Saka-Sak-İskit-Kimmer-Türk -9
Araştırmacı yazar - Ali Yıldız
Antalya-Çıralı’daki Kimera-Chimera-Kimmer Efsanesi ile Sakaların ilgisi.
Sakaların doğudaki belirtileri için Çinli tarihçiden alıntılayarak MÖ. 2354 tarihini yukarıda vermiştik. Aynı milletin batıda da MÖ. 1850 civarında Mısır ile bir çatışmadan söz edildiğini hatırlayalım. Ancak bütün bunlara rağmen tarihçiler batıda özellikle Ön Asya’daki Saka-İskit olaylarını klasik Asur-İran ve Grek belgelerine göre yorumlamakta ve MÖ. 8. Yüzyılda başlatmaktadır.
Bu klasik anlatımda İskitlerin Kimmerleri baskılayarak önlerine katıp Anadolu’ya girdikleri, Anadolu’da 28 yıl kaldıkları söylenmektedir. Şimdi bu konuyu bir kenara bırakıp İskitlerin önlerine katıp Anadolu’ya soktukları Kimmerlerin Anadolu’da ortaya koydukları etki, olay ve efsanelerinden bahsedelim.
KİMMERLER ANADOLUDA. KİMERA-CHİMERA EFSANESİ
Kimmerler MÖ 1400-1000 yıllarından MÖ 8. yüzyılın ilk yarısına kadar Kimmerya olarak da tabir edilen İdil Nehri’inden Karadeniz’in kuzeyine doğru uzanan ve sonradan Kıpçak Bozkırı diye anılacak olan geniş bir alanda yaşamış bir toplumdur.
Kimmerlerden ilk söz eden Homeros Kimmerlerin ıssız dünyanın sisli ve karanlık ülkesinde yaşadıklarını yazar. Kılıç kullanmada, ok atmada ve balta kullanmada ustaydılar. Herodot Kimmerlerin Kuzey Pontus bölgesinden geldiğini söyler. Kimmerya, MÖ 8. yüzyılın ortalarında İskitlerin (Sakalar) eline geçince yerlerinden olan Kimmerler büyük kafileler halinde güneye inerek Kafkaslardaki Demir Kapı ve Derbent geçitlerini aşarak Doğu Anadolu’ya girdiler.
At üzerinde savaşan Sakalar, yaya olarak savaşan Kimmerlere karşı üstünlük sağlamışlardı. MÖ 714'te Urartu sınırını aşarak Orta Anadolu’ya doğru saldırılara başladılar. Kummuh (Adıyaman yöresi), Meluddu (Malatya) Tabal (Nevşehir - Kayseri yöresi) doğuda Şubria (Diyarbakır yöresi) ve batıda Hubuşna’ya (Ereğli) kadar yayıldılar. Kimmerler daha sonra Karadeniz'in güney kıyısı boyunca batıya ilerleyip Sinop (Sinope) civarında bir üs oluşturmuş ve Tabala doğru güneye yönelmişlerdi.
Kızılırmak’a kadar uzandılar ve Dugdamme adındaki ünlü önderlerinin komutasında Friglerin üzerine saldırdılar. MÖ 696'da Frig başkenti Gordion’u yağmaladılar. Kimmerler, Asur kralı Asarhaddon tarafından MÖ 679 yılında Hubuşna (Ereğli) mevkiinde bozguna uğratıldıktan sonra batıya yönelerek Lidya’yı tehdide başladılar.
Lidya Kralı Gyges, Asur Kralı Asurbanipal’le diplomatik ilişkiler kurup ondan sağladığı yardımla Kimmerleri MÖ 657'de büyük bir yenilgiye uğrattı ancak Kimmerler bir süre sonra yeniden Lidya’ya saldırıp başkentleri Sardes’i aldılar. Lidya kralı kralı Gyges savaş alanında öldü. Sardes’i yakıp yıkan Kimmerler orada kalmayarak hızla Orta Anadolu’ya döndüler.
Kimmerlerin bir bölümü kuzeybatıya doğru çıkarak Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesinde, Antandros kenti çevresine yerleşti.
Gyges’ten sonra Lidya tahtına geçen oğul Ardys, ülkesini Kimmer saldırılarının yarattığı güç durumdan kurtarmak amacıyla yeniden Asur Kralından yardım istedi. Ama Kimmerler kuzeybatıdan, Boğazlar üzerinden gelen Traklar ile birleşip yeniden Lidya’ya saldırdılar ve MÖ 638'de Sardes’i krallık sarayının bulunduğu Akropolis dışında bir kez daha istila ettiler.
Bununla da yetinmeyip Ege Denizi kıyısındaki kentlerden Efes, Menderes Magnesiası, Myos, Priene, Lebedos ve Melia'nın yanı sıra olasılıkla Miletos’u da yağmaladılar.
Kimmerler zaman içinde güçlerini yitirerek ünlü önderleri Dugdamme Kilikya bölgesindeki bir savaşta öldü. MÖ 630 yılında Asurlular bu istilacıları yenmeyi başarmışlardır.
SAVAŞÇI KİMMERLERDEN MİTOLOJİK KİMERA’YA
İşte bu saldırılar ve savaşlar Yunan Mitolojisine Kimera olarak yansımıştır. Günümüzde Antalya-Çıralı-Yanartaş olarak anılan, antik Likya’da yerden çıkan doğal gazın tutuşması ile binlerce yıldır ilgi çeken etrafında efsaneler üretilen Yanartaş’ın Kimera-Chimera olarak anılmasının temelinde İskitlerin önünden kaçarak Anadolu’yu istila eden ve bu istila sırasında ortalığı yakıp yıkan Kimmerlilerin; Yunanlı halk muhayyilesinde yarattığı algı ve etki Kimeros mitolojisinin kaynağıdır.
KİMEROS-CHİMERA-YANARTAŞ EFSANESİ
Gelelim efsaneye... Çok kahramanı var. Bellerophontes, uçan kanatlı atı Pegasus, ve ağzından ateşler saçan efsanevi yaratık Kimera (Chimera).
Bellerophontes, Korint Kralı Glaukus ile Eurynome’nin oğludur ve asıl ismi Hipponoes'tir. Bellerophontes, birgün kardeşi Deliades ile ormanda avlanırken kazara kardeşini öldürür. Büyük bir üzüntü duyar ve Tırynis'e sürülür.
Kral Proitos ve güzel eşi Kraliçe Anteia’nın yönettiği şehre geldiğinde kral kendisini sarayda ağırlar. Ama güzel Kraliçe Anteia, Bellerophontes’e aşık olur. Onunla beraber olmak ister. Fakat Bellerophontes bunu kabul etmeyince kraliçe bu durumu kabullenemez ve çirkin bir iftira atar.
Bellerophontes’in kendisini kirletmek istediğini ve ona zorla sahip olmak istediğini söyler. Kral bu duruma çok öfkelenir, sarayında misafir ettiği bir soylunun bu davranışından dolayı cezalandırılmasını ister. Bellerophontes’i eline tutuşturduğu bir notla Likya kralı olan kayınbabası İobates’e gönderir.
İobates, dokuz gün misafir ettikten sonra kendisine gönderilen mektubu okur. Bunun üzerine Bellerophontes'i cezalandırmak ister. Evinde misafir ettiği bir prensi öldürüp tanrıların öfkesini çekmektense nasıl olsa yapamayacağını ve ölümüne sebep olacağını düşündüğü görevler verir kendisine.
Bu görevler:
1-Aslan başlı, yılan kuyruklu olup, ateşler saçarak; insanları, köyleri yok eden Kimera'yı (Chimera) öldürmek,
2-Tarihi mesele ise Savaşçı ve Asyanik(Turanlı) bir kavim olan Solymlerle(Termesoslular) savaşmak ve Amazonları (Masaget-İskit) yenmek.
Daha önce Athena’nın yardımıyla ehlileştirdiği kanatlı at Pegasus’a binerek Kimera (Chimera)’yı öldürmek için yola koyulur. Yanına kurşun uçlu mızrağını da almıştır. Kimera’yı gördüğünde ona saldırır.
Turanlı Kimera ağzından ateş saçarken, Yunanlı Bellorophontes mızrağını fırlatır ve ateşin etkisiyle mızrağın uzundaki kurşun erir ve Kimera’nın ölmesine sebep olur. Canavar yerin altına gömülür ve ağzından saçtığı ateşin bir kısmı da yeryüzünde yanar şekilde kalır.
Yanartaş’taki ateş işte bu ateş... İster inanın ister inanmayın bu olaylar ve efsane aynı yüzyılların efsaneleridir. Efsanevi Kimera resmini de onların çağdaşı olan Etrüsklü Ressamlar çizmiştir.
Daha Önceki Bölümleri'de Okumak İsteyebilirsiniz...