loader
Sakalar-37

Sakalar-37

Batı Türkleri Oğuzlar bu konuda hiçbir örnek veremediler. Şimdi bir şeye dikkat çekiyorum: Afrasyab’ın Alp Er Tonga olduğunu Karahanlılar biliyor, Uygurlar biliyor da Oğuzlar yani Anadolu Türkleri bilmiyor. Neden?

Sakalar-37 "Ali YILDIZ"
 
Yukarıda Alp Ertunga ağıtından bahsederken bu ağıtın hangi Türk uruğundan alındığının yazılmadığı anlatmıştık.
 
Bu sefer başka bir kaynağa müracaat ettik. Tabii bu kaynakta da istediğimiz bilgiyi bulamadık. Ama Alp Er Tonga hakkında daha faydalı bir şeyler elde ettik. Kaynağımız KUTADGU-BİLİK.1069 yılında yazımı tamamlanmış.
 
Yusuf Has Hacib Kutadku Bilig isimli eserinin R.R.Arat tarafından yapılmış çevirisinde;
 
EDGÜLÜK KILMAK ÖGDİSİN AŞIĞLARIN AYUR (İyili etmenin faydalarını söyleyip öğer) başlığı altında bu davranışa  örnek olarak Alp Er Tunga’dan söz eder. (TDK. Ankara 2007.S.39-43)
 
Köri barsa emdi bu Türk begleri 
Ajun beglerinde bulur yiğleri
(Eğer görebilsen dünya üzerinde en iyileri Türk beyleridir.)
Bu Türk beglerinde atı belgilüg
Tonga alp erdi kutı belgilüg
( Bu Türk beğleri arasında adı en meşhur ve ikbali ayan beyan olanı Tonga Alp begdir)
Bedük bilgi birle öküş erdemi
Biliglig ukuşug budun kördü mi
(O yüksek bilgiye ve faziletlere sahip idi, bilgili anlayışlı ve halkın seçkini idi.
Ne ödrüm, ne ködrüm ne ersig eren
Ajunda tetig er yidi bu bu cihan
(Ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi; zaten alemde ancak ferasetli insan bu  dünyaya hakim olur)
Tecikler ayur anı Efrasyab
Bu Efrasyab tuttu iller talab
(Tacikler,İranlılar-Acemler,ona Efrasyab kötü adam-kötü kalpli, derler, oysa bu Efrasyab akınlar yapıp ülkeler zaptetmiştir)
Tejikler bitigde tutumuş munı
Bitigde yok erse kim ukay anı..
(iranlılar bunu kitaba yazmışlar, kitapta olmasa idi, onu kim tanır, kim okurdu?)
Uygur Destanları ve Efrasiyab-Oğuz Bağlantısı 
Uygur Halk kahramanlık destanlarından Uygur Oniki Muqamlarından olan Irak Mugamının üçüncü destan kısmında yer alan Yusuf Ahmed’in destanında 
"Şahı alem, peķır esli,
Aprasiyap, Oġuz nesli,
İzdep keldim dildar vesli,
Yoktur candin teşvişları.  
Aprasiyap'ı Oğuz nesli ile özdeşleştirir.
 
Bu örnekler hep Doğu Türklerindendir. Batı Türkleri Oğuzlar bu konuda hiçbir örnek veremediler.
 
Şimdi bir şeye dikkat çekiyorum:
Afrasyab’ın Alp Er Tonga olduğunu Karahanlılar biliyor, Uygurlar biliyor da Oğuzlar yani Anadolu Türkleri bilmiyor.
 
Neden?
 
Çünkü Anadolu Türkleri Oğuzlar Anadolu’ya gelmeden önce ve sonrasında 1000 yıl İran ile karışık bir şekilde yaşadılar. Onlar Acemistan’a geldiklerinde yerleşik bir kültür karşıladı kendilerini. Zaten dini de Acemlerden öğrenmişlerdi. Bütün ibadet sözcükleri Acem dilindeydi. Abdest, Namaz, Hüda, Peygamber hepsi. Bu kavramları kendi dillerinde okumak için bir gayret göstermediler.
 
Oysa Allah yerine yer yer kullandıkları Huda sözcüğü Perslerin putperestlik döneminden kalma bir sözcüktü. Kiyumers’ten(Ataların atası demek), Hüsrev Perviz’e kadar devam eden Yarı Tanrı, kendilerini tanrı yerine koyan İran Kisralarının hayatını anlatan Hudaynameleri bilmiyor ama onun Huda’sını kullanıyorlardı. 
 
Peki Huda denilince haşa Allah İran kisrası seviyesine düşürülmüş olmuyor muydu? Ancak kendi geçmişlerindeki Tanrı adını 99 isim arasında yok diye hemencecik din adamları tekfir etmişti.  Dinin kültür değiştirici gücünü tanımıyorlardı. Türkçeyi çoktan bırakmıştı Türk bilginleri. Ne tıp bilgini İbni Sina, ne matematik ve felsefe bilgini Biruni Türkçe yazmadılar. Şiir dili Farsça, bilim dili Arapça kullanıldı.
 
Tarihler Peygamberler tarihi ile başlatıldı. Ne Alp Er Tonga, ne Attila vardı ne de Mete Han. Çünkü Arap ve Fars propagandası ile onları putperest kavmin tarihi olarak dışlamışlardı.
 
Bu dışlanmaya ve yok edilişe iki örnek verelim.
 
 
Birincisi Hz Ömer zamanından ve Şehname ile ilgili.
Sasaniler zamanında Kadisiye savaşında yenilen İran ordusundan Yezdicerd’in ele geçen hazinesi arasında İranlı Danişver’in eseri Sa’d bin Ebu Vakkas tarafından bulundu ve Ömer’e gösterildi. Ömer eserin içindekileri merak etmiş ve Pişdadiyen sülalesi hakkındaki bölümleri Arapçaya çevirtmiş. Sonra tamamının Arapçaya çevrilmesini emretmiş. 
 
Çevirmenler sayfaları getirdikçe Zerdüşt’ün mezhebine ve Zal ile Simurg’un maceralarına dayanmış. Halife eserin içinde kötü şeylerden bahsedildiğini ileri sürerek tercümeyi iptal ettirmiş. (Bknz. Sahname. Necati Lugal MEB yay. C.I. Önsöz)
 
İkinci örnek bir Türk’ten o da Mısır ve Suriye’de yaşamış. 
 
Kitabın adı Ulu Han Ata bitiği, Prof.Dr. Necati Demir hazırladı.
 
Mısır ve Suriye’de kurulan Memlük Kıpçak Türk devletinin önemli ailelerinden birinin oğlu olan Aybek ed Devadari söz konusu Ulu Han Ata Bitiğini Dürretül Tican ve Gurerü Tevarihi’z Zaman adlı eserinde bahsetmektedir. Buna göre Abbasile döneminde Eba Müslim Horasani’nin kütüphanesinde dedesinden kalan bir kitap bulunmuştur. Bulunan kitabın adı Uluhan Ata Bitiğidir. 
 
M.580 den önce Sasaniler zamanında kitap Türkçeden İran-Pehlevi diline çevrilmiştir. Kitap Türklerin Orhun kitabelerinden önceki asırlarını anlatan elden ele dolaşan bir tarih kitabıdır. 
 
Kitap’ta Türklerin Ulu Ay Ata(keyumers) ve Ulu Ay Ana gibi inançlarından söz edildiğinden bahsedilir.( Bu inançların halen Altay, Tuva ve Hakasya’da yaşadığına tanık olduk) Bu inançları felsefeci Cibril bin Bihtuşi hariç kimse kabul etmedi. Kitaplarına yazmadılar. Adı geçen Bihtuşi bunlar hakkında makaleler yazdı. Ancak biz inanılması zor hurafeleri buraya yazmamaya karar verdik.
 
Bunu yazmadık diyen de bir Türk ama Müslüman. Milletler kendi geçmişlerini dini tarih içinde aramazlar, onların bir de din dışı dönemleri vardır. Bu onların en doğal hakkıdır.
 
Yani Kıpçak ve Moğolların kutsal atalar kitabı Ulu Han Ata Bitik de din uğruna Devadari’nin hışmına uğrayıp bazı kısımları İslamiyet’e uymuyor diye çıkartılmış.(Bknz.Necati Demir. Uluhan Ata Bitik.Ötüken yay.S.65-66)
 
Gelelim Anadolu Türklerinin nasıl devşirildiğine.
 
İdari sistem de ad değiştirdi. Hakan, Kağan, Başbuğ, Çeri, Alp gitti. Yerine Padişah, Sultan, Asker, Kahraman geldi.
Alparslan, Kılıçarslan, Yağıbasan, Alp Tekin, Kutalmış Oğuz, Tutuş, Çağrı, Selçuk gitti yerine Feramuz, Keyumers, Siyavuş, İzzettin, Celalettin, Rüknettin, Kayzer-Şah geldi. Çünkü Oğuz Kağan destanı yerine Firdevsi’nin Şahnamesi(Türkçe tercümesi 1800 sayfa)  okunuyordu. Şehname(doğrusu Şahname) gözlerini köreltmişti. 
 
Orada Alp Er Tunga’ya-Afrasyab- karşı savaş yapıp yenilmiş perişan olmuş ne kadar İran kisrası varsa Selçuklu Sultanlarında onların adını gördük. 
 
Kutalmış oğlu Süleyman Şah oğlunun adı Kılıçarslan koyarken,onun torunu II. Kılıçarslan oğlunun adını, Gıyaseddin Keyhüsrev koydu. Keykavus, Keykubad, Keyhüsrev, Siyavuş ve orada İran-Pers kahramanları yüceltilirken Turan –Türk Başbuğu  Alp Er Tonga’nın(Afrasyab), onun babasının oğlunun komutanlarının aşağılandığı, küçümsendiği, kötülük timsali gösterildiği artık hiçbir Türkün kanına dokunmuyordu.
Buna bir de İran edebiyatını eklememiz lazım. 
 
Yukarıda küçük örneklerini verdiğimiz hece vezinli şiir, koşma, türkü güzelleme yerine Aruz veznine teslim oldular. Türk dünyasında hiç güzel kız yakışıklı oğlan kalmamış ve hiç aşk yaşanmamış gibi birden bire aşk hayatımız Hüsrev ve Şirin, Yusuf ile Züleyha, Hayber Cengi, Kerbela hikâyeleri ile doldu. Kızlarımızın adı Pervin, Şermin, Nermin, Oğlanlarımız İskender, Ferhad, Feridun, Huşeng oldu.
 
Bu yüzden Sakalar deyinde kaynak olarak çok sıkışıyoruz.
 
Kültürel olarak devşirildik.
 
Ancak biz bir yolunu bulup işin ucunu Sakalar’a çıkarmaya devam edeceğiz.
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler