loader
Ulaşmamız Gereken Askeri Kapasite’nin Temelleri…

Ulaşmamız Gereken Askeri Kapasite’nin Temelleri…

Tarih sahnesindeki kutlu mücadelesine, Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, küresel güç merkezleri...

Ulaşmamız Gereken Askeri Kapasite’nin Temelleri…Dünyanın Tüm Şeytani Güçlerine Karşı, Tek Başına Yürüteceğimiz Mücadele İçin, Ulaşmamız Gereken Askeri Kapasite’nin Temelleri…
Av. Sedat Çetinkaya
 
Tarih sahnesindeki kutlu mücadelesine, Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, küresel güç merkezlerinin oluşturmaya çalıştığı düzene tabi olma teklifini, elinin tersiyle iterek, kendi dünya düzenini oluşturma yolunda hızla ve kararlılıkla ilerleyen bir ülke konumunu almıştır. 
 
Bu durum karşısında küresel güç merkezleri de Türkiye’yi oyalamak ve zor duruma düşürmek için her türlü stratejiyi sahaya sürdükleri gibi içimizdeki işbirlikçi ve mandacı oluşumları kullanarak, Türkiye’nin iradesini sekteye uğratmak için de var güçleriyle çalışmalarını sürdürmektedirler.  
 
Devletimizin, hükümetimizin ve milletimizin, küresel güç merkezlerine karşı yürütmekte olduğu bu mücadeleyi, ekonomik ve siyasi açıdan değerlendirme imkanı olduğu gibi askeri açıdan değerlendirme imkanı da bulunmaktadır.
 
Belirtmek isterim ki TÜRK ORDUSU’nun gücü, karşımızdaki korkaklar sürüsünün, gerçek bir zorunluluk olmadıkça karşılaşmayı göze alamayacağı kadar büyüktür. 
 
Ayrıca Müslüman- Türk milletinin mücadele geçmişi de onları ciddi biçimde korkutmaktadır. Günümüz stratejileri ; Türkiye’nin, NATO içinde tutulması suretiyle kontrol altında bulundurulması ve batı dünyasından ve ABD hegemonyasından kopmasının kağıt üzerinde de olsa engellenmesi biçiminde tezahür etmiş bulunmaktadır. 
 
Türkiye’nin gerçek anlamda Avrupa Birliği’ne dahil olmak gibi bir düşüncesinin ve arzusunun kalmamış ve hatta bu birliğe ihtiyacının da ortadan kalkmış olması, Avrupa Birliği üzerinden Türkiye üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskı ve yönlendirmenin de etkisiz kalkmasını sağlamış bulunmaktadır. 
 
Hatta BASKI STRATEJİSİ TAM TERSİNE DÖNMÜŞ, Türkiye’nin Rusya ile birlikte Avrupa’yı tehdit etmesinden mütevellit korku, Türkiye’nin enerji yollarını ve hatlarını kontrol eden bir merkez haline gelmesi, Akdeniz’in Türkiye’nin kontrolü altına girme yolunda şekillenmeye devam etmesi, İpek yolu’nun en önemli güzergahının Türkiye’nin kontrolünde olması, Avrupa’nın hızla yaşlanan nüfusu karşısında Türkiye’nin artan nüfusu, Avrupa’da yaşayan Müslümanlar üzerinde artan Türkiye etkisi , Avrupa’ya göç konusunda Türkiye’nin sahip olduğu pozisyon, Türkiye’nin İngiltere ile artan ilişkileri ve Avrupa’nın Türkiye ile var olan ticaret hacmi, Türkiye’nin Avrupa üzerinde baskı oluşturmasına neden olmuş bulunmaktadır. 
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, küresel güçlere karşı girişmiş olduğu mücadele noktasında bölgesel bir güç olarak varlık kazandığını herkese kanıtlamış olmakla birlikte, çevresinde toplamaya devam ettiği ülkeler ve TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ STRATEJİSİYLE, küresel bir güç olma yolunda da emin adımlarla ilerlemektedir. 
 
Ortaya konan ve altyapısı doldurulmaya çalışılan bu siyasi vizyonun ; 2023 yılında yapılacak başkanlık seçimlerini Sayın Erdoğan’ın kazanması ve ülke ekonomisinin oluşturulan siyasi vizyonu etkili bir şekilde destekleyebilecek seviyeye ulaşması ile desteklenmesi gerektiği gibi askeri kapasitemizin de bu süreçte ortaya çıkacak tehditleri göğüsleyebilecek bir yeterliliğe ulaşması gerekmektedir.
 
Bu süreçte ulaşmamız gereken askeri altyapıyı KISACA VE KABACA ; 
 
• Ülkemizin öncelikle çok alçak irtifadan başlamak üzere kıtalararası balistik füze , ramjet ve scramjet motorlu hipersonik füze saldırını dahi karşılayacak seviyede ve lazer silah teknojisinin de dahil olduğu bir hava savunma kapasitesine ulaşması gerektiğini,  
 
• Uzun menzilli , yeterli/etkili harp başlığı taşıyan, yapay zekalı, elektronik karıştırmalara karşı korunaklı kılınmış, kamikaze saldırısı yapmak üzere tasarlanmış ve sürü biçiminde de görev icra edebilen silahların, genel saldırı konsepti dahilinde etkinlik kazanması gerektiğini,
 
• Klasik silah üretimlerinden ziyade, yüksek manevra kabiliyetine haiz, kısa pistlerden kalkış ve bu pistlere iniş kapasitesine sahip, hava- hava füzesi,  seyir füzesi, hafif torpido ve diğer genel maksat bombalarını taşıyabilen, sahadaki tüm birliklerle koordinasyon içinde savaşabilen ve sürü algoritması ile muharebe yeteneğini haiz insansız savaş uçağı üretimlerine önem vermemiz gerektiğini,
 
• Yetersiz ön tasarım mahiyetine sahip birçok model yerine küçültülmüş bir fırkateynin savaş özelliklerine sahip insansız deniz araçlarından yüksek kapasiteli filolar oluşturmamız gerektiğini,
 
• Küçük, kolay imal edilebilen, görünmeden görev icra edebilen, görev sonrasında üslerine geri dönebilen, yapay zekalı, insansız silahlı denizaltı platformlarına özel bir önem vermemiz gerektiğini,
 
• Denizaltı kapasitemizi ciddi biçimde arttıracak , gerektiğinde çevremizdeki tüm denizleri askeri olarak kapatmamıza ve düşmanlarımızı evinde vurmamıza imkan verecek ölçüde genişletecek yatırımlara önem vermemiz gerektiğini, 
 
• Balistik füze kabiliyetimizin ve topçu destek sistemlerimizin tamamını, lazer arayıcı başlığa sahip ve mutlak mobiliteye sahip füzeler olarak geliştirmemiz gerektiğini,
 
• Radar yönlendirmeli ve lazer arayıcı başlığa sahip füzelerle, hiçbir savaş aracımızı devreye sokmadan düşmana saldırı yapabilecek ve savaş kapasitesini ciddi biçimde yok edebilecek bir altyapıya ulaşmamız gerektiğini, 
 
• Elektronik harp kabiliyetimizi, düşmanlarımızın silah ve saldırı kabiliyetini de gözeterek her zeminde geliştirmemiz ve çoğaltmamız gerektiğini, 
 
• Kara muharebe araçlarımızın tamamını beka kabiliyeti yüksek ve aktif koruma sistemlerine sahip araçlar olarak dizayn etmemiz gerektiğini, 
 
• Kıtalararası balistik füze ve nükleer silah kapasitesine hızla ulaşmamız gerektiğini, 
 
• Düşman zırhlılarını sahada yok edecek uzun menzilli tanksavar silahlarının kullanımını ve eğitimini yaygınlaştırmamız gerektiğini,
 
• Her biri tek başına büyük bir güç olan 3 adet donanma kurmamız gerektiğini,
 
• Milli Muharip Uçak projemizi, insansız savaş uçağına da evrilecek şekilde geliştirmemiz gerektiğini,
 
• Yerel çatışmalarda düşmana yönelik ilk saldırıyı gerçekleştirmek üzere silahlı insansız kara araçlarından oluşan filolar kurmamız gerektiğini, 
 
• Ülke çapında ve milis kuvveti anlamında askeri örgütlenme gerçekleştirmek üzere aktif ve gerçekçi bir proje yürütülmesi ve gönüllü milislerden kurulu ikinci bir ordunun dizayn edilmesi gerektiğini SÖYLEYEBİLMEMİZ  VE ÖZETLEYEBİLMEMİZ MÜMKÜN BULUNMAKTADIR.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, var olan askeri kapasitesinin üzerine yukarıda belirtmiş olduğum ve altyapısını önemli ölçüde hazırladığı askeri kapasiteye tam anlamıyla ulaştığında ve dost orduları da bu kapasite çerçevesinde donattığında, kendi küresel gücünü de kabul ettirmiş olacaktır. 
 
BU GÜÇ , sadece Türkiye’nin değil, tüm İslam aleminin ve Türk Devletler Birliği’nin de gücü olacaktır.
 
Beyin fukarası ve hayal aleminde yaşayan Yunanlı analistin ve CIA stratejistlerinin de kısmen ifade ettikleri üzere oluşmakta olan güç, Devlet-i Aliyye’nin çok üzerindedir. 
 
Tarihin akış sürecinden çok daha büyük bir hızla şekillenmekte olan BU GÜÇ ; Göktürk Kağanlığı’nın- Büyük Selçuklu Devleti’nin- Devlet-i Aliyye’nin ve Avrupa Hun Devleti’nin bileşkesi olacaktır…
Oluşmakta olan güç, gerçek komutanını bekleyen ALLAH'IN YERYÜZÜNDEKİ ORDUSUNDAN ve tüm yaşadıklarımız da bir HAZIRLIK SÜRECİNDEN başka birşey değildir. Bu mücadelenin dışında kalanlar ise gafiller ve inançsızlıklarında boğulacak olan zavallılardır...
 
Haydi artık dinsin bütün ıztırapların,
Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın...
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler