loader
Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11

Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11

Kardaş-İskitçe.. Türkçe... MÖ. III. Binden itibaren ayakta olan Sakalara dair bilgiler elbette bu göçler esnasında onlarla temas eden halkların kayıtlarından ve belleklerinden gelmektedir. Çünkü kendilerine ait yazılı belge..

Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11
Araştırmacı Yazar- Ali Yıldız
 
Sakalar-İskitler Türkler bir Göç toplumudur. Hatta ilk göç hikâyesi İskitlerindir dersek yanlış olmaz. Böylece Çin seddinden, Sarı Irmaktan Tuna nehrine, Sibirya'dan İndus Nehrine  kadar uzayan, ama en az 3 bin yıldır devam eden bir Göç Hikâyesi. Bu yüzden meskûn mahaller el değiştirmiş, devletler, kurulu düzenler göçmüş, dünya, bilinen dünya baştanbaşa hercümerç olmuştur.
 
Kardaş-İskitçe.. Türkçe
MÖ. III. Binden itibaren ayakta olan Sakalara dair bilgiler elbette  bu göçler esnasında onlarla temas eden halkların kayıtlarından ve belleklerinden gelmektedir. Çünkü kendilerine ait yazılı belge yoktur. Onlar başkaları tarif etmektedir. Başkalarının tuttuğu kayıtlarda yüzlerce İskit’çe(Türkçe) kelime günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan biri de KARDEŞ-KARDAŞ sözcüğüdür. Yunanlılar bu sözcüğü “Karthasis” olarak kayda almışlardır. 
 
Dünyanın en çok ihtiyacı olan  en güzel sözcüğü Kardeş en az 3 bin yıldır yaşıyorsa Ne mutlu Türklere.
 
Yine Yunanca kayda alınmış “Abaris” sözcüğünün üzerinde inceleme yapan Moravcsik bunun AVAR sözcüğünün Yunanca kaydı olduğunu ortaya koymuştur.(L.Rasony. Tarihte Türklük. S.13)
Temas edenlerin bir kısmı Karadeniz’in kuzeyinde İskit-Saka toplumları ile karşılaşan Roma-Grek tüccar, tarihçi, gezginler veya komutanları oldu. Bunların bir kısmı daha sonraki asırlarda da Batı Anadolu, Ege adaları-Yunanistan, Rumeli çevresinde uzun bir süre İskitler-Sakalarla yaşadılar.
 
Sakalarla temas eden ikinci kol ise İran ve Mezopotamya halklarıdır. Sümer, Asur, Pers İran eserlerinde bu bilgilere rastlanmıştır.
 
Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11ARAŞTIRMALAR
Rusya ve Osmanlı Devleti arasındaki Kırım savaşı(1853) ile Orta Doğu ve Avrasya yeni bir araştırma, macera ve bilgi odağı haline dönüşmüş, yüzey araştırması ile yetinmeyen batılı oryantalistler kazı çalışmalarına başlamış, bu sebeple neredeyse bütün Asya bir araştırma ve kazı alanı olmuştur. Anadolu, Orta Doğu, Orta Asya, Doğu Türkistan, Hindistan, Tibet toprakları araştırmacıların bulup yağmaladıkları eski eserler mezarlığına dönmüştür.
 
İşte bu kazılardan bazıları daha ileride değineceğimiz Saka-İskit-Hun-Uygur-Türk kültür ve tarihinin de aydınlanmasına yardım etmiştir. Bunlara Gök Türk alfabesi ve Orhun yazıtları da dâhildir.
Orta Asya ve İran’da kazılarla tespit edilmiş önemli kültür tabakaları ve bölgeleri vardır. Anav, Kelteminar, Afanesyevo, Andronovo, Karasuk, Tagar adlarıını burada sayabiliriz. Bu kültürlerin bazısı yer, dağ ova, ırmak adına bağlanmıştır. Bu saydıklarımız daha ziyade Türklerle ilgilidir.
 
1-Anav Kültürü
2-Kelkteminar Kültürü
3-Andonova Kültürü
4-Afanesyeva Kültürü
5-Karasuk Kültürü
6-Tagar Kültürü
 
Yukarıdaki 1. Ve 2. kazılar, oriyantalistlerin Hind- Avrupa, İndo Germen medeniyetinin temellerini aramak ve İran- Avrupa Kültürünün kodlarını tespit etmek amaçlıdır. Aslında Kelteminar kültüründen başlayarak Sümere kadar devam eden bölgede ortaya çıkan materyal, Mezopotamya medeniyetini kuran halkların  çekirdek unsurunun Anav ve Kelteminar bölgesinden geldiğini ortaya koymuş, bu araştırmaların asıl faydası Türk toplumuna olmuştur dersek hata etmiş olmayız. Çünkü sözü edilen her iki kültür bölgesi Türklerin binlerce yıldır yaşadıkları bir coğrafyadır.
 
Mesela bu araştırmaların sonunda Etnisite olarak Asyanik, Turanlı, Alpin denilen bir insan tipi ortaya çıktı. Yine mesela Dil Aileleri, Sümer’den başlayarak birçok Avrasya topluluğunda kullanılan Türkçenin de dâhil olduğu veya eksende olduğu Eklemeli Diller grubu ortaya çıktı.
 
Çünkü kazılardan çıkan bulgular insanlığın MÖ. 10.000 yıl öncesine kadar gidebildiğine göre burada aydınlatılması gereken çok konu vardır.
 
Kazılarda bir takım buluntular çıkıyor ama kime ait ve hangi millet veya toplumun kalıntısı bu ayırt edilemiyordu. Bunun için yakın çevre ve eksenlerde yeni kazılar yapmak ve kıyaslama yolu ile buluntuları kimliklendirmek gerekiyordu. Bunun sonunda yukarıda sıralanan kültür tarih ve kazı bölgeleri oluştu.
 
Saka-Sak-İskit-Türk Oğuz -11Materyallerin değerlendirilmesi suretiyle kıyaslamalar yapıldı, makaleler yazıldı, kongreler, konferanslar sonucunda bir ölçüde tartışma zemini ortaya çıktı. 
 
1-Anav Kültürü, bugünkü Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat yakınlarında Anav bölgesinde yapılan kazılarda bulunmuş bir kültür sahasıdır. Anav-Anev, Türkmenistan’ın Ahal ilinin merkezi olan şehirdir. Başkent  Aşkabat’ın 8 km güneydoğusunda yer almaktadır. 
 
Güneşte kurutulmuş tuğlalardan yapılmış evler, at, koyun, sığır besiciliğinin ve çiftliğin yapıldığını gösteren kalıntılar yer almaktadır. Türk kültürünün önemli bir belirleyicisi olan atın Anav kültüründe bulunması dolayısıyla bu kültürün ÖN-SAKA, Proto-Saka, Proto-Türk kültürü ile ilişkili olduğu iddia edilmiştir.
 
Bu kültürün başlangıcı, kazılarda bulunan eşyalara uygulanan  carbon-14 yöntemi ile en eski MÖ. 7.000 ile MÖ. 5.000 yılları arasına tarihlenir. Başka kaynaklara göre hatta MÖ. 10.000 ile MÖ. 9.000 yılları arasına tarihlenebilir. İlk kültür kazıları 1904 yılında R.Pumpelly  başkanlığındaki heyet tarafından yapılmıştır. Sonra da devam etmiştir.
 
Yazının ekinde Anav kazılarında elde edilen buluntuların resimlerini koydum, bunların Yunanlı eseri olduğu sanısı çıkarılabilir. Oysa o eserlerin yapıldığı yıllarda (MÖ.7.000-9.000) Yunan Helen diye bir şey yoktu. Olsa olsa bu eserler Yunanlılara Anadolu yolu ile Anav’dan gelmiştir.
 
2-Kelteminar kültürü, Anav Kültür bölgesinin daha kuzeyindedir. Kültür ilk olarak 1939 yılında S.P. Tolstoy önderliğinde Sovyet heyeti tarafından keşfedilmiş ve kültüre keşfedildiği bölgenin ismi verilmiştir. Kelteminar Kültürü MÖ. 5500-3000 yıllarına tarihlenen ve bugünkü Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan sınırlarında Amu Derya(Ceyhun) Aral gölü deltasından başlayıp Balkaş gölü vadisine ve kuzeye doğru uzanan neolitik balıkçı toplumlara ait bir kültür alanıdır. 
 
Buzul çağının bitmesi ile beraber pek çok insan grubu bu bölgeye göç etmiş, köpek gibi hayvanların, yay ve ok gibi yeni icatların yaygınlaşmasında rol oynamışlardır.
 
Bu kazılarla paralel olarak Persepolis Kazıları, Sus Kazıları, Sümer kazıları devam etmiş ve büyük bir malzeme birikimi ortaya çıkmıştır. Kazılar serisinin kilidini açan Sümer ve kuzeyine doğru yapılan araştırmalar  eldeki eski bilgi sistemini alt üst etmiştir.
 
Gelecek bir yazımızda Promete, Ateş, Değirmen, At, Ok, Balta üzerinde duralım.
 
Daha Önceki Bölümleri'de Okumak İsteyebilirsiniz...
 

 



Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler