Cia Ve Mossad’ın Perspektifinden, Türkiyenin Sunduğu Konjonktürel Fırsatlar Ve Özel Bir Uyarı…
Av. Sedat Çetinkaya
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, siyasi ve askeri açıdan ABD’nin ve NATO’nun güdümünde, Avrupa Birliği’nin ekonomik ve kültürel kıskacında ve İsrail’in stratejik yönlendirmesinde varlığını sürdüren bir devletti.
Sayın R.Tayyip Erdoğan’ın, etrafını saran kripto işbirlikçilere rağmen Ak Parti politikalarını kontrolüne alıp, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne adım adım yeni bir yol çizmeye ve ülkemizi, küresel bir güç olma yolunda şekillendirmeye başladığı andan itibaren, içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlar büyük bir hırsla ve sistematik biçimde Sayın Erdoğan’a ve onun küresel politikalarının arkasında saf tutan Cumhur İttifakı mensuplarına saldırmaya başlamıştır.
Son dönemde ; Sayın Hakan Fidan yönetimindeki Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan tasfiye edilen ve hangi birime hizmet ettiği belli olmayanlar güruhu, kadim ve kutlu devletimizi kendi babalarının malı sanan beyni sulanmışlar takımı, küresel güç merkezlerinin uşağı konumunda bulunan ve siyaset içinde yer edinmiş derin devlet ayaklı kişiler ve gözünü sinsice Sayın Erdoğan’ın koltuğuna dikmiş bazı siyasetçiler, hem çıkar odaklı hem de Sayın Erdoğan sonrasına yönelik kabuller içeren bir işbirliği stratejisi oluşturmuş bulunmaktadır.
Herkes emin olmalıdır ki Sayın Erdoğan bu stratejinin de bu ilişkiler ağının da farkına varmıştır. Birileri stratejik dengelerin kendi lehine olduğu zannıyla ve birilerinin üzerine basarak hatta gölgelemeler yaparak bir hareket tarzı geliştiriyor olsa karanlığın içindeki kara kargayı gören sungurun gözlerinden kaçamayacaktır ve bu sürecin tek kazananı da Sayın Erdoğan olacaktır. Bunu görmek ve yaşamak sadece bir zaman meselesinden ibarettir...
Ancak Türkiye gibi dünyanın geleceğini şekillendiren bir siyaset merkezinde, konjonktürel bir sürecin sadece yerel dengeler ile tamamlanmasını beklemek, büyük bir hata olacaktır. ABD gibi Türkiye’yi iç muhalefeti kullanarak hatta darbe yaparak kendisine tabi kılmak isteyen bir devlet ve onun içimizdeki kaşarlı işbirlikçileri bulunduğu gibi Türkiye’yi, İsrail’in tarihi ve stratejik çıkarlarının muhafızı olarak tanımlamak isteyen bir siyonist yapılanma da bulunmaktadır.
Bu bağlamda, CIA ve Mossad hatta suçu bu yapıların üzerine yıkmak isteyecek diğer uluslararası istihbarat birimleri açısından, ülkemizdeki konjonktür, büyük hatta tarihi fırsatlar sunmaktadır. Türkiye’deki düzene çomak sokmak, ülkemizi karıştırmak, milletimizi birbirine düşürmek, ülkemizin jeopolitik açılımını ve küresel yükselişini baltalamak, devletimizin kendi içine kapanmasını sağlamak, erken seçime zorlamak ve Sayın Erdoğan’dan siyaseten kurtulacak yolun kapısını açmak gibi hedefler güdenler için, şu andan itibaren suikastler dahil olmak üzere ülkemize yönelik her türlü olumsuz faaliyeti beklemek olanaklı hale gelmiş bulunmaktadır.
Meselinin iç boyutunda büyük ve önemli riskler bizi beklerken, Türkiye’nin bu çalkantılı durumundan istifade ederek, çevremizdeki bölgelerde siyasi ve askeri ataklar yapmak için hazırlıklar yapıldığını da şimdiden görmek ve asla ihmalkar bir tavır içine girmemek gerekmektedir.
Dolayısıyla doğru olan strateji, Türkiye’nin konsantresini olması gerekene yani dış politik gelişmelere ve ekonomik hızlanmaya yönlendirmek ve bu arada iç dengeleri sarsacak olayların gelişimine engel olacak bir taktiği sahaya sürmek olmalıdır.
Zaman herşeyin ilacı olduğunu gösterecek ; haklı ile haksız, doğru ile yanlış, seven ile sevmeyen, ferasetli ile gafil, alim ile cahil, aciz ile kudretli, ihanet eden ile ihanete uğrayan ve sinsi ile mert ortaya çıkacak, gözlere çekilen perdeler ortadan kalkacaktır… Bozkurt, tüm ihtişamıyla görünecektir...
Şairin dediği gibi ;
Sungurun uçtuğu yerde barınamaz yarasa,
Ve bütün dirliğin üstünde yürür, sade yasa…