Özgür Düşünce Nedir?
Doğal zorunluluk karşısında insan özgürlüğü sorununa ilk bilimsel yaklaşımı başlatan XVII. Yüzyıl Hollandalı düşünürü Baruch Spinoza; özgürlüğü düşüncede bulur. Ona göre her şeyi anlamak özgür olmaktır. Açık düşünceye kavuşan insanın tutsaklığı yok olur. İnsanlar bilmediklerinin tutsağıdırlar. Bilgilenince özgürleşirler. ‘’Özgür insan us ilkelerine göre yaşayan insandır’’. Bu anlayış XVIII. Yüzyıl Alman idealistleri [Fichte, Schelling, Hegel] tarafından geliştirilmiştir.
Hegel özgürlüğü ‘’bilincine varılmış zorunluluk’’ olarak tanımlamış ve birbirine karşıt sayılan bu iki kavram arasındaki diyalektik bağımlılığı göstermeye çalışmıştır. Ancak bu metafizikçiler de yanlış bir alanda, zorunluluğu ancak düşüncenin zorunlu olarak gelişmesi olarak anlıyorlar ve özgürlüğün ruhsal alanda gerçekleştirildiğini ileri sürüyorlardı. İnsan yaşamının özdeksel koşullarından ve bu koşullarla zorunlu olarak belirlendiğinden habersiz idiler.
İnsanlığın Özgürlüğünü bilimsel olarak çözümleyen ilk öğreti XIX. Yüzyılın ikinci yarısında oluşan bilimsel felsefedir. Bu çözüm: "Zorunluluk, doğanın ve toplumun nesnel ve özdeksel yasalarına boyun eğme" zorunluluğudur. İnsanlar doğaüstü varlıklar değildir. İnsanlar toplum üstü varlıklar da değildir.
İnsanlar; doğa yasalarını da, içinde yaşadıkları toplum yasalarını da dışlayamazlar, insanlar bu yasaları tanıyıp, ne olduklarını ve nasıl işlediklerini öğrendikçe bu yasaları alt edebilirler ve böylece özgürleşebilirler. İnsanlar genel çekim yasasını ortadan kaldıramazlar, ama aerodinamiği bularak genel çekimi alt ederler ve göklere yükselebilen uçaklar yaparlar. Bilim ve tekniğin günümüze kadar gelen ve süren gelişmeleri bunun sayısız örneklerini yansıtmaktadır.
Özgür Düşünce Kavramı...
1- Düşünmek korkunç bir yetenektir. Kişinin kaderi ve birçok kez de başkalarının kaderi insanın düşünce tarzına bağlıdır
2- Düşünce günümüze değin gelişmiştir ve hala da gelişmektedir. Maddesel nesnelerden fışkırıp soyutlaşmaya doğru yönelmiş, bilinç, erdemler ve ahlak kavramlarına ulaşmıştır.
3- Düşüncenin iki esası, dayanağı vardır: Bilinçli düşünce ve bilinçaltı.
4- Düşünce; insanın ölüm cezası korkusu, hastalık gibi fiziksel köleliklere boyun eğmeyen, değişmez bir disipline bağlanmaya zorlanamayan, sosyal baskılardan etkilenmeyen belki de tek öğesidir.
5- İnsan Hakları Beyannamesi ile toplum; insana tam bir özgürlük içinde düşünme ve konuşma hakkını bahşeder. Diğer taraftan aynı toplum insanı sürekli olarak baskı altında tutar.
6- Düşünce akıcı olma niteliğine sahiptir.
7- Duyguların, anıların, durumların kendi aralarındaki fikir ilişkileri ve benzerlikleri ile sebep-sonuç etkileşimleri anında bir tepkimeye girer, ortaya çıkan anlık sonuç bizin bu birikimimize ve birikimimizi o an nasıl yorumladığımıza bağlıdır.
8- Düşünce değişkendir ve yönlendirilebilir.
9- Olayların akış sırası, gelişme şekli, bizin o andaki duygularımız, şartlanmalarımız, tecrübelerimiz, sembollerin bizde oluşturduğu farklı etkiler ve benzeri gibi nedenlerle aynı olay sonucunda farklı kişilerde farklı düşünceler oluşabileceği gibi aynı kişide farklı zamanlarda farklı düşünceler de oluşabilir.
Özgür Düşünce Nedir?
Medya, çevremizdekiler, toplum kuralları yada doğa şartlarının bizi yönlendirmesi sonucunda, şartlanmışlık yada bilinçli olarak kısıtlı bilgilendirilmişliğin ışığında elde ettiğimiz bilgileri yorumlamak mı?
Birtakım çevrelerin ulaşmamızı istediği yorumlara gidiş yolu mu?
Düşünmeyi bir sanat haline getirebilmek mi?
“özgür düşünce”; düşünmeyi bir sanat haline getirebilmektir.