loader
Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27

Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27

imitri Kantemir, Osmanlı Devletinin en geniş sınırlara ulaştıktan sonra durakladığı 17-18. Yüzyıllarda da yaşamış bir Romen Prensidir. Tek kelime ile müthiş bir adam. XVIII. yüzyıl Avrupa’sında ismi oku..

Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27
Araştırmacı-Yazar / Ali YILDIZ
 
Bundan önce Orta Çağda yaşamış ve Avrupa, Afrika, Anadolu ve Asya’yı gezen bir İspanyol Fransisken papazın kitabından bahsederken şöyle demiştik:
 
“Çok iyi eğitilmiş olan Fransisken papazlar, Türklerin Avrupa derin hafızasındaki bilgiler sahiptiler. Tabiri caiz ise hasımlarını iyi tanıyor, nerden nereye yürüdüklerini iyi izliyorlardı.”
 
Şimdi papazdan çok sonra yazılmış bir tarih kitabından söz edeceğim.
 
Aynı kanaati bu kitabın yazarı Dimitri Kantemir için de taşıyorum.  Derin hafızalarında kimin kim olduğunu,( Saka kim, Hun kim, Türk kim) biliyor, tanıyor ve ona göre yaşıyorlardı.
 
Dimitri Kantemir, Osmanlı Devletinin en geniş sınırlara ulaştıktan sonra durakladığı 17-18. Yüzyıllarda da yaşamış bir Romen Prensidir. Tek kelime ile müthiş bir adam. XVIII. yüzyıl Avrupa’sında ismi okunanlardandır. Haritacı, tarihçi, coğrafyacı, ilahiyatçı(teolog),edebiyat ve musiki bilgisi yüksek bir kişiliktir. İyi bir prensin yetişme tarzı ve yoluna uygun olarak, Latince, Slavca, Yunanca ve Teoloji öğrenmiştir.
 
1673’te Boğdan’ın (günümüzde Romanya)  başkenti Yaş’ta doğmuştur. Babası Osmanlı İmparatorluğu’na tabi Boğdan Voyvodası iken küçük oğul Dimitri, zamanın Osmanlı hükümeti tarafından payitahtta (rehin veya kefil gibi)tutulmuş uzun yıllarını İstanbul’da geçirmiştir. 1687’de  gelerek, o çağın diplomasi kurallarına göre İstanbul’da 22 yıl kalan D.Kantemir bu zaman zarfında Osmanlı Saray akademisi Enderun mektebine devam edip Osmanlıcasını geliştirmiş, Arapça ve Farsça öğrenmeye çalışmıştır.
 
Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27Kantemir üstün bir Doğu Musiki ustası olarak da temayüz etmiştir. Müziğin temel kavramlarını, Giritli Cacavelas’tan ( muhtemelen Saka-sondaki Yunanca “as” yapım ekini atacak olursak Saka Veli bile olabilir?), Rum dönmesi Kemani Ahmet’ten keman derslerini,  ayrıca Rum Angeli’den ilave  dersler alarak Türk Musikisi hakkında geniş bir bilgi sahibi olmuş, kendi keşfettiği Ebced Notaları yöntemi ile günümüze kadar gelen Arap, Fars, Türk şarkılarını notaya çevirmiştir. Daha çok çalışmaları var ama konumuz değil, geçelim.
 
D. Kantemir’i Avrupa ve Osmanlı dünyasında meşhur eden tarih kitabıdır. OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN YÜKSELİŞİ VE ÇÖKÜŞÜ adı verilen kitap bilimsel eleştirel tarih metodu ile hazırlanmıştır. Bizde görüldüğü gibi mukaddime, methiye, zemmiye değildir. Tarih yazma usulüne uygundur.
 
Bu tarih kitabının baş kısımlarında Türkler ve Osmanlı ailesi hakkında genel bilgiler verilir.
 
Bizim ilgilendiğimiz kısım da burada başlamaktadır.
 
Kantemir Osmanlıların Anadolu’ya geliş hikâyelerini sağlam kaynaklardan( o zamanki yerli ve yabancı yazılı metinler) öğrenmiş ve tarihini o kaynaklara dayandırmıştır.
 
Kitabında önceki tarih yazarların verdikleri tarihleri münakaşa edecek kadar takvim bilgisine sahip olduğunu görmekteyiz.
 
Buradan başlayacak olursak:
 
Türk Adı ve Türk Ulusu Hakkında adını verdiği başlıkla;
 
“Tac-üt Tevarih yazarı Sadettin (Hoca Sadettin) ve diğer İran Vakayinamelerinin yazdıklarına göre, İskitya’nın soğuk bölgelerinden çıkıp gelenler arasında en iyi bilinenleri Türklerdir.
Gülistan şairi Şirazlı Sadi’nin;  ‘ey dostlarım gurbet ellerde neden bu kadar kaldığımı soruyorsunuz, İskitlerin yüzünden terk ettim, hepsi kana susamış kurtlara benziyor” dediğini nakleder. 
 
Saka- İskit- Dimitri Kantemir- Osmanlı- Türk-27Türk adının Osman Bey’in tarih sahnesine çıkışından çok önceden tanınmış olduğu ve bu adın özellikle Cengiz Han’ı izleyerek İran ve Anadolu’ya yayılan İskit kabilelerine verildiği anlaşıldıktan sonra Osmanlılara nasıl geçtiğini kanıtlamak bana düşer.
 
Osman Bey’in babası( doğrusu dedesinin babası) ve Osmanlı hanedanının kurucusu Nera Beyi Süleyman büyük Cengiz Han’ın peşinden gitmek hevesiyle; İskit gençliğinin çekirdeğini oluşturan 50.000 insanın başına geçerek yurdunu terk eder.
 
Osmanlı tarihini aydınlatan tarihçi Laonikos Chalcocondylas’tan naklen; Bazı yazarlara göre Türk diye anılan Osmanlılar aynı zamanda Tatar diye anılan İskitlerden gelmektedir. 
 
Partların( ki bunlar da Türktü diyor, kısmen doğrudur) kuvvetli oldukları bir sırada, Don(Tanais) nehrini yedi defa geçerek, her seferinde yukarı Asya’yı kırıp talan etmişlerdir.
 
Laonikos Chalcocondylas bu örneğe ek olarak bazı Hristiyan tarihçilerin yazdıklarından hareketle, dillerinin de birbirine benzediğini, Anadolu’daki Lidya, Karya, Frigya, Kapadokya eyaletlerinde(Anadolu Türkmen Beylikleri yaşayan Türklerle, Don nehri ve Sarmatya arasında yaşayan İskitlerin, gelenek ve dil bakımından aynı olduklarını yazar.”
 
Türkler hakkında çok da iyi şeyler düşünmeyen fakat Türkleri ve İskitleri bilgi ile tecrübeyle tanıyan Dimitri Kantemir’e göre:
 
1-Dedesi Süleyman İskit-Saka olan son Türk imparatorluğu kurucusu Osman Bey de bir İskit-Saka’dır.
 
2- Anadolu’daki Lidya, Karya, Frigya, Kapadokya eyaletlerinde( Saruhan, Menteşe, Çandarlı, Karamanoğlu- Anadolu Türkmen Beylikleri) yaşayan Türklerle, Don nehri ve Sarmatya arasında yaşayan İskitler, gelenek ve dil bakımından aynıdır, yani Türk’tür.
 
Böylece çok yukarılarda yazdığımız XII. Yüzyıl Bizans tarihçileri gibi XVIII. Yüzyıl Romen Tarihçi D.Kantemir de Türk-İskit-Saka bütünlüğünü teyit etmektedir.
Bizi bizden iyi tanıyanlara ancak teşekkür edebiliriz.
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler