsız merkez bankası sistemi terk edilerek, tamamen devletlerin kontrolündeki bir merkez bankası anlayışına da geçiş yapılacaktır.
 
Doğu ile batı arasındaki ticarette, Türkiye’nin atmış olduğu ve ÜLKEMİZİ ÖN PLANA ÇIKARAN BAĞIMSIZ ADIMLAR, tıpkı Rusya’nın atmış olduğu adımlar gibi küreselcileri ciddi biçimde rahatsız etmekte ve hatta tüm planlarını bloke etmektedir. Türkiye ile ilgili yakın dönem planları, öncelikleri Rusya olduğu için, Türkiye’deki yönetimi işbirlikçi bir yönetim ile değiştirmek ile sınırlıdır.
 
Paranın sahipleri, ABD ile Çin arasında paylaşılan bir dünyada, Büyük İsrail’i merkez yapma projesi için de uğraş vermektedir. ANCAK TÜRKİYE, TÜRK- İSLAM DÜNYASI İLE BİRLİKTE, BÜYÜK BİR GÜÇ MERKEZİ OLMAYA TÜM KÜRESEL AKTÖRLERDEN DAHA YAKIN BİR POZİSYONA SAHİP BULUNMAKTADIR. 
 
ELBETTEKİ BU DURUM KÜRESEL GÜÇ MERKEZLERİ TARAFINDAN GÖRÜLMEKTE, DİKKAT VE KARARLILIKLA ENGELLENMEYE ÇALIŞILMAKTADIR. ONLAR, MÜSLÜMAN- TÜRK’LERİN, GÜCÜ ELİNE GEÇİRDİĞİNDE NASIL BİR DİRAYETLE İLERLEME KABİLİYETİNİ HAİZ OLDUĞUNU VE DÜNYAYI YÖNETME POTANSİYELİ TAŞIDIĞINI, BİZDEN BİLE DAHA İYİ BİLMEKTEDİR. 
 
ÇİN İLE İSRAİL ARASINDA KARADAN KURULACAK BİR HAT İSE, küreselciler açısından en büyük kazanımı oluşturacak bağlantı olarak ortaya çıkacaktır. BÖYLECE; Ortadoğu, Afrika, Akdeniz ve Avrupa coğrafyası, İsrail üzerinden küreselci Çin’in hakimiyetine açılacağı gibi Doğu Akdeniz’e yayılan limanları ve bir ticaret ve enerji merkezi oluşu ile Büyük İsrail’in ekonomik ve stratejik temelleri de atılacak; ayrıca İsrail,  Çin’in askeri desteği ile doğrudan doğruya muhatap hale gelme imkanına da kavuşacaktır. Bu bağlamda ifade etmek gerekirse, dünyaya sadece fitne üretmek üzere gelmiş bu yapının, hemen her noktada belirlemiş oldukları hedefleri ve politikaları bulunmaktadır. Bunların bir kısmını; 
 
1. Türkistan coğrafyasını, Rusya’nın ve Türkiye’nin, Afganistan ve Pakistan’ı ise sadece Türkiye’nin etki alanından çıkararak Çin’in kontrolüne açmak,
2. İngiltere sömürgesi Hindistan üzerinden Pakistan’a baskı yaparak, Pakistan’ı Çin’in kucağına itmek, 
3. Türkiye’de, göçmenler üzerinden Afganistan karşıtlığı oluşturarak, Türkiye ile Afganistan’ın yakınlaşmasını sağlayacak politikaların etkinlik kazanmasını engellemek,
4.  Türkiye- İran çatışması çıkararak İran’ı parçalamak, Azerbaycan’ı büyütmek ve büyüyen Azerbaycan ile Türkiye arasına nifak sokmak,  
5. Azerbaycan- Ermenistan çatışmasını körükleyerek, Ukrayna- Rusya savaşını Türkiye’nin fikir ve tavır koymak durumunda kalacağı çeşitli vasıtalarla kaşıyarak, Türkiye ile Rusya’nın karşı karşıya gelmesini ve Türkiye’nin NATO’ya karşı edilgen konuma düşmesini sağlamak, 
6. Türkiye’nin; Misak-ı Milli çerçevesinde,  Suriye ve Irak coğrafyasına karşı yönelimini engellemek, 
7. Türkiye ile Ortadoğu arasına blokaj uygulamak, 
8. Ortadoğu enerji kaynaklarını, sadece İsrail’in hegemonyası dahilinde kullanıma sokulabileceği bir ticaret ortamı oluşturmak, 
9. Ortadoğu ülkelerini yerel çatışmalar ile korkutmak ve sınırlamak,
10. Mısır halkını, askeri darbe ve baskıyla kontrol altında tutmak,
11. Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmasını engelleyecek siyasi yaklaşımlarla karşı karşıya bırakmak, 
12. Yunanistan- Türkiye gerilimi üzerinden, Türkiye üzerinde etkili olmaya çalışmak,
13. Avrupa Birliği – Türkiye ilişkileri üzerinden Türkiye’yi taviz vermeye zorlamak ŞEKLİNDE İFADE EDEBİLMEK MÜMKÜNDÜR.
 
ÖNEMLİ OLAN ŞEY, karşımızdakilerin düşünce biçimini ve stratejilerini okumak, güçlerini ve eksikliklerini bilmek ve mücadele için sarsılmaz bir birlik dahilinde irade ortaya koyabilmektir... 
 
BU BÜYÜK MÜCADELEDE; niteliksiz beyni, fukara fikirleri, saplantıları, ön yargıları ve hırslarıyla, küresel güç merkezlerinin değirmenine su taşıyıp, onların ülkemizdeki işbirlikçi mankurtlarına alkış tutup, kendi komutanının ve ülkesinin sırtına hançer saplayanlar, elbet bir gün yaptıklarının ve ortaya koydukları ihanetin bedelini ödeyecektir...
 
Herkes emin olmalıdır ki küresel ve yerel fitne odakları ne yaparsa yapsın; galibiyete ulaşanlar, Kızılelma hedefine ulaşacak sancağı kaldıran milletimizin asil ve şerefli evlatları olacaktır...
 
Allah'ın selamı ve bahtiyarlık; geçici heveslerinden arınarak bu kutlu mücadele sancağının altında daimi olarak toplananların üzerine olsun…


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler