Polisimizin Yusuf Şanlı Sevgisi...
POLİS ve Jandarma (Asker) “Vatanın parçasıdır” dersek fazla uşkartmış olmayız. Çünkü vatan en fazla bu iki unsurun ayakta kalmasıyla ayakta durur.
Bugün Güneydoğu’da, Doğu’da, Suriye’de ve Libya’da Irakta ülkenin varlığı ve birliği için şehit olan bu iki unsurdur. Milli ve dini bayramlarda, soğuk kış gecelerinde herkes sıcak odalarında istirahatını yapar ve uyurken ayakta bizlere bu huzuru sağlayan bu insanlardır.
15 Temmuz darbe girişiminde darbeci hainlerin bombaladıkları yerlerin başında polis Özel Harekat binasının gelmesi polisimizin ülke savunulmasındaki önemini gösterir.
Ancak şu şanssızlığa bakınız ki ilçemiz karakolunda henüz “Ne olduklarını, kendi önemliliklerini bilmeyen“ zavallı diyebileceğimiz bazı gariban polislerimiz var.
Bir gün Alanya istikametinde Orman işletmesi önünde giderken arkamızdan bir polis arabası şiddetli ve keskin korna çalarak önümü kesti. Üç tane iri yarı polisti bunlar. O sırada ben ”Galiba beni cezaevinden kaçmış bir katil zannetmişler” diye düşündüm.
Beni arabamdan indirdiler “ne oldu ne var” demeden en sert şekilde “Kırmızı ışıkta geçtin” diyerek hakaret dolu sözlerle etrafımı çevirdiler. Ve aynı anda 2 polis de merkezden çağrılarak “Kırmızı ışıkta geçme” işlemi için heyecanlı, bana nefret ve şiddetle bakan 5 polisin arasında kaldım.
Ancak ne yazık ki ilçemizdeki kavşaklarda kırmızı ışığa falan bakan çok az. Herkes istediği gibi geçiyor. Ancak ortalarda polis yok. Sanırsam 22 Aralık Pazar günü akşamüzeri ikindi saatleri olduğunu tahmin ettiğim bir günde trafik ışıkları yanmıyordu.
Bu durum saatlerce sürdü. Ancak araçlar denk gele geçiyordu. Ve ortalarda trafiği düzenleyecek polis yoktu. Zaten polis olarak kendileri de trafik kurallarına pek uymuyorlar. Bir keresinde yanlış yere park eden bir polis aracını resimli olarak haber yapmıştım.
Adliyede hem de baro odası kapısında bir polis bana omuz vuracaktı. Kendimi kaçarak korudum.
Yine bir başka gün adliyenin kapanış saatine yakın adliye asansörü girişişinde adliye giriş kapısında bekleyen bir görevli polis bana bizzat fiili saldırıda bulundu.
Yine bir keresinde 17 Temmuz 2016 Pazar günü herkesin tanıdığı bir delinin beyanıyla terörist sakladığım iddiasıyla 30 kadar polisle gazete idarehanem basılıp arandı. Bu olay vatanperver, herkesin bildiği gibi üst derecede milliyetçi bir kişi için vurulmuş en büyük manevi bir darbedir.
İnanıyorum ki polis arkadaşların benimle fazlaca ilgilenmelerinin sebebi ülkemizi fazlaca sevdiğim, Atatürkçü ve milliyetçi olduğum içindir.
Şu anda gizli olmakla beraber arabamla birlikte polisin daimi takibi altındayım. Yani benim için gizliden, resmi olmayan polislerin kendi arasından seçilen bir tim görevlidir.
Eğer her hangi bir yolla arabam elimden çıkarsa sadece bu adamlarla muhatap olmamak için yeni bir araba almayacağım,
Yani şu anda bazı karakol polislerinin hedefindeyim. İnşallah polislerimiz beni affederler ve üzerime daha çok gelmezler. Ancak faili meçhul bir saldırıya uğrarsam şüpheliler arasında bir polisin de olabileceğinin bilinmesinde fayda vardır.
Ancak ben bana saldıran polislere fazla kızmıyorum. Onlara polislik mesleğinin önemi fazla anlatılmamış. Zaten bu ülke yıllarca karakolda yapılan işkencelerin kötü imajının cezasını çekmiştir. Bugünkü hükümet işkence ile ne kadar mücadele ettiyse de demek ki henüz eski devrin kalıntıları azda olsa hala giderilememiş.
Kokarım ki bana saldıran polis arkadaşlarımız karakollarında diğer arkadaşlarınca kahraman olarak karşılanmıştır.
Bu izahlardan sonra kendimi polis korumasından çıkartıyorum. Zaten geçtiğim günlerde evime hırsız girdi ve polise ihbar etmedim. Bundan sonra da evime hırsız girerse veya bir saldırıya uğrarsam yine polise başvurmayacağım,
Eğer bana yapılan bir saldırıyı polis görürse lütfen kendini görevli kabul edip beni kurtarmak için müdahalede bulunmasınlar.
Yinede bugüne kadar polislerin bana ve arabama gösterdikleri bu ilgileri sevgileri için teşekkür ederim.
Hoşça kalınız...
Avukat Yusuf Şanlı