loader
İşbirlikçi Muhalefet İlişkileri

İşbirlikçi Muhalefet İlişkileri

ABD ve Türkiye arasında şekillenmeye başlayan bu adı konulmamış düşmanlık politikası, Türkiye’nin varlık bilinci kazanmasına ve bu bilinç dahilinde bünyesini saran prangalardan kurtularak yeni bir güç merke..

İşbirlikçi Muhalefet İlişkileriKüreselci Paganların, Türkiye’den Kısa Vadeli İstekleri Ve Ülkemizdeki İşbirlikçi Muhalefetle İlişkileri…
Av. Sedat Çetinkaya
 
Küreselci paganların güdümündeki Amerika Birleşik Devletleri adına CIA, 1990’lı yılların başında FETÖ yapılanmasını kullanarak, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri üzerinde büyük bir 5 nci kol faaliyeti başlatmıştır. Bu süreci ilk fark eden ve bu okulların CIA ajanlarıyla doldurulduğu gerekçesiyle FETÖ yapılanmasına ait okulları kapatan ise Rusya Federasyonu olmuştur.
 
FETÖ yapılanmasının Türkiye’de artan olumsuz faaliyetlerini ve bu faaliyetlerin oluşturduğu tehlikeyi farkeden Sayın Erdoğan’ın, Türkiye nezdindeki özel dershanelerin kapatılması ile ilgili kararı, bu yapılanmayı Sayın Erdoğan’a yönelik intikam içerikli bir yaklaşım içine itmiş ve bu gerilimden etkilenen CIA stratejisi de açık açık Türkiye aleyhine şekillenen bir ABD politikasının, planlanandan daha erken bir biçimde sahaya sürülmesine neden olmuş bulunmaktadır.
 
İşte, ABD ve Türkiye arasında şekillenmeye başlayan bu adı konulmamış düşmanlık politikası, Türkiye’nin varlık bilinci kazanmasına ve bu bilinç dahilinde bünyesini saran prangalardan kurtularak yeni bir güç merkezi olarak ortaya çıkmasına giden yolun kapısını açmış bulunmaktadır. 
 
Elbette bu durum, Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini etkileyerek, henüz ilan edilmemiş olsa da Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma iradesinden vazgeçmesine neden olduğu gibi Türkiye ile NATO ilişkilerinin de sadece ve sadece kağıt üzerinde varolan bir ittifak haline gelmesi sonucunu doğurmuştur. Artık Türkiye, kendi varlığıyla büyük bir ekonomik, askeri ve siyasi güç olma yolunda önemli mesafeler almış, Türk Devletler Birliği gibi büyük bir ideali de görünür kılmıştır. 
 
UZUN SÜREDİR MÜCADELE İÇİNDE OLDUĞUMUZ VE YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ HEDEFİ ÜZERİNDE ÇALIŞAN KÜRESELCİ  PAGANLAR TÜRKİYE’MİZİN ;
 
1. Karar alma mekanizmasına rahatlıkla müdahale edebildikleri, en hayati kararların alınmasında dahi büyük tartışmalar yaşanan ve koalisyonlar nedeniyle istikrarın sağlanamadığı “Parlamenter Sistem”le yönetilen bir ülke olmasını,
 
2. Modern ve etkili bir hava savunma sisteminden yoksun ve böylece saldırıya açık bir ülke konumunda kalmasını, 
 
3. Ordusunun kullandığı her türlü silah ve mühimmatlar hususunda, ABD ve yandaşlarına bağımlı durumda bulunmasını,
 
4. İsrail’e karşı tehdit oluşturmak bir tarafa, koruma sağlayan bir orduya sahip olmasını,
 
5. Hiçbir şart altında ABD çıkarlarının karşısında durmamasını,
 
6. Avrupa Birliği hedefi ile bekletilmeyi ve ABD etkisine açık ve edilgen bir konumda bulunmayı kabullenmesini,
 
7. ABD’nin onayı olmayan ; Kanal İstanbul, nükleer santral, altın aranması, petrol ve doğalgaz çıkarılması, uluslararası havaalanı yapılması, silah üretimi, yurtdışına askeri operasyon yapılması gibi hiçbir stratejik girişime tevessül etmemesini,
 
8. Suriye ve Irak coğrafyasında oluşturulmaya çalışılan Pkk devletine göz yummasını,
 
9. Katar’ın, bölgesel güçler tarafından yutulmasına ses çıkarmamasını,
 
10. Afrika kıtasına ilişkin ABD politikalarının önünde engel teşkil etmemesini,
 
11. İslam dünyasına öncülük yapacak bir politika geliştirmemesini,
 
12. Bağımsız ve güçlü bir Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlık kazanması için değil, KKTC’nin uluslararası güçlere peşkeş çekilmesi için faaliyet icra etmesini,
 
13. Ege ve Akdeniz’de, uluslararası güçlerin politikalarına hizmet edecek şekilde ezik ve sinmiş bir yaklaşım içinde bulunmasını,  
 
14. Merkez Bankası’nın politikalarına ve yönetimine karışmamasını,
 
15. Türkiye’nin büyümesi ve gelişmesi için elektrikli otomobil, silahlı insansız hava aracı, jet siha, yüksek kapasiteli pil teknolojisi, borofen, grafen üretimi gibi atılım ortaya koyan politikalardan uzak durulmasını, 
 
16. IMF tarafından kontrol edilir bir konumda bulunmasını,
 
17. Dünya ticaret ve enerji yolları üzerinde kontrol ağı oluşturacak stratejilerden uzak durmasını,
 
18. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ve ordunun yurt dışı operasyon icra edecek bir yönetim anlayışından uzak tutulmasını,
 
19. ABD’nin öl dediği yerde ölüp, dur dediği yerde durmasını vb. ARZU ETMEKTEDİR.
 
Bu bağlamda herkes bilmeli ve anlamalıdır ki KİM TÜRKİYE’MİZLE İLGİLİ OLARAK ; 
 
parlamenter sistemle yönetilmesinden dem vuruyorsa, hava savunma sistemlerimizin üretilmesinden ya da S400 örneğinde olduğu gibi yabancı bir devletten satın alınmasından rahatsızlık duyuyor ve bu rahatsızlığı ona devamlı batıyorsa, ülkemizin silah üretimden ve savunma sanayimizin yürüttüğü projelerden dolayı tarifsiz bir huzurluk içinde bulunuyorsa, açık ya da üstü kapalı bir şekilde İsrail yanlısı bir politikanın arzusu içinde kıvranıyorsa, stratejik ve taktik bir yaklaşım hariç tutulacak olursa her yönüyle ülkemize düşman bir birlik olan Avrupa Birliği aşkıyla kavruluyor, Avrupa Birliği’nden ve kurumlarından gelen fitne tohumu mahiyetindeki söylemlerden memnuniyet duyarak bu birliğin savunuculuğunu üstleniyor. 
 
Avrupa Birliği’nin ülkemiz nezdinde yürüttüğü algı operasyonlarının etki ajanlığına soyunuyorsa, bu ülkedeki stratejik proje ve girişimlere karşı çıkarak bunları bir şekilde kötüleme ve engelleme propagandası içine giriyorsa, Pkk//Pyd//Ypg//Sdg yapılanmasını destekliyor, bu yapılanmanın bize düşman olmadığını iddia ediyor, kahraman Türk Ordusunun Suriye ve Irak coğrafyasına yaptığı operasyonları eleştirip engel olmaya çalışıyor ve Pkk//Pyd//Ypg//Sdg yapılanmasının ülkemizdeki siyasi destekçileriyle Türkiye aleyhine politikalar için işbirliği içine giriyorsa, kabul edilebilir bir içeriğe sahip olmaksızın Katar düşmanlığı yapıyor, Ortadoğu sermayesine ilişkin anlamsız bir karşıtlık içinde bulunuyorsa, Libya’da- Somali’de- Katar’da- Suriye’de – Irak’da ne işimiz var zihniyetinin propagandasını yapıyorsa, 
 
İslam dünyası ile Türkiye arasında mesafeli bir durumun gelişmesini sağlayacak politikaları gündemde tutuyorsa, Türk- İslam dünyasının en önemli düşmanlarından İran’ın şakşakçılığına soyunuyorsa, ülkemizin sahip çıkmak durumunda kaldığı savaş mağduru müslümanlar üzerinden ülke içinde kaos oluşturacak şekilde yıkıcı ve ırkçı bir siyaset sergiliyorsa, Kıbrıs’ın peşkeş çekilmesi için satılık yöneticiler ve uluslararası güç odaklarıyla işbirliği içinde ihanet politikası yürütüyorsa, Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini çerçevesinde yürüttüğü aktif siyaseti, maksimalist ve hegemonyal bir anlayış olarak ilan ediyorsa, Merkez Bankası’nın küresel para baronlarının arzusuna uygun şekilde yönetilmesi için baskı yapıyor, etki ortaya koyuyor, 
 
dolarizasyon sürecini destekliyor, ülkemize yönelik olarak yapılan kur operasyonlarının algı dağıtım merkezi olarak görev icra ediyor, ülkemizi IMF’in kucağına atmaya çalışıyor sonra da yükselen kur ve oluşan enflasyon üzerinden hükümeti yıkma stratejisi üretmeye çalışıyorsa, ekonomimizin güçlenmesi ve büyümesi için çalışmak ve destek vermek bir tarafa, ülkemize yönelik yatırımları engellemek için uğraşıyor, ülkemize yönelen yatırımcıları kaçırmak için faaliyet icra ediyorsa ve Türkiye’nin milli güç unsurlarının yurt dışında yaptığı operasyonlardan Türkiye düşmanları gibi rahatsızlık duyuyorsa vb. ; İŞTE ONLAR, BU ÜLKEDEKİ İŞBİRLİKÇİ HAİNLERİN TA KENDİLERİ,  KÜRESEL GÜÇLERİN TESCİLLİ FİGÜRANLARIDIR…
 
AKLI BAŞINDA HERKESİN ONLARI , çeşitli bahanelerle efendileriyle yaptıkları toplantılardan, gönüllü danışmanlarının kimliklerinden, açıklama yaptıkları medya oluşumlarının aidiyetinden, biraraya gelmesi mümkün olmayacak siyasi yelpazedeki oluşumlar üzerinden kurdukları ittifakların yapısından, efendilerinin oluşturduğu siyasete yönelik olarak ortaya koymuş oldukları güncel söylemlerden ve finans bağlantılarından RAHATLIKLA TESPİT EDEBİLMESİ MÜMKÜNDÜR.
 
Sadece doğru şekilde bakmayı , görmeyi, dinlemeyi ve anlamayı başarmak gerekmektedir. 
 
Eğer hiçbir şekilde onları göremiyor ve vasat bir beynin bakış açısıyla, bu ülke için çalışan ve küreselci paganlarla büyük bir stratejik mücadeleye giren devlet yönetimini ve lideri suçlamayı tercih ediyor, pireyi deve yaparak ve bu amansız savaştaki öncelikleri dışlayarak kişisel çıkarlar, niteliksiz bahaneler ve bağnaz düşünce kalıpları üzerinden eleştiri getirmeyi marifet sayıyorsanız, biliniz ki siz de isteyerek veya istemeyerek işbirlikçi figüranlardan biri haline gelmiş, GAFLET VE DALALET VE HATTA HIYANET İÇİNDE BULUNUYORSUNUZ demektir… 
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler