Acziyetin Ve İhanetin Örneği...
Av. Sedat Çetinkaya
Engerek Yılanı Gibi Hareket Eden İran’ın Eline Sinsilik Konusunda Su Dökebilecek Bir Ülke Bulunamayacağı Gibi Tam Bir Zavallı Ve Batı Yardakçısı Olarak Hareket Eden Günümüz İttihatçılarının Taşıdığı Zihniyetin Ortaya Koyduğu Acziyetin Ve İhanetin Bir Örneğine De Dünya Durdukça Rastlanılamayacaktır.
Herkes tarafından görülebildiği üzere ülkemizde ağır kış koşulları etkili olmaya başlamış ve bu bağlamda doğalgaz talebimiz de artmıştır. Ülkemizin doğalgaz sağlayıcılarından olan İran ise fırsattan istifade ederek ve aslında ORTADA GEÇERLİ HİÇBİR NEDEN BULUNMAMASINA rağmen, bir ARIZA BAHANESİYLE ülkemize yönelik doğalgaz akışını minimum seviyeye indirmiştir. Tam bir kesintiye gitmemesinin sebebi ise sözleşmeye bağlı yükümlülükleri açısından şimdiden bir savunma mekanizması oluşturmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.
İran, ülkemize yönelik bu hareketiyle İLERİDE NASIL KALLEŞÇE TAKTİKLERE BAŞVURABİLECEĞİNİ de göstermiş bulunmaktadır. Net ve açık olarak belirtmek gerekirse, İran karşıtı bir gerilimin içinde olduğumuzda, İran’ın ilk yapacağı şeylerden birinin, ÜLKEMİZE YÖNELİK DOĞALGAZ AKIŞINI KESMEK olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır.
İran, mezhepsel yaklaşımını, Pers milliyetçiliğinin önüne gölge ederek dünyaya bakan, geçirdiği devrimle bir İslam devleti değil, siyonizme hizmet eden bir devlet yapılanması kuran, TİCARETİNE DE DOSTLUĞUNA DA GÜVENİLEMEYECEK BİR ÜLKE olarak karşımızda durmaktadır.
BU GERÇEĞİ GÖRMEK İSTEYENLERİN, İRAN'IN ; İslam dünyasında oluşturduğu ikiliğe, siyasi fikriyatına, İsrail- ABD ve küreselcilerle olan gerçek ilişkilerine, Filistin- Irak- Yemen- Suriye- Azerbaycan- Afganistan- Türkmenistan gibi ülkelerle ilgili fitne politikalarına, Güney Azerbaycan Türklerine yaptığı zulme, Afgan göçmenler üzerinden ülkemize yönelik olarak geliştirmeye çalıştığı politikaya, PKK’ya olan desteğine, Türk tırlarına yönelik uygulamalarına bakmaları yeterli olacaktır.
Herkes bilmelidir ki Humeyni rejimi, İran’a özgü bir FETÖ (CIA) oluşumunun, İran’da iktidar bulmuş halinden başka bir şey değildir. Bu nedenle ülkemizin İran’dan satın almakta olduğu doğalgazın ACİLEN ALTERNATİFİ OLUŞTURULMALI ve İran’ın yaptığı bu ahlak dışı ve kalleş hamlenin karşılığı, YARDIMIMIZA İLK İHTİYAÇ DUYDUĞU ANDA mutlaka verilmelidir.
Aslında İran’ın bu hamleyi oluştururken TEK BAŞINA OLMADIĞINA da özellikle dikkat etmek gerekmektedir. Çünkü İran’ın bu hamlesi, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Rusya Federasyonu Başkanı V. Putin arasında geçen görüşmeden sonra gerçekleşmiş bulunmaktadır. Bu durum, İRAN İLE RUSYA’NIN İŞBİRLİĞİ İÇİNDE HAREKET ETTİKLERİNİ ve Avrupa’ya yönelik gaz akışını, Türkiye’nin kendi ihtiyaçlarına yönelmesini sağlayarak azaltmak biçiminde sinsi bir taktik içinde olduklarını ortaya koymaktadır.
Elbette bu noktada RUSYA, bu eylemi doğrudan doğruya gerçekleştirmemekte, vermiş olduğu bir tavize ( ki bunun ne olduğu da önemlidir ) bağlı olarak İRAN ELİYLE GERÇEKLEŞTİRMEYİ YEĞLEMEKTEDİR. Rusya’nın amacı ilk etapta, Avrupa üzerinde baskı oluşturmak suretiyle Avrupa’yı tehdit etmek, elde etmek istediklerini göstere göstere gerçekleştirmek için taviz zemini oluşturmak, Türkiye’ye hem doğalgaz hem de Ukrayna ile ilişkilerini gözden geçirmesi anlamında gizlice gözdağı vermek olarak tanımlanabilir.
Ancak aynı Rusya’nın, ABD yönetimine hakim olan küreselcilerle anlaşmış olması durumunda ; Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’den çıkarılacak İsrail gazına yönlendirmeyi hedefleyen bir yaklaşım içinde tanımlanabilmesi de olasılıklar içinde bulunmaktadır. Eğer böyle bir gizli yönlendirme varsa, Türkiye’nin alternatif olarak yönelebileceği Azerbaycan – Türkmenistan ve Katar bağlamında bazı sorunların ortaya çıkma ihtimali bulunduğunu söyleyebilmek de mümkün bulunmaktadır. Yani kısaca bu hususlar ile ilgili olarak da dikkatli ve ön alıcı bir politik yaklaşım içinde olmamız gerekmektedir.
Rusya süreç içinde uğrayabileceği zararın karşılığını, ortada hiçbir neden yokken küreselcilerce artışı sağlanan doğalgaz ve petrol fiyatları bağlamında FAZLA FAZLA ÇIKARACAK ve hatta büyük bir kazanç elde edecektir. Türkiye, İsrail gazına yönlendirilebilirse, İsrail açısından var olan kaynak sorunu, küreselcilerce çözülmüş olacak ; TÜRKİYE İLE İSRAİL İLİŞKİLERİ, kopması zor olan bir ticari ilişkinin üzerine bina edilerek, İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ DE GARANTİ ALTINA ALINMIŞ OLACAKTIR.
Çünkü bu durumda Türkiye, İsrail gazına bağımlı hale gelecek ve çok dirayetli bir yönetim başta olmadığı müddetçe kolay kolay tek yanlı adım atamayarak İsrail aleyhine bir politika izleyemeyecektir. Böylece ABD’nin, Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında uygulamak istediği stratejinin de önü açılacaktır. Görülebildiği üzere İLKESİZ VE KÜRESEL SİYASETTEN BİHABER KİŞİ VE ODAKLARIN ÖNERDİĞİNİN AKSİNE YAPMAMAMIZ GEREKEN TEK ŞEY, İSRAİL GAZININ TÜRKİYE ÜZERİNDEN PAZARLANMASINA OLANAK SAĞLAMAKTIR.
YAPMAMIZ GEREKEN ŞEY İSE ; Azerbaycan- Türkmenistan- Kazakistan- Katar gibi dost ve kardeş ülkelerin durumlarında Türkiye aleyhine yaşanacak siyasi ve askeri değişimlere engel olmaktır. Zira bizi İsrail gazına mahkum etmek ve bağlamak için diğer alternatiflerimizi yok etmeye çalışacaklarını kesin olarak söyleyebilmek mümkündür.
RUSYA İLE TÜRKİYE ARASINDA ARZULADIKLARI ŞEKİLDE BİR SAVAŞ ÇIKARABİLMELERİ DURUMUNDA, Rusya’nın Türkiye’ye yönelik doğalgaz vanalarını kapatması, Gürcistan’ı işgal ederek Azerbaycan’dan gelen hattı bloke etmesi, İran’la ittifak halinde bulunması nedeniyle İran’dan gaz tedariğinin zora girmesi, Katar’ın ülkemize yönelik sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatının çeşitli biçimlerde engellenmesi gibi durumlarda ülkemizin yaşayacağı sıkıntıyı herkesin görmesi gerektiğini ifade etmek isterim.
Bu arada Rusya tarafından İran'a verilen tavizin, mutlaka ama mutlaka, Suriye'de ve Zengezur bölgesinde bir yansıması olacağını da şimdiden ifade etmek ve ilgililerin dikkatini bu hususa çekmek isterim.
İşte tüm bu gerçekliğin farkında olan ve stratejisini bir usta edasıyla sahnelemekte olan Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın, askeri- siyasi ve ekonomik tüm çabalarının, ülkemizdeki işbirlikçi bir zihniyet tarafından zora sokulması ise NE ANLAŞILABİLİR NE DE KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUMA tekabül etmemektedir. Örneğin CHP zihniyetinin, nasıl niteliksiz ve kapasitesiz bir yaklaşımı temsil ettiği, basit bir kar yağışında bile tüm çıplaklığıyla ortaya saçılmış durumdadır.
Bu zihniyetin, bu ülkeye verebileceği ne bir hizmet anlayışına ne de bir vizyona sahip olmadığı tereddüte dahi yer bırakmayacak bir şekilde ortada durmaktadır. Emin olunuz ki UTANMASALAR ; “herkes eline kazma küreği alsın, gerekli temizliği kendisini yapsın, biz kar temizliği yapmak için mi belediye başkanı seçildik YA DA kardır yağar, havalar ısınınca kendiliğinden kalkar diyecek kadar da acizdirler.
Ülke yönetmek, büyük projeler gerçekleştirmek, stratejik hedefler peşinde koşmak, dünya vizyonuna sahip olmak bu zihniyetin yanından bile geçmemiştir. İTTİHATÇILARIN GÜNÜMÜZDEKİ TEMSİLCİLERİ ; müslümana ve İslam’a saldırmak için fırsat kollayan, küresel güç merkezlerinin güdümüne girmiş, aciz, benliğini yetirmiş bir Türkiye’nin hayaline sığınan ve bunu yaparken de oluşturdukları bağnaz düşünce kalıplarının ve çeşitli kalkanların arkasına gizlenen niteliksizler güruhudur.
Allah’ı, peygamberini, kutlu devletini, vatanını ve milletini seven ve geleceğini düşünen herkes ; bu kokuşmuş, bağnaz, gerici, işbirlikçi , bölücü , aşağılık kompleksinde boğulmuş zihniyet ile arasına mesafe koymalı ve şimdiye kadar yaptıklarını bir tarafa bırakarak, her zerresinden ihanet fışkıran zihniyetle irtibatını kesmelidir.
İNANCIMIZA, LİDERLERİMİZE VE DEĞERLERİMİZE KÜFREDİP ; BUNU, FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ VE SANAT BAĞLAMINDA SUNARAK KENDİLERİNİ MÜLKÜN SAHİBİ ZANNEDENLER, SIRADAN BİR HİÇ OLDUKLARINI ÇOK YAKINDA GÖRECEKLERDİR…
İTTİHATÇILAR TAM KADRO ARAMIZDA OLSA DA YILDIZ'IN SAVAŞÇILARI DA EKSİKSİZ SAHADADIR.
TARİHE YÖN VERENLERİN, KUT ALMIŞLARIN SOYUNDAN BİR NESİL, ADIM ADIM KÜRRE-İ ARZ’I DEVRALMAKTADIR. KENDİNİ, DÜNYANIN SEÇİLMİŞ EFENDİSİ ZANNEDEN SÜNEPELERE İLANEN DUYURURKEN, GÜCÜNÜZ YETİYORSA GELİN VE BİZİ DURDURMAYI DENEYİN DİYORUM…