loader
Sakalar-38

Sakalar-38

Sakalar kendilerinden sonra gelen hangi kavimlere benzemektedir? Bu benzerliklerin etnik veya sosyolojik bir sürekliliği var mıdır? İşte buradan başlayarak Sakaları nasıl bilirdiniz sorusuna cevap arayacağız. Toplumun kimliğini..

Sakalar-38Sakalar-38
Ali YILDIZ
 
Sakaları nasıl bilirdiniz?
 
Bir milletin veya toplumun kimliğini ortaya koyan birkaç belirgin veri vardır. Bunlardan biri dildir. Diğeri kullandıkları yazı veya alfabedir. Üçüncüsü geride bıraktıkları mimari yapılar, dini veya sosyal binalar, kurdukları şehirlerdir.
 
Varsa tarihi bilgi ve belgelerdir. Bunlar taşa veya deriye kâğıda yazılı belgeler olur. Bunlar yüzeysel olarak elde edilebilen verilerdir.
 
Sakalarla ilgili yukarıdaki sıraladığımız bilgi kaynakları yetersiz olduğundan ele geçen bilgi kırıntıları onların kimliklendirilmesine yetmemektedir. 
 
Önce onları görenler var mıdır?
 
Varsa haklarında ne yazıp söylemişlerdir?
 
Bu veriler yetmiyorsa başka yapacak işler vardır.
 
Bunları da toprak altı araştırmalarından elde edilen bilgiler olarak sıralamak mümkündür.
 
Sakalar kendilerinden sonra gelen hangi kavimlere benzemektedir? Bu benzerliklerin etnik veya sosyolojik bir sürekliliği var mıdır?
İşte buradan başlayarak Sakaları nasıl bilirdiniz sorusuna cevap arayacağız.
 
1-Sakalar hayalet bir toplum olmayıp varlıkları çeşitli eski çağ yazarları tarafından anlatılmış gerçek bir kavimdir.
 
2- Sakalar yaşadıkları çağlarda bazı özellikleri ile başka toplumlardan ayırt edilen fiziki ve kültürel unsurlara sahiptir.
 
3-Sakalar kendilerinden birkaç bin yıl sonrasına bıraktıkları arkeolojik verilerle kendilerine özgü bir hayat tarzı olan toplumdur.
 
İki dünya ve dünyada İki krallık esasına dayanan düzenin temeli Gök Tanrı inancıdır. Sakalar Gök’e ve Gök’ün en ışıklı varlığı olan Güneşe tapmakta, Güneşi kutsamaktadır. Ona gökteki varlıkların en hızlısı adını vermişledir. 
 
Bunun ne kadar doğru olduğu günümüzde bilinen IŞIK HIZI ölçüsü ile düşünüldüğünde adeta bir astronom toplum tasavvur edebilirsiniz. Ona dünyadaki varlıkların en hızlısı atı kurban ederek bağlılıklarını sunmaktadırlar. Günümüz mantığı ile düşündüğümüzde bunun ne kadar akılcı olduğuna hükmedebiliriz. 
 
GÜNEŞSİZ VE IŞIKSIZ bir dünya hayal edin her şeyi anlarsınız.
 
Hayalet veya efsanelerin dışında tarihi bilgilerle bilinirliğini atlayarak ikinci sıradan başladığımızda, Sakalar Yunanlılar ve İranlılar tarafından farkları ortaya konulan bir toplumdur. Buna göre Sakalara İskit adını veren Yunanlılar; bu adı onlara sivri kafalı veya sivri başlıklı oldukları için vermişlerdir. Yani onları diğer topluluklardan ayıran bir çehreye sahiptirler. 
 
Bu görüntü ve çehre halen Orta Asya’da neredeyse aynı başlıkları kullanan insanlar tarafından temsil edilmekte bunların çoğunluğu Türklerdir. Türkmen, Kazak, Kırgız, Kıpçak, Yakut, Uygur kavimleri aynı tarzı devam ettiriyorlar.
 
İranlılar tarafından Saka olarak adlandırılan toplum İran bilgi ve belgelerine göre de Sak, uyanık, akıllı bir toplumdur.
Sak adı Su’dan değişmiştir diyen bilim adamları vardır ve onları Su-Şu Türk kavmin öncüsü veya bir parçası görenler vardır. Şu-Suk-Suklar Sakalar değişimi ciddi bulunmaktadır.(Bknz. Z V.T. Umumi Türk Tarihine Giriş.)
 
Saka adı Yunanlılar tarafından aynı zamanda Okçu Millet olarak tanınmakta, bir savaş aracı olarak eğittikleri at üzerinde ileriye ve geriye dönük olarak isabetle ok atan bir savaşçı topluma işaret etmektedir. Bu özellik Sakalardan sonra Hunlar, Göktürkler, Hazarlar, Oğuzlar, Selçuklar, Osmanlılar tarafından aynen devam ettirilen bir beceridir ve başka toplumlar buna gıpta etmişlerdir. Hatta bu özellik sadece Türklere atfedilmiştir.
 
Bunun yanında konar–göçer bir hayat tarzını benimsemiş, atları ve 4 ve 6 tekerlekli mobil evleri(Çadır veya Derimev-Topak ev) arabaları ile kıtalar arası göç etmişlerdir. Bu hayat tarzı da onlardan sonra asırlarca değişmeden Orta Asya’dan Kafkaslara, Afganistan ve Hindistan’a, İran’a, Mezopotamya’ya, Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa içlerine kadar yakın tarihlere kadar; Anadolu’da ise halen Yörükler olarak devam ettirilen bir yaşam tarzıdır. Bu adeta bir Türk hayat tarzıdır.
 
Yeraltında Dünya var:
 
Görünürdeki bu tarzın görünmeyen ve toprak altında kalan kısımlarına da değinmemiz gerek.
 
Toplumların iki hayatı vardır. Birincisi bu dünyadaki hayatı, ikincisi de yeraltına girdikten sonraki hayatı. Bu dünyadaki görünümleri hakkında kısaca bilgi verdiğimiz Sakalar yeraltı yaşamı için sayısız eserler bırakmışlardır. Bu eserlerden onların inançları, sanatları, ilgi ve sevgi duyduğu şeyler ve kavramlar, kâinatta (bu ve öteki dünya) ebedi var olma arzularına dair bulgular elde etmekteyiz.
 
Bu bulguların saklandığı yer Kurganlardır. İskit Kurganları adeta efsanevi ve tarihi bir fenomendir. 
 
İlginç olanı da Kurgan kültürünün kendilerinden sonra adeta kopyala yapıştır tarzında Hunlar, Uygurlar, Kırgızlar, Türkmenler tarafından devam ettirilmiş olmasıdır. Sakalarla başlayan Türklerde Ölüm ritüel ve törenleri bütün dünyada bilim aleminin hayranlığı ve ilgisi altındadır.Bu konuda Altay Türklerinde Ölüm ve Türklerde Ölüm adıyla yayınlanmış eserlere bakılabilir.(J.P.Roux.Altay Türklerinde Ölüm/ Edward Triyarsky. Türkler ve Ölüm)
 
Anau’dan başlayarak yapılan kurgan kazıları Ön Sakaların geriye miras bıraktıkları alet edevat, dokuma, silah, maden sanatları ile bizi büyülemektedir. Kadın saçına takılan altın iğneler bir eskiçağ toplumunda kadının yeri ve kıymeti hakkında ciddi fikirler vermektedir. Bu İslam’dan önceki Türk toplumlarında aynen devam ettirilmiş, kadına han denilmiştir.
 
Maden sanatlarında ne derecede ileri oldukları bu kazılardan elde edilen materyallerle anlaşılmaktadır.
 
Buraya bir ara bilgi sokuşturalım. Turani olduklarına kesin olarak inandığımız Sümerler Ön Sakaların bir parçasıydı. Medeniyet kurdukları Mezopotamya’da madenler yoktu ama onlar maden sanatına dair kıymetli eseler bırakmışlardı. Peki, madeni olmayan bir coğrafyada ileri derecede maden sanatı nasıl oluyor? Bunu düşündük mü?
 
Haydi sizi yormayayım.
 
Sümerler Maden sanatlarını Orta Asya’da öğrendikten sonra Mezopotamya’ya gelmişler ve geldikleri yerde ticari yoldan elde ettikleri madenleri değerlendirerek alt yapılarında var olan maden işleme kültürünü Mezopotamya’da uygulamışladır.
 
İskit Altınlarına doğru geliyoruz.
Devam edeceğiz...


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler