Kim Bu Türkiye Düşmanı Hainler ?
Av. Sedat Çetinkaya
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan itibaren batılılaşma ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşma mefkuresi adı altında, Müslüman- Türk milleti ile geçmişi arasındaki bağı koparmak için var gücüyle çalışan CHP’nin kokuşmuş ve totaliter tek parti hakimiyeti dönemi, 1950 yılı itibariyle sona ermiştir.
Ancak CHP’nin ve küresel işbirlikçilerinin kurmuş olduğu sistem ve CHP tarafından yürütülen fitne politikaları nedeniyle, bu tarihten sonra ülkemiz ; darbeler, sağ- sol çatışmaları, ekonomik krizler, yokluk, baskı, hukuk ve demokrasi dışı laiklik uygulamaları, ordunun siyasete devamlı müdahalesi, parlamenter sistemin dayattığı koalisyonlar, terör saldırıları, erken seçimler, ortalama % 80’ler düzeyinde gerçekleşen faiz ve enflasyon sarmalı ve küresel güçlere teslimiyet içinde geçen bir dönem yaşamış bulunmaktadır.
Ülkemizin bu buhranlı dönemi açısından, Avrupa Birliği üyelik sürecinde kapı kulu olarak bekletilerek aşağılanması ve ABD hizmetkarlığı ise en belirgin durumlar olarak göze çarpmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son 20 yıl içinde ve adım adım, bu yüzyıllık teslimiyet gömleğini çıkarıp parçalarken, kendisine biçilen emir eri vasfını ve büyük bir ekonomik Pazar rolünü elinin tersiyle iterken ; askeri- siyasi ve ekonomik olarak büyük bir güç olmanın da eşiğine gelmiş, önemli dönüşüm hamleleri gerçekleştirmiş ve çevresini bir vizyon doğrultusunda şekillendirme başlamıştır.
Bu gerçeklik karşısında ;
1. Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan EBEDİ TÜRK YURDU Anadolu’yu görmeden, İsrail – Yunan- Rum- ABD- Fransa ve avanesinin çıkarlarını destekler şekilde Doğu Akdeniz’de ne işimiz var ? diyerek saçmalayan,
2. Libya’da ne işimiz var ? diyerek, konuyla ilgili hazırlanan tezkereye hayır oyu veren,
3. Suriye’de ne işimiz var ? diyerek, küresel güçlerin 50 yıllık planlarını bozmak için yapılan her operasyonda hükümeti ve ordumuzu arkadan hançerlemeye çalışan,
4. Ortadoğu bataklığında ne işimiz var ? diyerek, ABD ve İsrail için politika üreten,
5. Pyd//Ypg yapılanması vatanlarını savunan insanlardan oluşmuştur. Onlar mı Türkiye’ye saldıracak ? diyerek ellerinde şehitlerimizin kanını taşıyan,
6. Kendi vatanlarının olduğu kadar Türkiye’nin çıkarları için de Suriye’de mücadele eden ve yeni adıyla Suriye Milli Ordusu olarak anılan güçleri terörist ilan eden,
7. Günümüzün firavun’u, küreselcilerin uşağı darbeci Sisi’nin ve katliamları tarihe kazınmış Esed rejiminin savunuculuğuna soyunan,
8. Türkiye ile İran arasında bir çatışma çıksa, İran’ın yanında saf tutacak ; bir terörist gebertilse cenazesine koşacak milletvekillerine sahip olan,
9. Milli İstihbarat Teşkilatımızın tırlarına operasyon düzenleyen CIA beslemesi hainlerle işbirliği içinde devletin gizli faaliyetlerini ifşa edenler için özgürlük yürüyüşü düzenleyen,
10. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı ayaklanma çağrısı yapıp, masum insanların ölümünden sorumlu olan ve terörist başının heykelini dikeceğiz diye nara atan Selahattin Demirtaş için özgürlük şarkıları söyleyen,
11. Sırtını Pkk’ya Pyd’ye Ypg’ye Ypj’ye yaslayanlar ile SİNSİ ittifaklar kuran,
12. Kandil’de fare hayatı yaşayan sürüngenlerin sevgisine, taltifine ve yönlendirmesine muhatap olan,
13. Can ve kan kardeşimiz Azerbaycan’ın, topraklarını işgalden kurtarmak için yürüttüğü operasyonda, Türkiye’nin Azerbaycan’a silah yardımı yapmasını eleştirerek, Azerbaycan’a cihatçı militanların yardıma gönderildiğinden bahisle algı operasyonu yapmaya kalkan,
14. Türkiye’yi, IMF’e mecbur bırakmak için kendi ülkesine yönelik olarak devam eden bir finansal operasyona öncülük edip , taşeronluk yapan,
15. Türkiye’mize yabancı devletlerle birlikte ve çeşitli vesilelerle ayar vermeye çalışan,
16. Ülkesini yabancı devletler ve mihraklar nezdinde şikayet etmekten utanmayacak kadar ülkesine yabancılaşmış bulunan,
17. Ülkesine yatırım yapılmaması için açıklamalar yapacak ve yatırımcıları tehdit edecek kadar köksüz kalmış ve adileşmiş bir zihniyete sahip olan,
18. Ezan dahil milli ve dini olan her şeyden rahatsız olan,
19. Bu ülkede tek bir savunma sanayi üretiminin altında imzaları olmamasına rağmen, Türkiye’nin dünyanın en büyük silah üreticilerinden birisi haline geldiğini görmeyerek ve her üretime bir kulp takmaya çalışarak, gerçekleştirilen projeleri baltalamak için var gücüyle çalışan,
20. Mavi Vatan doktrinini savunmak yerine fikir özgürlüğü adı altında Yunan tezlerini güçlendirecek ve destek verecek ihanet soslu açıklamalar yapan,
21. Kıbrıs’da, tam bağımsız bir Türk Cumhuriyeti yerine ; Yunanlılar , Avrupa Birliği ve ABD gibi konfederasyon tezini savunan,
22. Gerçek zemini bulunmayan ya da öngörülemez ve engellenemez bir nedenle ortaya çıkan yangın- sel – deprem gibi durumları, bir kurguyla şekillendirerek milletimize ve hükümetimize yönelik bir algı operasyonu dahilinde kullanmaya kalkan,
23. Hükümeti yıkmak ve iktidarı ele geçirmek için düşmanlarımız bir tarafa Şeytanla işbirliği yapacak kadar gözleri kararmış olan,
24. Ülkemizin geleceğini etkileme noktasında önem arzeden icraatları, desteklemek bir tarafa engellemek için akla hayale gelmez fitneleri üretmekte bir beis görmeyen,
25. Bu ülkenin gelişmesi için değil, ayağından çekmek için büyük bir mücadele ortaya koyan,
26. Ülkemizin tüm küresel güç merkezlerine karşı yaptığı mücadeleyi ve sağladığı üstün başarıyı görmeksizin, aşağılık kompleksinde boğuldukları çukurdan, öldük- bittik edebiyatı yaparak üzerlerine sinmiş niteliksizliği örtüp oy kapmaya çalışan,
27. Ülkemizin askeri olarak kuşatılmaya çalışıldığı ve açık tehditlere maruz bırakılmak istendiği bir ortamda alınan S 400’lerin satın alınmaması ve sonrasında kullanılmaması için ABD – İsrail ve Yunanistan’dan daha fazla mücadele eden,
28. Ermeni soykırımı tezlerine alkış tutanları, Pkk sevicileri baş tacı eden,
29. Ayasofya’nın ibadete açılmasına en az bir Yunan ya da bir hristiyan kadar karşı duracak kadar İslam’a uzak,
30. Diyanet İşleri Başkanı’nın söylediklerini, ettiği duaları küfür gibi algılayıp, varlığına dahi tahammül edemeyen,
31. Yabancı ülkelerin ülkemizdeki algı operasyonlarını ve projelerini yürüten ajanı Osman Kavala için hadsizce yapılan özgürlük çağrılarına destek verecek kadar satılmış bulunan,
32. İktidarı ele geçirmek için yabancı devletlerin liderleriyle işbirliği içinde hareket etmekten geri durmayacak ve bu yönde yapılan açıklamaları reddedecek iradeyi gösteremeyecek kadar hıyanet içinde olan,
33. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkmak ve parçalamak için sinsice uğraşan, BİZDEN GİBİ GÖRÜNEN AMA BİZDEN OLMAYAN, NE MİLLİ NE DE DİNİ OLARAK ORTAK BİR ZEMİNİMİZ BULUNMAYAN, BİZİM İÇİN DEĞİL, HİZMETİNDE OLDUKLARI YABANCI GÜÇ MERKEZLERİ İÇİN POLİTİKA ÜRETEN HAİNLERİN OLDUĞUNU ARTIK GÖRMELİ, ONLARIN BU FAALİYETLERİNİN, FARKLI BİR FİKRİ SAVUNMAK YA DA FARKLI BİR DÜNYA GÖRÜŞÜYLE ÜLKESİ VE MİLLETİ İÇİN MÜCADELE ETMEK ANLAMINA GELMEDİĞİNİ VAKİT GEÇ OLMADAN İDRAK ETMELİYİZ.
Her şeyden önemlisi saplantılardan, önyargılardan ve çıkarcılıktan sıyrılarak kendimize ; ben kimim, bütün bu gerçeklik karşısında nerede duruyorum, kimlerle birlikteyim, kimleri destekliyorum ve içinde bulunduğum durumun hesabını verebilir miyim diye sormalı ve vereceğimiz cevaba göre de hareket etmeliyiz.
ÇÜNKÜ BU HESAP, ENİNDE SONUNDA SORULACAKTIR…